-28- X Rövanşı

38K 2.5K 7K
                                    

-28. lüm-

Sope'u erteliyorum, geçmiş olarak ileride verilecek ve şimdilik bambaşka bir manyaklık ile geldim.
(çarpılmasak bari eheh)

Hepinize kolay gelsin brolarım 😈🖕🏻


***

Önemli bir iş toplantısı için geldiği kafede hala gelecek kişileri bekleyen adam, arkasına yaslanıp kahvesini yudumluyordu.

Bu tarz resmi toplantıları ve geç kalanları günahı kadar bile sevmezdi ancak uluslararası pazarlama müdürü Namjoon'un söylediğine göre, asla kaçırmamaları gereken bir fırsattı.

5 dakika sonra hala kimseleri göremeyen adam, bıkkınlıkla telefonuna ulaşıp Namu'nun numarasını tuşladı.

"Aradığınız numara şu an meşgul, lütfen daha sonra tekrar deney-"

"Aişh..."

Kim Taehyung, git gide sinirleniyordu. Zaten toplantılar onu her zaman germişken, bir de şimdi ne diye ulaşamıyordu böyle önemli bir anda!

İçtiği kahveyi elinin tersiyle kendisinden uzaklastırdığında neredeyse kalkıp gitmek üzereyken telefonuna bir bildirim sesi gelmişti o an.

Kaşları çatıldı zira bu yayınlanmayan özel ve gizli bir görev bildirimiydi...

-PARTNERİN İÇİN GÖZLERİNİ KAPAMAYA NE DERSİN?

Namuyla böyle bir şey konuşmadıkları için birkaç saniye düşünse de, ekrandan çıktığı an geri dönüşü olmadığını biliyordu. İçindeki meraka bir an için yenik düşerek ONAY TUŞUNA BASTI.

Ancak ekran siyah olmuştu.

Oturduğu yerde burnundan solurken hemen ekranı açmış ve içinde ikizi Hoseok'un da olduğu 3 kişilik ortak gruplarına Namjoon'dan gelen mesaj ile tek kaşı havalanmıştı birden oracıkta.

< Namu-ssuz>

-Acil bir dolayısıyla şu an Amerika'ya uçuyorum. Uzun bir süre Kore'de olmayacağım. Yoksa can güvenliğimin tehlikeye gireceği doğru.

-Ah ve de şey... Özür dilerim. Başka çıkış yolum yoktu. İkinize kolay gelsin.
Tekrardan Üzgünüm.

Her bir yeni hecede ne olduğunu anlayamadığı tutumuyla değişen mimikleri içine tuhaf bir kuşkuya bocalarken çenesini sıvazlamıştı oturduğu yerden usulca.

Namjoon, ne halt yemişti kaçıp gidecek kadar?

"Sikeyim. Bu da ne demek oluy-" demesine kalmadan boynunda hissettiği cılız bir acı ile kelimesi dahi yarıda kesildiğinde adeta tıslamıştı.

Gözlerinin kararışı ve alın üstü masaya düşen başı ile, dünya işte şimdi bu sefer de onun için bir anlığına karartmıştı...

Şimdilik :)

...

Burnunun ucundaki gıdıklanma ile gözlerini usul usul açıp bulanık görüş alanının kademe kademe kendine gelişine şahit oluyordu esmer.

Başında hissettiği ağırlık hissine rağmen sonunda nihayet gözlerini açabilmişti.

Tam kolunu kaldıracaktı ki, işte o an tuhaf bir gerçeği fark etmesi uzun sürmemişti.

Arkasındaki devasa İsa duvar seramiğinin hemen önündeki koca bir X şeklindeki çarmıha, çırılçıplak gerilmiş haldeydi.

O tanıdık kilisede...

Bonjour, Bitch! を ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin