-33- HUNTER: Wanna Play Game

27.2K 2.2K 6.6K
                                    

-33. Bölüm-

Evet, geldik o malum bölüme arkadaşlarRr

Bu bölümün sonlarına doğru, birilerine çok pis kıl olabilirsiniz sanırım 😅 şimdiden hazırlıklı olun aman diyeyim ehe 🎭

Ve bir de bu bölümün ilk yarısına daha önce hesapta olmamasına rağmen başka bir sahne daha eklendi sonradan bazı şeylerden ilham alınarak, okuyunca sebebini anlayacaksınız 🔥

O yüzden bir önceki bölümde bahsettiğim sahneyi ikiye bölme durumunda kaldım, aktif olmayı unutmadan keyifle okuyalım bebeklerim 💜 sabrınız ve de destekleriniz için sizi sonsuz morluyorum 🤭🤭


***

{Medya şiddetle önerilir🎶}

Örgütten atıldıkları vakit büyük bir telaşa kapılan gençler, önce uğraş ve adranalin sonucu henüz tamamlayamadıkları için tuhaf bir hayal kırıklığına uğramış olsalar bile, daha sonrasında kısa bir süreliğine nihayet rahatlayacaklarını düşünmüşlerdi.

Sanıyolardı ki, atılmış olmaları onları beladan kurtarıp tüm bu ekşına bir son verecekti ancak... Büyük bir yanılgıya düştüklerini öğrenmeleri çok sürmemişti...

Bunu, bar terasındaki günün daha henüz ertesindeki andan itibaren iliklerine kadar hissetmeye başlayacaklardı, zira örgütten öylece atılmanın hiçbir yaptırımsız olacağını düşünmeleri büyük bir ahmaklıktı...

Kuralları zamanında okumayıp atladıkları o anlaşmayı bilselerdi, bu organizasyona bulaşırlar mıydı orası da muammaydı lakin... Alkolle geçirdikleri o gecenin ardında uyandıklarında onları birkaç gün boyunca zorlu bir mücadele bekliyordu.

Örgütten atılmaya sebep olan (sözde) davranışları anasayfada boy boy ifşalanmıştı.

1- Görevin amacı dışında ve kötüye kullanımı.

2- Örgüt içi üyelere ifşa tehdidi.

3- Güvenlik ve gizlilik ihlali.

Üçlü, bu 3 sebebi gördükleri ilk anda önce "ne alaka ya?!" Triplerine girse de, her biri geçen her saniye bir "ha..." çekmişti taksit taksit hatırladıkları o karelerle.

Jeon jeongguk, kilisedeki o gün esmere ait kaydettiği görüntüleri anasayfada paylaşacağına dair resmen koskoca örgütün kurucu üyesi ve Lord'unu kendi deplasmanında açık ve aleni bir şekilde tehdit etmişti.

Dolayısıyla bu bir nevi kanlı harflerle çizilen "Sıkıyorsa şimdi paylaş hani o atılıp men edildiğin anasayfada zırvalarını" mesajı veriyordu.

Ve üstüne bir de, hür bir bireyin vücut bütünlüğüne kendi arzusu dahilinde enjekte edilip şuur kaybına uğratarak bayıltmak ciddi bir suçken... Güven ve mahramiyet sınırlarını dahi hiçe saymışlardı.

Hem de öncedem hiçbir anlaşma olmadan...

Topluluktan böylesine olayla atılmaları ile ifşa edilen karşı tarafın tam aksine bu kez kendi kimlikleri olduğunda, gerçek isimleri, telefonları ve görsellerinin tamamıyla linç edilmek üzere bilgileri sızdırılmıştı boy boy.

Öyle ki, uyandıklarında evlerinin duvarında spreylerle çizilmiş koskoca bir "LOSERS" yazısıyla karşılaşan çocuklar, Kabus gibi yaşayacakları 3 günün geri sayımına başlamışlardı bile farkında olmadan.

Bonjour, Bitch! を ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin