Bölümü kontrol etmeden atıyorum, çünkü çok uzun ve üşendim bu bir.
Çitayı farketmeden şeytanuekber dağlarına kadar yükseltmişiz, zor oldu yazması ama baya iyi de oldu. Bu da iki. Yani Kolay gele çünkü...
Bölümün ana teması: TAEHYUNG'UN ELLERİ.
Kefenlerimiz hazırsa, hadi bye.
***"Görev partnerim... Geciktin..."
Peder köstümü içinde siyahlara bürünen esmer, kulağından sallanan metalik haç işaretli küpe ile en karanlık modlarından birindeydi.
Bu sırada hala neyin ne olduğunu kavrayamayan genç, endişeyle çattığı kaşlarının altından çenesini kavrayan bu adama aşağıdan bir bakış atıyordu kitlenmişti bir şekilde.
Sonra aklında aniden fişekler çakmış ve dün gece ona "Görev... Bir görev aldım ufaklık. Ve bu... Seninle ilgili." dediği geldiğinde, bir yandan da içinde çelişki yaşıyordu tükürüğünü yutağında asılı bırakan bu ürpertici konsept karşısında. Taksiye binmeden önceki mesajdada sadece bu adrese gelmesi yazılıydı ama...
Burada... O ve karşısındaki şu gözlerinde ateşli bir nefes kesici keskinlikte bakıp aynı zamanda da korkutan adam... Bir kilisede... Ne yapabilirdi ki? Bahsettiği görev sahiden de tam olarak neydi?
Bacakları iki yana açık bir şekilde refleksle arkaya düşmüş bir halde kaskatı kesilen Jeongguk, kasıklarında hissettiği esmerin ayak tabanı ile bir kez daha inlerken, nefesi bir türlü düzene girmemişti.
Küçüğün soluklanmasına, yandan attığı şeytani bir sırıtış ile izin veren Taehyung, Jeon'un kendi telefonuna gelen bildirim sesini girdiği transtan ötürü duymamış olmasıyla bir kez daha sırıtarak aralamıştı dudaklarını.
"Mesaja bakmayı düşünmüyor musun velet?"
"Ne-"
Şaşkınca sormak üzere olduğu soruyu yarıda kestiği an kafasını birden gerçekliğe dönmüş gibi iyi yana sallayan Jeongguk, oturduğu yerde eli ayağına girerek ceplerini arıyordu şimdi Telefonunu bulmak için. Sonunda sağ cebinden çıkardığı telefon önce yeri boyladığında hızla yine eline alıp, ekranı açmış ve gördükleriyle birlikte yutkunmuştu seslice. Bakışlarını ağır ağır yukarı kaldırdığında, görev partneriyle tekrardan yüzyüze gelmiş ve vücudu saniyelik olarak soğuk soğuk terlemeye başlamıştı.
"Ne o küçük tavşan... Dilini mi yuttun yine?..."
İç gıcıklayıcı soğuk gülümsemesi yüzünden eksik olmayan Taehyung, dudaklarını yalayıp yine devam etti genci transtan çıkarmak için. Artık sabırsızlanıyordu.
"Parmakların onay tuşuna neden basmıyor?... Ah Bak bana... Nasıl da çoktan hazırımmm..."
Sesi hırıltılı geliyordu.
"Korkup kaçmakta ve... Bu oyundan ve örgütten tamamen diskalifiye olmakta özgürsün... Eğer kabul etmezsen... Oyundaki herkes üzerine oynar ve bir daha katılamazsın, biliyorsun..."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonjour, Bitch! を ✓
Fanfiction[+18] ''Bu kiliseden ayakta çıkmana izin vereceğimi mi sanmıştın?" #𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 #BL [[ İlk yayın 2019 ]] ©Bety & ©Jey