~Son Evlilik Bükücü~
Bir. İki. Üç. Ayağımı kaldırıp lavaboya dayadım. Parmak aralarını hilalleyip topuğuma kadar yıkadım. Sonra diğer ayak. Aynı şeyi tekrarlayıp ellerimi tekrar yıkayarak suyu kapattım. Kıyafet odasına açılan kolu tutup aşağı indirdim. Bu odada namaz kılsam ne olur ki? Yerde halı yoktu bu yüzden dolaptan çeyizime tıktıkları seccadelerden birini alıp çıplak yere serdim. Namazımı kıldıktan sonra secde
o paha biçilmez ânlar. Hah işte o ândaydım. Öyle sıcak sıcak oluyordu ki içim; mayışıyordum. Daha sonra burada uyuyakalmaktan korkarak kalkıp seccadeyi katlayıp eski yerine koydum. Odadan çıkıp beni bekleyen sıcak yatağıma kavuşmak için aceleyle üzerimdekileri çıkardım. Yatağıma uzanmadan önce sabah saat sekize alarm kurup başımı yastığa koydum.
Alarmın sesine uyanırken acaba bu ses Cihangir'i de uyandırır mı diye durup bir kaç saniye düşündüm. Neyse. Zaten erken kalkmak güzel şey? Umarım sekiz sizin için de erken bir saattir? Elimi yüzümü yıkayıp, üstümü değiştirip kilitli kapıyı açtım. Bu ev benim alışık olduğumun dışında sessizdi. Tabi ben de sessizdim. Cihangir uyuyor mu ki acaba? Oturma odasına parmak uçlarımda yürüyerek geldim ve kapının pervazına tutunup başımı içeriye eğdim. Uyuyordu. Hem de acayip tatlı bir şekilde.
İçımde kıpır kıpır bir yanım vardı. Kahvaltı hazırlamak için mutfağa yine sessiz adımlarla geçtim. Hatta uyanır diye mutfakta da sessiz oldum. Evlilik zor şey vesselam. Ama anlaşmalı evlilik muhakkak daha zor. Bileklerimi hafif kıvırarak sucuk doğradım. Çay demlenmişti ve kahvaltı neredeyse hazırdı. Sucuklar tava da kızarırken yine aynı sesi duydum. Tak tak. Cihangir gülümseyerek kapının pervazında durmuş onu görmemi bekliyordu. Başımı çevirip onu görünce gülümseyerek içeri davet ettim."Günaydın!" Neşeli neşeli konuştuğumda
O da cıvıl cıvıl bir sesle karşılık verdi.Sandalyeye oturarak başını duvara yasladı.
"İyi uyudun mu? Koltuk rahattı ama bi yatak da etmez tabi! Bi yerin falan tutulmadı değil mi?" Diye arka arkaya sorularımı sıraladım.
Ona karşı ilk günlerde ki katı tavrım yoktu. Çünkü bu çift taraflı bir anlaşmaydı. Kendi rızamla kabul ettiğim bir şey yüzünden onun burnundan getirecek halim yoktu. Hem gerçekten iyi anlaşıyorduk. Çok iyi.
Güldü ve ben de rahatladım. Her şey yolunda olmasaydı gülmezdi."Dert etme. Gayet rahattı yerim. Güzel koltuk seçmişiz!"
Bu defa ben de güldüm.
"İyi bari. Öyle olsun." Derken sucuğu da masaya koydum. Dolaptan bir kaç kahvaltılık daha çıkarıp onları da yerleştirdim. Çok çay sever bir insan olmadığım için ayrıca meyve suyu da koydum.
"Çalışma odamızı düzenleyecektik. Ne zaman yapalım onu?"
"Bugün halletsek nasıl olur? Sonra yarım kalır. Biliyorsun yapmamız gereken bi ton iş var. Hem bi kaç güne okul da başlayacak."
"Tamam. Kahvaltıdan sonra hallederiz."
°°°
Cihangir odanın duvarlarını siyaha boyatmıştı. Bu oda için anlaştığımızda buraya kimsenin dokunmasını istememişti ve kapıyı kilitlemişti. Bu kadar güzel bir şey beklemediğim için şaşkın ve heyecanlıydım. Odanın içi boylamasına ve enlemesine raftı. Sadece pencere kenarı boştu. Raflar da siyah renkteydi. Tabana baktığımda yine koyu ve siyaha yakın bir renkle karşılaştım. Cihangir karamsar bir ruha sahip gibi durmuyordu ama bu oda tamamen karamsar duruyordu. Yine de bir şekilde asil ve göz alıcı. Odanın ortasında istek üzere yapılmış olduğu belli olan bir çalışma masası vardı. Masa ortadan ikiye siyah bir şeritle ayrılıyordu ama aslında birleşikti. İki tarafın da kendine ait bir kaç çekmecesi vardı. Aynı döner koltuktan iki tane vardı ve ikisi de karşılıklı duruyordu. Açıkçası bu masaya ve bu uyuma bayılmıştım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Evlilik Bükücü
SpiritualAptallar Takımı Psikolojinizin etkilenebileceği düşüncesindeyseniz 18 yaşından önce okumayın. (Henüz düzenlenmemiştir.)