💐SEB/35💐

4.7K 362 185
                                    


~Son Evlilik Bükücü~

Yüzümde patlayan balonla şaşkınlıkla boğuk bir çığlık attım.

"Cihangir!" Diye tekrar bağırdığımda bir yandan da gözlerimi açıp kapattım ve yüzümdeki suyu sildim.

Gözlerimi açtığımda Cihangir'in alenen sırıtan ifadesiyle karşılaştım. 

Sinirlenerek ben de sepete eğildim ve aldığım balonu ona fırlatırken bastırarak konuştum.

"Böyle özür mü olur, pislik!"

Balon omzuna çarpıp patladığında bir iki adım geriye kaçtı.

Sonra ikimiz de güldük.

Ve aynı ânda sepete baktık.

Ben sepetin yanında olduğum için hemen eğilip iki balon birden alarak doğruldum ve hemen dibimde bulduğum Cihangir'e atmak için ellerimi kaldırdım. Cihangir gülerken bir yandan da bileklerimden yakaladı.

"Dur, hayır."

"Ne hayır, bıraksana bileğimi!" Diyerek güldüm.

"Olmaz Sahra, sadece ben ıslanırsam haksızlık olur!" Diye serzenişte bulundu. Ama bunu yaparken hâlâ gülüyordu.
Balonlardan birini öylesine elimden bıraktım ve düşüp içinde ki suyla ikimizin de ayakkabısını ıslattı.

"Sahra,"  Cihangir gülerek ayakkabılarımıza baktı ve başını kaldırıp benimle göz göze geldi. Onu gülüşünden yakaladım.

Sonra zaman bir yerlerde akmayı bıraktı. Ya da sadece ben öyle hissettim.

Gözlerinin içine odaklanmışken; bu yaşıma kadar kimsenin gözlerine böyle dikkatli, hafızama kazımak ister gibi bakmadığımdan eminim.

Sonra garip bir şey oldu.

Cihangir neredeyse hissettirmeden havada ki bileğimi serbest bıraktı ve ben dalgınlıkla onu orada tutmaya devam ettim. Ta ki Cihangir'in elini belimde hissedene kadar. İki yanımdan beni sarmalayan ama sarılmayan iki kolun arasındaydım. Belimde iki yabancı el vardı. Biri omzumun arkasında ve diğeri omurgamın aşağısında belimin inceldiği yerde.

Birden bire değişen atmosfer aklıma şaşıracak fırsat vermese de bedenim kontrol edilemez hareketler sergileyecek kadar şaşkındı. Suskun ruhumun yerine tepki veriyordu.

Elimde kalan diğer balon da kendi isteğim dışında heyecanla sıktığım için patladı. Su, benim yüzüme gelip irkilerek geriye çekilmemi sağlarken, Cihangir'in göğsüne de bir kaç damla sıçramıştı. Bu onun da irkilerek durumumuzun farkına varmasına ve az önce belimde olan elini ensesine atarak bir kaç adım geriye çekilmesine sebebiyet vermişti.

"Bu ağaç benim ağacım demiştim bak sana ne göstereceğim," diyerek sessizliği hızla bozarak bizi bu ânda çıkardı. Kalbim acıtacak kadar hızlı atıyordu.

Ağaca yaklaşıp gövdesinin üzerinde bir şeyler aradığında kendi ismini kazıdığını  tahmin etmiştim.

Sakinim, sakin.

Ağacın tapusu böyle üzerine alınmış olmuyor ama sen bilirsin Cihangir.

"Bak burada Cihangir'in C'si, burada Furkan'ın F'si var..."

Son Evlilik BükücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin