-25- Altta Olmak

38.6K 2.7K 3K
                                    

🍷🍷🍷

Hiç uzatmadan başlıyorum, keyifle okuyunuz efenim :*

***

Uğursuz bildirim sesi kahvelinin kulağına sızarken, oradan bir yılan gibi boynuna dolandığında, karşısında bir cellat gibi bekleyen bedenin karanlık ve boğuk sesi ise, eşlik ediyordu şimdi buna.

"Tamam mı? Devam mı? Seçim senin."

Sert bir yutkunuş boğazını yırtarak oturmuştu sanki o an Jungkook'un içine, esmerin alayla kıvrılan pembelikleri çokta uzağında değilken, aslında bağlı elleri değildi telefonuna ulaşmasını engelleyen.

"Ahh... Nasıl da unutkanım! Pençelerin artık çekildiğine göre şu zımbırtıdan seni kurtarayım da görevini kontrol et..."

İri parmakların sahibi diğerinin ellerini hapseden kablonun ucunu kavradığı gibi onları özgürlüğüne kavuştururken, "Sanırım artık telefonuna bakman gerekiyor ha?" diyerek çekilmişti kenara.

Jungkook'un üzerine az önceki cesur hallerine tezat bir sessizlik çökmüş gibiyken, hareketsiz öylece kalakalmıştı.

Birkaç saniyelik idrakın ardından sonunda rahat bir nefesi ciğerlerine gönderebilen Jungkook, hem planı istediği gibi gitmediğinden hem de onunla bir yoyo gibi oynarcasına itip çeken bu herifin inkar edemediği o aurasına bir kez daha girdiğinden öfke ile yanan bedenini zor zapt ediyordu.

Kollarını göğsünde bağlamış ve zehirli irisleriyle onu izleyen esmerin bakışları altında bu sefer kendi elleri cebindeki telefona ulaştığında, ekrana düşen gözleri birazdan okuyacağı görev sonrası hiçbir şeyin eskisi gibi olmayacağını içten içe biliyordu kesinlikle.

Ve sonunda açtığı kilit sonucu beliren bildirimin ne olduğunu dahi bilmeden korkarak kabul ettiğinde, açılan sayfada okudukları saniyesinde ayaklanmasına neden olurken, zihninde yankılanan o dört kelimeydi sadece şeytanın sesinden.

Born to be bottom...

Kaskatı kesilen bedeni ve ekrana kitlenen bakışları ile oyunu başlatan o haylaz yanının dahi kesilmişti sesi.

Öfkeyle harmanlanan duyguları köşeye sıkıştıkları yerden çıkmak için kuduruyordu adeta şimdi.

Lakin henüz bir tepki veremeyen gencin sessizliği, her bir mimiği ve tepkisini merakla izleyen Taehyung'un çehresine saniye saniye yaymıştı onu tatmin eden oyunbaz zevki.

"Bu sessizliğini neye yormalıyım küçük tavşan?... Zorlu bir görev mi yoksa?"

Aynı saniye elinden kayıp yeri boylayan telefon ile dudaklarını aralamayı başaran Kook,

"B-bunu... Bunu bana sen verdin..." diyebilmişti fısıltıdan farksız sesiyle.

Ancak bu, esmerin pembeliklerindeki tebessümü daha da genişletirken, gencin bu oyun içindeki oyun ile aklı şaşmış ve sürekli ondan bir adım önde olmasını hazmedemeyerek harlanan irislerini çevirmişti ona birden.

Bu şartlar altında ancak onun avucunda olurdu zaten!

Şu kapıdan içeri girdiği andan itibaren sorduğu soruların bir tanesine bile cevap alamamışken, bu adi herif dilini her yönden sonuna kadar kullanmayı beceriyordu en iyi şekilde ancak, ayağına kadar gelmiş olduğundan, onun için nasıl bir değere sahip olduğuna kadar her bir sorusundan kaçtığını da anlamıştı.

Taehyung'un bir elinin parmakları ise masanın üzerinde tutturduğu bir ritme eş zamanlı olarak çıkardığı her darbenin odada yankı yapmasına vesile olurken, alaylı ifadesi Jungkook için son damlaydı sanki.

Bonjour, Bitch! を ✓Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin