~Son Evlilik Bükücü~Kafamı kaldırıp saate baktım. Saat sekizi biraz geçiyordu. Sabah namazını kaçırmıştım. Odadan çıkmak yerine abdest alıp giyindim ve mabedim ilan ettiğim oda da namazımı kıldım. Kilitli kapıyı açıp çıktığımda ev oldukça sessizdi. Dün de yaptığım gibi kapıdan kafamı uzatıp Cihangir'e baktım ama oda boştu. Örtü katlanmış ve yastıkla üst üste konulmuştu. Mutfağa geçtiğimde Cihangir'in evde olmadığını anladım. Sinirle elimi tezgaha vururken buzdolabının üstünde ki post-iti gördüm. Sarı post-iti çekip aldım.
"Uyandırmak istemediğim için mesaj atmadım. Ekmek aldım. İhtiyacın olursa diye kredi kartı bıraktım. Bugün geç gelirim bir şey olursa haber vermeyi atlama lütfen."
Nereye gitti ki? Hayır, bana yazdığı nota bak! Haber ver! Ama zahmet edip nereye kaybolduğunu söylemiyor. Saydırıyorum ama aslında umrumda değil. Nereye giderse gitsin. Sadece benden istediği şeyi kendisinin de yapmasını bekliyorum.
Akşama kadar tek başına bir evde yapılabilecek her şeyi yapmıştım. Temizlik ardından yemek. Tam olarak tüm eşyaların yerini öğrenmek. Hatta ders çalışıp notlarımı tekrar ettim. Arkadaşlarımla ve ailemle konuştum. Cihangir'e de nerede olduğunu sorduğum bir mesaj atmıştım bir kaç saat önce. Malesef geri dönüş alamamıştım. Kim bilir ne halt ediyor diye düşünmekten kendimi alamadım. Yatsı ezanı okunuyordu ve hala ses seda yoktu.
Namazımı kılıp uyudum.
Gelen takırtılarla zaten huzursuz olan uykumdan uyandım. Doğrulup sesleri dinledim. Korkmak için erkendi. Tahminen Cihangir gelmişti. Ki siteye hırsız girmesi çok ama çok zordu. Hem korunaklıydı hem de ben hırsız olsam en üst kata gelmek için zahmet etmezdim. Yani umarım. Eşarbımı takıp hızla eteğimi giydim. Telefonumu elime alırken bilinmezliğin verdiği bir tedirginlik vardı üzerimde. Telefonun ışığını yakarken Cihangir'den gelen mesajı gördüm. Garip olan mesaj atması değildi. Garip olan mesajı üç dört dakika önce atmış olmasıydı. Hatta daha da garibi mesajı üç dört dakika önce atmış olması da değildi. Çünkü eve yeni gelmiş ve beni korkutmak istemediği için önceden mesaj da atmış olabilirdi. Tabi mesajda "Beni merak etme Sahra, bu gece eve gelmeyeceğim" yazıyor olmasaydı. Korkuyla kilitli kapıya baktım. Kapının ardından hala sesler duyuluyordu.Belki şaka yapıyordur? Bunu bilemeyiz değil mi?
Ya da bilebilir miyiz? Allah'ım sen beni koru! Çok korkuyorum! Cihangir'in ismine tıklayıp mesaj yazdım.Sahra:Ciddi misin? Şuan evde değilsin yani?
Sesler artarken mesaj gelmesini bekledim ama geri dönüş alamadım. Karanlık odada korkuyla sessiz hıçkırıklarla ağladım. En sonunda dayanamayarak Cihangir'i aradım. Son bir ümit hala evde olup beni kandırdığını düşünecektim. Ama olmadı. Telefon çaldı ama zil sesi falan duymadım. Aramam kimse almayınca düşerken korkuyla tekrar aradım. Ellerim titriyordu. Sonra onun sesini duydum. Bıkkın bir sesti. Sanki çok huzurluydu da ben ânın içine etmişim gibi. Bir kadın sesi. Bi ân da korku yanına gurur diye bir arkadaş edindi. Şimdi ben bu yabancı sese ne diyebilirdim ki? Zaten anlamıştım evde olmadığını. Başka bir şey demeye gerek yoktu. Telefonu yüzüne kapattım. Korkudan ölsem de arayamazdım. Önce içeride gerçekten birilerinin olduğuna emin oldum. Ardından internete girip sitenin sayfasını buldum. İletişim bilgilerine girdim. Güvenlik kulübesini aradım. Telefon iki defa üstüme kapandı ama üçüncüsünde açıldı.
"Alo, buyrun?"
"Selamun aleykum abi. Ben D blok 24 numara da oturuyorum. Evde yalnızım ve sanırım hırsız girdi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Evlilik Bükücü
SpiritualAptallar Takımı Psikolojinizin etkilenebileceği düşüncesindeyseniz 18 yaşından önce okumayın. (Henüz düzenlenmemiştir.)