~Son Evlilik Bükücü~
Arabadan inip parkın içine girdiğimizde son gelişimizde konuştuklarımız gözlerimin önünden hızla geçti. O gün onun yanında mutlu olmaktan bile âciz, rahatsızdım. Peki kaç gün geçmişti ki üzerinden? Bugünse mutlu hissediyordum. Cihangir geçen gün oturduğumuz bankın yanına geldiğinde bana dönerek eliyle bankı gösterdi ve muzur ifadesi yüzüne yerleşirken başının ucuyla oturmamı işaret etti. Gülümserken bu defa bankın ucuna oturmak yerine rastgele ortasına doğru oturdum. Cihangir de benden sonra bir banka bir bana baktı ve gülümserken, yanıma aramızda kalan azıcık mesafeye rağmen oturdu. Elimde ki bardaklardan ve çikolatadan onun olanları uzattığımda dalmış olmalı ki utanarak özür diledi. Bir kaç dakika sessizlik içinde kahvelerimizi yudumlayarak geçti.
"Ee, hadi sıra sen de." Diyerek kaldığımız yerden devam etmek istediğimi gösterdim.
Ben ona doğru dönmüşken, o düz, önüne dönük oturuyordu."Tamam, ben sana soru soruyorum ve aynı sorunun cevabını kendim de veriyorum."
Alayla kaşlarını kaldırıp ekledi.
"Sen bencil bir eş olduğun için aklına bu gelmedi tabi. Ben ikimizi de düşündüm ama."
Söylediği şey tamamen gönderme yapmak ve şaka yapmak amaçlıydı fakat gülümsememe rağmen içimde küçük bir sızı oluştu. Yine de alınganlık yapacak durum da değildim. Bugün Cihangir'i ne olduğunu bilmediğim derdinden biraz uzaklaştırırsam belki o ruhsuz gözlerde benden -ve tabi Cihangir'den- oldukça uzağa kaybolurdu.
"Hadi ilk sen sor o zaman Bay Ben Çok Düşünceliyim!"
Ellerini dizlerine vurup doğruldu.
"Tamam, başlıyorum."
Merakla ne soracağını beklerken, yüz ifadesi ciddi gibi dursa da böyle devam edeceğini zannetmiyorum.
"En sevdiğin renkle başlayalım mı, ne dersin?"
Alayla tek kaşımı kaldırdım.
"Hani bunlar sıkıcı sorulardı?"
"Sadece dalga geçiyordum. Hem benim sevdiğim rengi öğrendin bile, sıra sen de?"
Benimle dalga geçmesini es geçerek sevdiğim rengi düşündüm. Benim öyle çok sevdiğim bir renk yoktu ki? Sürekli değişirdi.
"Sarı." Dedim şimdilik. Bugün sarı seviyordum.
"Uyumlu olsun diye diyorsan Fener'li değilim, haberin olsun." Dedi gülerek.
"Yaa, hangi takımlısın?" Cümlelerinden sadece ilgimi çeken noktaya odaklanıp resmin bütününe bakmıyordum.
"Galatasaray." Ben takım tutmadığım için bir şey demedim.
Bu yüzden Cihangir'e sorabileceğim önemli sorular düşünmeye başladım. Esra'dan konu açsam olmaz, kitap-film falan da soramam.
"Aşık olduğun biri oldu mu hiç?"
Düşünürken etrafta gezdirdiğim bakışlarım Cihangir konuşunca donup kaldı. Bu soruyu bana sorma hakkını nereden buluyordu ki? Sesi kısık, cevap vermemi ve ona kızmamı bekler gibiydi. Bile bile sormuştu yani. Dönüp baktığımda gözleri ben de, yine ruhsuzca izliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Evlilik Bükücü
SpirituellesAptallar Takımı Psikolojinizin etkilenebileceği düşüncesindeyseniz 18 yaşından önce okumayın. (Henüz düzenlenmemiştir.)