~Son Evlilik Bükücü~
Asosyal kişilik bozukluğu, psikopatlığın duygulu versiyonu. Psikopatlık ise duygusuz bir boşluk.
Elimde ki kağıtları yanımda getirdiğim dosyaya koydum ve arkadaşlarla vedalaşarak eve döndüm. Bu dosyalara bakmayı ve hepsini tek tek incelemeyi dört gözle bekliyordum. Egemen hoca ilk ders için bize hasta gibi teslim edecekleri öğrencilere dağıttığı ilk genel testleri toplatmış ve hepimize rastgele olacak şekilde dağıttırmıştı. Bana da üç kız öğrenci ve iki erkek öğrenci düşmüştü. Merakla tüm bilgilerini ve ilk testlerine verdikleri cevaplara bakmayı bekliyordum. Egemen hoca testte verilen şıkların ne anlama geldiğine dair bir listeyi de mail olarak bize göndermiş ve bize dağıtılan öğrenciler hakkında önce şıkların gösterdiği sonucu yazmamızı ve listelememizi ardından çıkan sonuçlara göre konulabilecek tanı varsa onu ya da test hakkında kendi analizimizi yazmamızı istemişti.
Kendime meyvesuyu çıkarırken masanın üzerinde titreşimde olan telefonun yanıp sönen ekran ışığını farkettim ve uzanıp telefonu aldım. Arayan Sümeyye'ydi."Efendim?" Diyerek açtım.
"Abla? Selamun aleykum. Nasılsın?"
Arkasından fısıltıyla gelen başka bir ses daha vardı. Sanırım arkadaşlarıylaydı. Evde olsaydı yarım saat önce annemle konuştuğumda bilirdim.
"Aleykum selam Sümeyye. İyiyim, sen nasılsın asıl? Hem neredesin ve bu saate kadar neden eve gitmedin?"
Sorularımı sıralayıp bana sorun çıkarmadan cevap vermesini bekledim. Ama maalesef Sümeyye'den bunu beklememem gerektiğini unutmuşum. Başka başka konulara girip saçma sapan noktalara değindi. Belli ki bir derdi vardı ve yine ne söyleyecekse söyleyemediğinden kıvranıyordu. En son dayanamayarak sözünü kestim.
"Ne derdin varsa dökül, kıvranıp duruyorsun konuya nasıl gireceğini bilmediğinden!"
Telefonun diger tarafından rahat bir nefes verdi ve bu nefes beni şüphelerle göz göze getirdi. Yine de bunu belli etmedim. O ân belli etmemem gerektiğini düşündüm.
"Abla annemlerle konuşsan ben ve Firdevs iki gün siz de kalsak olur mu?"
Şaşkınlıkla gözlerim irileşti.
"Neden? Ne oluyor? Kötü bir şey mi oldu?"
Sümeyye'nin tereddütlerini taa buradan duyumsadım. Bana bir şeyler söylemeleri gerekiyordu. Ne halt ediyordu bu ikisi? Telefondan gelen hışırtılar ve ardından duyulan Firdevs'in her ân yaramazlık yapan ama bir türlü uslanmayan muzipliklere açık sesi.
"Yenge, vallahi kötü bir şey yapmadık yaa! Sadece iki güncük. Küçücük iki gün yanınızda kalamaz mıyız?"
İki gün mü? Ama neden? Acaba bu ikisi ne ara bu kadar samimi olmuştu da şimdi beraber benden bir şeyler istiyorlardı. Hem burada nasıl kalırlardı? Cihangir koltukta uyuyordu. Kesinlikle olmaz! Burada kalırlarsa Cihangir'le aramızda olmayan ilişkiyi öğrenirler. Annem ve Sena teyze başta olmak üzere babamlar çıldırır. Tam bir k-a-o-s!
"Sıkıntı bizde kalmanız değil canım. Neden biz de kaldığınız? Bunun sebebini söyleyin önce."
Aslında her ikisi de benim için başlı başına sıkıntıydı ama bunu onlara belli edecek değilim.
Firdevs de Sümeyye de bir kaç saniye sustular. Ve sonra ikisi aynı anda konuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Son Evlilik Bükücü
SpiritualAptallar Takımı Psikolojinizin etkilenebileceği düşüncesindeyseniz 18 yaşından önce okumayın. (Henüz düzenlenmemiştir.)