Uzun bir bölümle geldik, ah tuhaf şeyler olmaya başladı bile :d
Şey... Bir de, yorum ve oylamayı unutmayalım olur mu, bu ficte hem eğlenelim hem de hep beraber yükselelim istiyorum !
Bangtan'a düşmelere doyamayanlar Haydi o zamaaaan 3,2, 1 veee...Lets get it!
***
Mekana giren üçlü, yerlerine kurulduklarında çaktırmadan etrafı kesmeye devam ediyorlardı.
"Namu, neredeler göremiyorum?"
Hoseok'un sorusu ardından, cevap veren kişi Namjoon değil, Taehyung olmuştu.
"Saat 9 yönündeki en avanakça dans eden üçlü işte. Çoktan sarhoş olmuş bücürler."
Esmer, bunu söyledikten sonra sessizliğe bürünerek arkasına yaslandığında bacaklarını da iki yana açıp rahatına bakma niyetindeydi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
"Oh, şimdi gördüm evet... Görevlerini gerçekleştirirken şu sarışın olanın vakum gibi emdiği diğer sıska çocuğun yüzünü net bir şekilde görememiştim..."
Hoseok da dediklerinden sonra arkasına yaslanıp bacak bacak üstüne atarken, işaret parmağını usulca alt dudağında gezdirdiğinde, Yoongi'ye diktiği gözleriyle düşünceli görünüyordu...
Üçü de birbirine dönüp adeta bakışlarla sessiz bir anlaşma imzalarken, söze birden atılan kişi, kemik gözlüklerini burnuna kadar indiren Namjoon'du.
"Sarışın benim."
Hoseok da yüzüne yerleştirdiği şeytani gülümsemeyle,
"Kutsal bakir kedicik de benim."
Dediğinde, boğazındaki harareti gidermek için önündeki buzlu viskiyi olduğu gibi kafasına diken Taehyung da, kadrajındaki muhtemelen tuvalete gitmek için ayaklanan çocuğu görmesiyle, bitirdiği bardağı sert bir yankıyla masaya bırakır bırakmaz,
"Benimki de şu yaramaz kaçak." Diyip adeta rüzgarıyla ayaklanmıştı onu takip etmek için.
Arkasındaki ikiliye son bir kez baktığı gibi, "Siz de şunları paketleyin." Diyerek kalabalığa karışıp gözden kaybolmuştu onları yalnız bıraktığı gibi.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
