-36. Bölüm-
Öncelikle aynı anda atılmalarına rağmen neden 34 ve 35'in okunma oranlarında neredeyse ×2 kat fark var anlamış değilim 😔 oylar da cabası...
Ah herneyse, yaklaşık son 15 bölümdür bu fici tek başıma yürüttüğüm için şu aşamadan sonra kurgusal açıdan biraz tıkanmış olduğumu bilmenizi istiyorum. Umarım ilgi ve alakanızla bana her zamanki gibi destek olursunuz, şimdiden teşekkürler,
sizleri seviyorum 💜~Bety 🍷
***
{Medya şiddetle önerilir}
Ona hizmetli kişilerce verilmiş olan ağrı kesici ilaçların da etkisiyle bir ölü gibi neredeyse ertesi günün akşamına kadar uyuyan genç, nihayet uyanmıştı zorlukla.Bir an için bakışları kademe kademe açılarak yüz ustü uyandığı yatağın neresi olduğunu anlamaya çalışsa da, daha önce hiç gelmediği ve ultra lüks görünen geniş bir yatak odasıydı.
Avuç içinin soğuk tarafa değdiği o an ise devasa bir yatakta yalnız olduğunu anlayıp, alt dudağını huzursuzca dişledi.
Neden, dün yaptığı gövde gösterisine rağmen şu an... Bu savaşı kazanmış gibi hissedemiyordu hala? Aksine... Sanki daha da bozguna uğramıştı o öpüşten sonra en son olanlarla.
Tam da bu esnada henüz hareket etmediği için daha farkında olmasa da, üzerinden bir tır geçmiş gibi hissetmesi çok sürmemişti elbette.
"Ahhg-"
Kalkmaya çalıştığı yatağa gerisin geri yapışırken, kasık ve bacak kaslarını resmen hissedememiş olmasıyla kaşları çatılmıştı.
İçinden, "Bunu hakkettin Kook." diye sayıkladı verdiği yarım nefesle.
Dün, o safe word'ü inatla söylemeyip sırtına, kalçalarına, toplarına ve hissettiği her bir zerresine bugun akın eden o acılı ağrı hissinin bu kadar yoğun olabileceğini asla düşünmemişti.
Sıcağı sıcağına yapılırken sırf kastığı ve kanıtlamak istediği benliği yüzünden aldığı tahribatın derecesini kavrayamadığından, şimdi feci şekilde yerle bir olmuş hissediyordu.
Kaldırmaya çalıştığı koluyla bağlantısı olan sırtındaki kemer izi zonklayıp gencin nefesini kesmiş ve hemen sonra da yerinde kımıldadığı için kalçalarının arkasındaki sopa izlerine sürtünen o saten örtünün değdiği noktalar bile, içini sızlatmış, kanı çekilir gibi hissetmişti o an.
Kıstığı gözleriyle, bu sefer saydırdığı kişi kendiydi.
"Kaşındın gerizekalı. Al işte. Şimdi de yamulmamış taklidi falan yaparsın sen-"
"Şibal ahh-"
Sarfettiği koca bir siktir ile, yaşadığı şeyin böyle ciddi sonuçlanacağını bilseydi, o kadar atıp tutmayacağından emindi şimdi.
Çünkü her ne kadar uslanmaz bir bratt boy olsa da sonrasındaki bu ağırlığa ne kadar katlanabilir, bilmiyordu. Tüm o laf dinlemez tarafına rağmen, tuhaf bir şekilde suçlu da hissetmişti aslında sarfettiği son sözlerin kırıcılığı yüzünden.
Taehyung'un o lafları duyup değişen mimikleriyle orayı terkedişi, sürekli aklına geliyordu adeta.
Ahh bu biraz... Bazı ince saygı çizgilerini geçmek gibi... Hatalı bir davranış sergilemek mi olmuştu? Kafası allak bullaktı.
![](https://img.wattpad.com/cover/228493316-288-k609579.jpg)
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonjour, Bitch! を ✓
Fanfiction[+18] ''Bu kiliseden ayakta çıkmana izin vereceğimi mi sanmıştın?" #𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 #BL [[ İlk yayın 2019 ]] ©Bety & ©Jey