💐SEB/5💐

7K 397 46
                                    

                        ~Son Evlilik Bükücü~

Her şey bir ânda oluvermişti. Hiç beklemediğim biriyle hiç beklemediğim bir şekilde saçma bir evlilik yapıyordum. Kader deyip gönülden iman ettiğimiz de bu değil miydi zaten? Kûn feyekûn! Ol der ve oluverir. Ama böyle olacağını da tahmin etmiyordum şahsen. Aradan uzun günler geçmiş ve o gün gelip çatmıştı. Dün gidip resmi nikâhla evlenmiştik. Bugün ise benim için bu evliliği asıl helal kılan nikah vardı. Ve bu nikaha 'dini nikah' adını vermiyordum. Çünkü gerçek nikah buydu zaten.
Her ne kadar bizim evliliğimiz diye bir şey olmayacak olsa da!

Gelinliğim içinse kimseden fikir alma zahmetine girmmiştim. Tesettürlüler için düz kabarık olmayan daha çok bir elbiseyi andıran bir gelinlik seçmiştim. Kabarık prenses model gelinliklerin islama çok uygun olmadığını düşünüyordum. Gelinlik üzerinde ufak oynamalar yapıldı. Sena teyze ve annem üzerimde gördüklerinde çok beğendiler. Kuaförde de aynı şekilde özenli ama oldukça sade bir şey yaptırdım.
Sonunda düğündeydik ve Cihangir'le yanyana oturuyorduk. Üzerinde çok hoş bir takım elbise vardı. Ve ön cebinde benim gelin çiçeğimin tomurcuklu dallarından vardı. Çok hoş duruyordu. Biz sanki evlenmek için yaratılmış gibiydik. Bu işlerin hepsini o kadar sorunsuz halletmiştik ki! Kulağıma doğru eğildi.

"Baban benimle bir konuşma yapmış var ya!" Diye muzip bir sesle konuştu.

Etrafımızda dönen insanlar ikimizin de kısık sesle konuşmasına sebebiyet veriyordu. Kadınlar üst katta erkekler alt kattaydı. Cihangir de ben aşağıya gelemeyeceğime göre tabi ki buraya geldi! Tanıyan tanımayan herkes gelip dua ederken arada utanıyordum. Yani çoluk çocuğa karışalım diye özel bir çabaya giriyorlardı resmen!

"Ya!" Dedim. "Ne konuştu ki?"

Cihangir gülerek bana doğru eğildi.

"Aramızda bir sır. Sana söylemek yasakmış."

Omzuna hafifçe vurdum.

"Ben her türlü öğrenirim sen merak etme!"

Biz iki arkadaş gibi sohbet ederken düğün bitmişti ve arabalara binip yola çıktık. Ben de Cihangir'de ailemizin elini öpüp vedalaştık. Tabi ben bol bol ağladım. Cihangir'e babasının düğün hediyesi olan siyah arabayla girişten geçtik. Otoparka indiğimizde ben hâlâ ağlıyordum ve Cihangir gülüyordu.
"Niye gülüyorsun ki şimdi?" Diye aksi bir sesle söylendim.

"Çok ağladın, yarın ya da sonra ki gün yine gidip göreceksin kaçırmadım seni." Dedi şakalaşır gibi. İlk defa böyle konuşuyordu. Sesi sakin ve merhametliydi.

"Ay yine de bi kötü oldum işte." Dedim.

Arabadan inince kilitledi. Ve yanıma geldi. Yanyana yürümeye başladık. Asansörün düğmesine basıp beklerken bir elini cebine koydu.

"Acıktın mı?"

Yeni farkettiğim detayla başımı salladım. Bir yandan da gözlerimi siliyordum.

"Heyecandan hiç bir şey yiyemedim!" Diye isyan ettim.

"Ben de." Diye mırıldandı.

Asansör de ikimiz de sessizdik. Ben aynadan ikimizi izlerken Cihangir kafasını eğmiş yeri izliyordu. Dalgın olduğunu anladım. En üst kata gelince indik ve Cihangir cebinde ki anahtarı çıkardı. Kilidi takıp döndürmeden önce bana döndü. Bir eli kapının kolundaydı diğeriyle de kilitte ki anahtarı tutuyordu.

Son Evlilik BükücüHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin