-50. BÖLÜM-
Bölümün ana teması:
"Gel ve planlarımı boz, çünkü bunu hissetmek istiyorum."Sanırım hiçbir bölümü yazarken bu kadar zorlanmamıştım. 🙂🙃
Öylesine kritik bir nokta ki,
neden - sonuç arasında denge kurulamazsa ipin ucunun kaçacağı bir kırılış çizgisiydi ah... Terletti. Pıt.Hadi öyleyse, bir kez daha Pinkmang Yazarınız Bety ile birlikte Taekook adamlarına bulanalım bakalm 💜
🍷Dipnot: O v e r d o z l a n d ı n ı z 🍷
🎶 Medya :')
***
Jeon'un annesinin ağzından kaptığı detaylarla 30 dakika içinde Amsterdam'a giden ilk uçağa atlayıp Business Class'ta uçarken, hayatının en uzayan yolculuğu gibi gelmişti bu ona. Sebebi ise içindeki sorgulardı...
Yol boyunca düşünüp durduğu ve kafasında kurduğu o malum ayrılık gecesinden sonra ilk kez yüz yüze gelecek olmaları, gözünde iyice büyüyordu. Zira önceleri böyle detaylar umrunda bile olmayıp hayatına devam edebilecek bir adamken, şimdi birinin ayağına gidiyordu.
Hah... Sahiden de ona gidiyordu...
Ne söyleyecekti ya da nasıl davranması gerekiyordu? Tamam, ona çok değer verdiğini ve tıpkı küçüğünün olduğu gibi, kendisinin de düştüğü o çalkantılı aşkı artık kabullenerek o evreyi çoktan geçmişti ancak... Tüm bunlara alışmakta hala zorlanan tarafları onu dengesinde çok pis kaydırıyordu.
Özellikle babasıyla konuştuğu akşamın ardından, aynaları ilk kez kendisine çevirip bazı şeyleri zorlana zorlana da olsa sorgulamıştı kendinde.
Artıları bir kenarı koydu önce. Kabul, oldukça çoklardı. İş konusunda ileri görüşlü, dinamik fikirlerle oldukça başarılı, zengin, centilmen, yakışıklı ve birçok kişinin saygı duyduğu, gıpta edilen otoriter biriydi. Hayranları bile vardı. Hatta... Ah, neyse.
Peki ya eksiler? İşte bunu farkedip dillendirmek ve icraat yüklü bir atağa geçirmek asıl meseleydi. Hem de onun gibi biri için...
Empati yoksunu, kontrol manyağı, son zamanlarda iyice öfkelenen, bazı konularda keskin takıntıları olan ve tolerans göstermenin yanına bile yaklaşamayan baskın bir kaçıktı.
İşte tam bu noktada, aklına birkaç gündür hiçkimseye söylemeden gizlice gittiği özel psikiyatrıyla yaptığı o konuşmanın odak konusu geldi.
Öfke kontrolü ve... Anlayış.
Histerik bir şekilde sırıttı. Uçuş boyunca aklına doluşan ve birkaç gün önce aldığı o 1-2 terapinin elverdiğince, kendisine karşı yaptığı ilk başarılı öz eleştirinin negatif yığınları da sıralanmıştı dağ gibi. Zihni, istemeye istemeye de olsa farkettirmeye başlıyordu ona.
Bunca zaman ben-ci bir bakışla sadece kendisinin ne düşündüğüne öylesine odaklanmış ki bu, en yakınında pervane olan çocuğun hislerini atlamasına neden olmuştu.
Evet, bu yaşından sonra elbetteki değişmesi gerekmiyordu ve bu bir değişim meselesi de değildi ancak... Artık hayatında kendisine saklamak istediği bir afet varken, törpülenerek yeniden şekillenmesi, gözden geçirilmesi ve ayak uydurması gereken konular vardı...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Bonjour, Bitch! を ✓
Fanfiction[+18] ''Bu kiliseden ayakta çıkmana izin vereceğimi mi sanmıştın?" #𝚃𝙰𝙴𝙺𝙾𝙾𝙺 #BL [[ İlk yayın 2019 ]] ©Bety & ©Jey