-54- Art Makes Art

19.9K 1.2K 1.6K
                                    

-54. Bölüm-

Pinkmang yazarınız Bety, hepinizi morlayıp, keyifli uçuşlar diler 💜

İlk şöyle yapıyoruz, bölümü okuduktan sonra bölüm şarkısını siz kendiniz belirleyip bu satıra ekliyor ve hepimiz nemalanıyoruz kföglgl haydi göriyim bebeklerimi ~~

EVET... ŞİMDİ, YORUM VE OYLARINIZI FİŞEKLEME VAKTİ BROLARIM EHE 😚

***

"Siz de bize... Katılmaz mısınız Bay Kim?"

Bu gece yalnızca onların güzelliğine şahit olmak için orada bulunan parlak tenli adam, duyduğu hece ile elindeki kadehteki şarabı usulca döndürmeyi birden bırakmıştı o an.

Oturduğu tekli koltukta bacak bacak üstüne atıp hafifçe yana yatırdığı başıyla bir müddet düşündü. Ardındansa birkaç saniye kadar sessizliğini koruduğu vakit, karşısındaki iki manzaraya şöyle bir bakıp, kadehindeki dolu sıvıdan bir yudum daha genzine buyur ettiği gibi ağır ağır yerinden kalkmıştı şimdi. İşte her şey, an itibariyle daha da ışıldıyordu...

Jimin, cevap beklediği adamın onu göz hapsine almasıyla yutkunduğu sırada, Namjoon ise yattığı sushi masasında göğsü aldığı nefesle yükselerek adım seslerine doğru dönmüştü başı.

Geniş omuzlu adam, taşlarla bezenmiş o bembeyaz parıltılı takım elbisesiyle ayağa kalktığında, tüm yavaşlığıyla ikiliye doğru adımlamaya başladığı an, ihtişamla yürüyen bir ilahtı sanki.

Tanrı şahit, o an üç güzel adamın oluşturduğu hayali o üçgen, gökyüzünde milyonda bir denk gelen kusursuz bir yıldız tutulmasını andırıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Tanrı şahit, o an üç güzel adamın oluşturduğu hayali o üçgen, gökyüzünde milyonda bir denk gelen kusursuz bir yıldız tutulmasını andırıyordu.

Seokjin'in cevap vermeden önceki ağır adımlarının ilk durağı, Namjoon'un başının olduğu masa tarafı olduğunda, Namu tersten bakış açısıyla başında bekleyen patronunun iri dudaklarının aralanmasına şahit oldu.

"Duydun mu..." dedi ansızın Jin.

Parmaklarından biri, Namjoon'un alnına düşen saç tutamlarının arasından şöyle bir kayıp, hafifçe yatan esmer adama doğru eğilmiş ve onunla göz göze gelmişti önce. Kısık ve hoşnut bir tonla mırıldandı öylece.

"Bu davet... Senin için sorun olmayacaktır öyleyse?..."

Masadaki kavruk tenli heybetli adam, ağırlaşan bakışları altında gözlerini onaylarcasına kapatırken, dudaklarından tek bir net cümle dökülmek üzereydi.

"Taçlandırın bizi, Efen-dim."

Duyduğu hitapla birlikte Tüm bu görüntüye alışması için gri saçlı çocuğun kısacık bir vakte ihtiyacı vardı. Çok kısa... Belki de, kanını pıhtılatan tek bir minik saniye...

Bonjour, Bitch! を ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin