-37- Do It For Me

30K 2.1K 6K
                                    

⚠️-37. BÖLÜM- ⚠️

Şimdi gelelim konumuza 🤗
Daha önce denemediğim tuhaf bir anlatım yöntemiyle geldim yorobun, ve evet bindik bi elamete bakalım *kıpss* :')

Yaklaşık 4 bin kelime ile en uzun bölüm sanırım 😂

Bu bölümde özel olarak sizinle yorumlarda daha detaylı buluşmak istiyorum, çünkü birkaç alt satırdaki birazdan göreceğiniz İsim sayesinde, 37'yi yazarken bir beyin amcıklanması yaşadığım doğrudur ve buna ihtiyacım var falan, şimdi sizi bu zor karakterle baş başa bırakıyorum. Öpüldünüz 🐯

( medyanın seçilme nedeni var, keyifle dinleyiniz 🖤 )

***

-Kim Taehyung-

Aynaya baktığında kendini farkında olan bir adam, inanın ki en tehlikelisiydi...

Ve evet tahmin edersiniz ki ben, bahsettiğim bu hikayedeki o malum adamdım ve buna karşı çıkmaya kalkan olası her bir kişi, henüz daha anasının karnından bile doğmamıştı. Gerçekleri konuşalım, bilirsiniz...

Çünkü bazı şeyler belliydi, tıpkı yer çekimi kanunun herkesçe kabul edilmek zorunda olduğu gibi, benim kim olduğumun gerçeğini de sindirmeniz, şüphesiz ki sizin yararınıza bir detay olurdu.

Gelelim asıl mevzumuza... Dünyaya namını salmış olan ve alanındaki en büyük ciroya sahip ticari bir şirketin varislerinden biri olmak, bana paranın yanında bir şey daha kazandırmıştı.

Tamam, en çok kazandırdığı şey elbetteki para ve bolca yabancı -her renkten ve her damağa uygun- sex partneri idi bunda hemfikir olabilirdik ancak...

Edindiğim tecrübeler ve aralarına karıştığım tüm o ortamlar... Bir miktar da insanlar, bana tek bir şey öğretmişti.

O da, karşımdaki kişinin potansiyelini bakışlarındaki enerjiden ve renkten bile anlayabiliyor olmaktı. Ki bu, bazen başıma dert açan sinir bozucu bir özelliktir. Sebebine geleceğiz, hah...

Bir yandan da yaptığım iş, tuhaf bir insan sarraflığı geliştirmemi sağlandığında, bunun perde arkasında pek tabi bir de kuvvetli iç güdülerim vardı şu hani doğuştan gelen.

Ve bu ön seziler, karşılaştığım kişileri henüz tanımadan analiz edebilmemi sağlıyordu.

Oh, o mu? Doğru. Bir istisna pehdahlamıştı şimdi...

Karakter tiplemesini hesap edemediğim, şımarık ve yenilgiyi kabul edemeyen tarafları olan ulu orta bir istisna.

Evet, dipnot geçmek gerekirse, hayatıma küçük bir sürtük olarak girmeye ant içmiş şu velet, Jeon Jeongguk...

Bu benim çok iyi becerdiğim "birini gözlerinden okuma işindeki" genelgeçer yargımı sanki alt üst etmek için programlanmış olan yaramaz bir çocuk gibi hayatımın ortasına bir şimsekçesine ışınlanmıştı birden. Gibi? Silelim onu. Gibisi fazlaydı.

Öte yandan tamam kabul, risk ve adrenalin benim nimetimdi ancak... Eğer bu, bir noktadan sonra benim kendi kontrolümden çıkarsa şayet, işte bu durum...

CANIMI EPEYCE SIKARDI. HAYIR HAYIR, FAZLACA, ÇOK MİKTARDA, BOLCA VE DELİ GİBİ SIKARDI.

Nitekim öyle de olmuştu...

Bonjour, Bitch! を ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin