-3- 2.5 Dakika

51.9K 4.5K 5.9K
                                    

🍷🍷🍷

ISINMA TURLARI YAVAŞTAN BAŞLIYOR...

GİZEMLİ LORD'UN HIZI DA
SANİYEDE 380 İ ZORLARKEN, SİZ DE VOTE BUTONUNU MU ZORLASANIZ

EHEH :")

***

Birkaç günün ardından karantinanın son bulduğu okulun ilk gününde, lisenin en gözde cool çocuklarından olan 3 genç, Jimin'in harry potter serisinden fırlamış gibi düzenli ve boğazına kadar kapalı ütülü gömleği hariç, son derece serseri bir salaş halde giriş yapıp, günü bir şekilde bitirmişlerdi.

"Götün kaşınmadan tek bir gece durabilecek misin acaba Kook?"

Çantasını omzuna attığı gibi okul bahçesinde yürümeye başlayan Yoongi, Jungkook'un göz bebeklerinde yatan hırsın alevlerini görebiliyordu.

"Başına iş açacaksın, hayır sorun şu ki, senin yanında üçüncü olup arada kaynamak falan istemiyorum." dediği gibi adımlarına ara veren Yunki, bakışlarıyla kendi poposunu işaret etmiş ve,

"Mal varlığım ucuz lokma değil." diyerek yürümeye devam etmişti.

Hızla bir kolunu Min'in omzuna atan Kook diğer elini de cebine sokarak ilerlerken, yanlarında yürüyen ve gün boyu ilginç bir şekilde oldukça sessiz olan Jimin'e dönerek konuşmuştu.

"Şu Min gavatı, iflah olmaz bir arsız olduğumu tahminen ne zaman anlayacak dersin Chim?"

Elindeki paketten bir mısırı daha havaya atıp yakaladığı gibi yandan bir gülüş atan Jimin, kısa bir düşünmenin ardından,

"Ne zaman mı? Hmm... Çılgın bir bakir olmayı bıraktığı zaman, yani belki?" Diyip ilk çıkışını yaptığı gibi yavaştan eğlenmeye başlıyordu.

"Ahah! Kesinlikle haklısın."

Jungkook aklına aniden gelen dün geceki olayla da art arda sıralayıp heyecanla söze girişti yine susmadan.

"Ayrıca o dallamaya suratıma kapatmak neymiş göstereceğim. Şu mükemmel suratı ve arkamdaki dolgun kaseyi görse diz çöküp af dilemeye başlar ya neyse..."

Bahçe kapısına vardıklarında yüzündeki egodan gram kaybetmeden ve ona hayranlıkla bakan, kendi aralarında onlar için sadece diğerleri diye adlandırdıkları öğrencilerin bakışları eşliğinde ikiliye dönen Kook, "Her zamanki saatte, unutmayın." demiş ve gözlerini deviren Yoongi'ye dönüp, "Gelmemeyi aklından bile geçirme!" uyarısında bulunduğu gibi kendisini bekleyen şoförüne doğru yürümeye başlamıştı.

***

"Tanrı aşkına yine mi?!"

Min, elindeki soju ve biraları mutfaktaki masaya yerleştirip tam da keyif yapacağını düşünürken, Jeon'un o malum numarayı tekrardan arama fikrini duymasıyla bir yandan iştahı kaçmış gibi görünse de aslında o da içten içe merak ediyordu olayın devamında olabilecekleri.

"Mızıkçılık etmeyi tahminen ne zaman bırakırsın Mr. Daegu Min kedisi??"

"Bu arada... Jimin nerede kaldı?"

Çizgi haline gelen gözlerini devirmeyi kendine iyice huy edinen Yoongi masaya kurulup, ağzına atıverdiği atıştırmalığı çiğnerken cevaplamıştı onu.

"Yine ödev yapıyordur grubun ineği."

Tezgahın önünde ramenin sularını kaynatan Kook, kalçasını geriye atıp sol tarafa doğru kavis verirken, "Millet flörtüne evde ramen yemeği teklif edip işi pişirirken, ben ki koskoca big ass energy... burada biri inek diğeri de mart kedisi olmak üzere hayır kurumu gibi evcil hayvanlarımı besliyorum resmen... Gabrael gör bunları gör!" Demişti suya tuz ekleyip.

Bonjour, Bitch! を ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin