💐SEB/28💐

5.4K 371 97
                                    

~Son Evlilik Bükücü~

Yanında ki çocuğa şaşkınlıkla bakmaya devam ederken Cihangir dikkat çekmek ister gibi boğazını temizleyince bu defa da ona döndüm. Bakışlarıyla bir şeyler ima etmeye çalışıyordu ve gözünün ucuyla çocuğa bakınca ben de yine bir ânlık çocuğa döndüm ve büzüşerek kafasını yere eğdiğini gördüm. Sanırım şaşkınlıkla gözümü dikip aval aval baktığım için bu yabancı tarafından yanlış anlaşılmıştım. Ve Cihangir de bunu anlamış beni uyarıyordu. Kafam çok karışmış olsa da en iyisi bu işi Cihangir'e sormak olduğunu bildiğim için kenara çekilerek,

"Kusura bakmayın, dalmışım biraz." Deyip durumu toparlamaya çalıştım. Cihangir çocuğun omzuna elini koyarak kendisinden önce çocuğu ilerletti. Kapıdan geçerken tedirginliği bakışlarından belli oluyordu. Bakışlarımı Cihangir'e kaldırıp meraklı meraklı baktım. İçeri geçip ayakkabılarına doğru eğildi ve bir elini de duvara yaslayarak daha kolay bir şekilde çıkardı. Bunları yaparken yüzüme bakmadı. Çok kısa bir ân saçmalayarak bu çocuğun Esra ve Cihangir'in çocuğu olduğunu düşündüm. Çok kısa bir ân. Tamam ya, vallahi ben de farkettim saçmaladığımı. Ayakkabılarını eline alıp ayakkabılığın sürgüsünü çekerek yerleştirdi ve dönüp önce; gözleri bi ben de bi kendisinde  dolaşan çocuğa, ardından bana baktı. Nefesini bırakarak çocuğa döndü ve bir iki adım atıp önünde durarak çocuğun saçlarını karıştırdı.

"Sen bizi içerde bekle abicim, bir işimiz var; geliyoruz hemen ama." 

Çocuk konuşmadan ve onaylama ifadesi de göstermeden arkasını dönüp misafir odasına girdi. O girince de bakışlarımı Cihangir'e çevirdim. O, odaya giren çocuğun arkasından bakıyordu fakat bakışlarımı üzerinde hissedince dudağı gerilerek bana döndü.

"Mutfağa geçelim iki dakika."

Ondan önce adım atarak mutfağa geçtim ve benden sonra mutfağa girip kapıyı arkamızdan kapattı.

"Projemi teslim ettim yolda dönerken ışıklarda mendil, su falan satıyordu. Normalde ilgimi çekmez, yol kenarındakilerden de bir şeyler almam ama dikkatimi çekti bi ân. Başlarında bir adam duruyordu. Bende camı indirip çocuklardan birini yanıma çağırdım."

İçerideki çocuğu işaret ederek iki oda arasında ki duvara baktı.

"Sonra o adamların onları zorla çalıştırıp çalıştırmadığını sordum. Korktu galiba pek bir şey anlatmadı. Zaten adam bir şeylerden şüphelendi herhalde hemen çağırdı. Sonra baktım ara bir sokağa giriyorlar ben de arabayla takip ettim. Önce bir şeyler sordu sonra başladı çocuğu dövmeye. Ben de inip çocuğu kurtarmaya çalışınca bir posta da ben dayak yedim."  Dayak yediğini söylerken durup sessizce güldü. Sanırım gerçek hayatta herkes dayak yiyebiliyordu. Gülüşü öksürdüğünde yarım kalınca küfreder gibi bir ifadeyle konuştu.

"Aslında bıçak çıkarmasaydı o da olmazdı ama neyse..."

"Dur, dur bir dakika. Bıçaklandın mı yoksa?"

Araya girip durdurdum onu. Gözlerim üzerinde kan izi ararken dayanamayarak korkuyla ileri atılıp bir elimi göğsüne diğerini omzuna koydum. Kontrol ederken, "Acıyor mu? Nereden bıçaklandın?" Diye sordum. 

Ellerimi elleriyle tutarak birbirine perçinlediğinde şaşırdım. Ellerimize bakarken o yüzüme bakıyordu. Nazikçe ellerimi bedeninden çekip gergince gülümsedi.

"Omzumu sıyırdı geçti. Bir şeyim yok,"

Benim gözlerim hemen elini koyduğu omzuna kayarken ellerim hareket edip oraya dokunmadığı için karıncalanıyor ve gözlerim o yarayı görmek için çıldırıyordu. Ayrıca farkettiğim  üzere  Cihangir evden çıkarken elinde tuttuğu deri ceketi üstüne geçirmişti. Demek ki yaralandıktan sonra üzerine geçirmişti yoksa omzunun olduğu yerde en azından bir iz olurdu. 

Son Evlilik BükücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin