Merak etmeyin yavaş yavaş neyin içine düştüğünüzü daha da anlayacaksınız :"))
~Ee ozaman cheers ~
***
Jeon ailesinin çıktığı iş gezisi ile bunu fırsat bilen liseli üçlü birkaç gündür birlikte kalırken, sipariş ettikleri pizzaları afiyetle yiyorlardı.
"Yugyeom bir parti veriyormuş, hem de Melona pub'da."
Jimin dolu ağzı ile konuşmaya çalıştığı sırada, kolasından bir yudum alan Yunki gözlerini devirerek döndü ona.
"Akıtmıştır yine parayı, yaş engelini bile aştığına göre."
Başını hızla sallayıp onu onaylayan Jimin dudaklarındaki tebessüm ile,
"Sırf sen orayı seviyorsun diye biliyorsun değil mi Kook? Hala bir umudu var garibin..."
"Kook için fazla masum bir çocuk, tabii raydan çıkmak için oldukça hevesli ya orası ayrı."
Min'in söyledikleri ile gülmeye başlayan ikili sessiz kalmaya devam eden Jungkook'a çatılı kaşları ile dönmüş ve,
"Sen ne yapıyorsun orada?" diyerek hemen yanına gitmişti Jimin.
Girdiği alemden hızla çıkan Kook, baktığı telefon ekranını çatlatacak delici bakışlarını onların üzerine çevirdiğinde,
"Gizli numaraya kapatmış telefonunu. Göt herif!" diyerek bir köşeye fırlatmıştı telefonu.
"Ne bekliyordun ki? Seni nikahına alıp evinin kadını -ah pardon canım ya yani kocası falan mı yapmasını?"
"Demedi demiyin ama... o adam ses tonuyla bile tek gecede 31 kişiyi düşürecek türden gibi duruyor... Yani Kook'cuğum, bu işleri yapan ordusundan biri olursun anca sen..."
Dedikleriyle beraber bıkmış ifadesi ile geri yerine oturan Jimin yanında duran laptop ile ilgilenmeye devam ederken, Jeon da tuttuğu pizzayı hızla masaya birakıp yerinden kalkarak,
"Ben de bize yeni eğlenceler bulurum o halde." Demişti.
"Yeni? Eğlence derken?"
Gözlerine kadar inen saçlarını havalı bir şekilde arkaya atan Jungkook, Yoongi'ye yarım ağız bir gülüş atarken,
"Çekil bakalım şu pc'nin önünden." diyerek oturmuştu karşısına hemen.
Parmaklarını ne yaptığını bildiğini gösteren bir hızda klavyede dolaştıran Kook'u izleyen ikili birbirlerine bakıp omuz silkmekle yetinirken, bir süre sonra devam eden sessizliği bozan kişi Jimin olmuştu.
"Bitmedi mi dakikalardır bu iş?"
Oturduğu yerden biraz daha ona doğru kaydığında gördüğü ekran ile gözleri sonuna kadar açılan Jimin, hızla dizleri üzerinde yükselerek hayretle bakmıştı Jeon'un yüzüne.
"Tamamdır!" yüzüne yayılan sinsi ifadesi ile başını ekrandan kaldıran Jungkook, ağzı bir karış açık Jimin ile ne olduğundan bir haber olan Min'e doğru çevirmişti laptop'u.
"Siktir!"
Ettiği küfür ile bu sefer gülümseme sırası Min'e geçerken, "Nasıl becerdin?" diyerek bırakmıştı elindeki her şeyi kırk yılda bir gösterdiği dozdaki heyecanıyla
"Fake bir mail adresi açtım. Sonrası ise, çocuk oyuncağı, değil mi?"
Heyecandan kitlenen Jimin birden kendine gelerek orta sehpa üstündeki her şeyi bir köşeye ittiğinde, avuçlarını Jungkook'un yüzene yasladığı gibi ona sulu öpücükler vermeye başlamıştı bile.
"Sen bir harikasın!"
"Hey, hey! Dur artık!.. Jimin!"
Ellerini havada birbirine vuran sarışın ekrana döndüğünde, gözleri parıldıyordu.
"Şimdi ne yapmamız gerekiyor?"
"Sayfa bizden ne istiyorsa onu, yani... Ruhumuzu şeytana satmayı."
Min ve Jimin ikilisi Jungkook'un kararlı sözleri ile bir anda ciddileşerek sertçe yutkunurken, bilmedikleri ilk şey, kendilerini zaten şeytanın inine çoktan bırakmış olduklarıydı ve...
Bundan sonra başlarına gelecek her şey, oynamaya kalktıkları iblisin vaad ettiği o cehennem ateşinde, önlenemez tutkular ve arzularıyla, şehvetin bedelini ödeyecek olmalarıydı da...
_________________________________________
🔯🔯🔯
-Masonagram Tarikatı Anasayfasına Hoşgeldiniz-
-Üyelik için-
⬇️⬇️⬇️
1. AŞAMA
Ruhunu şeytana Satmaya Hazır Mısın?
İmzala ✅ | Vazgeç ❌
A Attention: Your God Is Not Here!
İmzala ✅
_________________________________________
***
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
