Melez Kız

Element Okulu

-Element okuluna hoş geldiniz, dedi Tunç. Camdan dışarıya baktığımda şok geçirdim. Bizim okulun 3 katı büyüklüğünde. Bildiğiniz saray.

-Tunç biz okul yerine saraya gelmedik dimi?, diye sorduğumda Edward ve ikisi güldü.

-Hayır burası element okulu. Dünyada fazlaca element bükebilen insanlar var, dediğinde öksürmeye başladım. Edward endişeyle sırtıma vurdu.

-Luna iyi misin?, diye sordu Edward.

-Edward burada insanlar var, dedim. Edward ilk birkaç saniye bom boş baktı. Sonra gözlerini büyüttü.

-HASSİKTİR, dedi.

-Tunç bizim yarımız vampir bu kadar insanın arasında nasıl duracağız?, dedim sert sesimle.

-Gerçekten bunu düşünmedik Luna. Şey siz birkaç gün idare edin ben bir çözüm bulurum, dedi.

-Tamam Tunç sizden haber bekliyoruz, dedi Edward. Sonra ikimizde arabadan inip tam bahçeye giriyorduk ki Edward beni tuttu. Ona sorar gözlerle bakıyordum. Sonra beni kolunun altına aldı.

-Ne yapıyorsun be?, dedim.

-Sahipli olduğunu anlasınlar diye canım. Bir kişi bile baksın bak ben onu ne yapıyorum, dedi.

-Sevgilim onlar insanlar senin tek bir vuruşunla ölürler, dedim.

-İyi ya işte. Bizden gereksiz insan kokusundan kurtuluruz, dediğinde göz devirmemle dudaklarımdaki baskı bir oldu. Ona şaşkınca baktım.

-O gözler bana devrilmeyecek yoksa öperdim unuttun mu?, dedi.

-Öfffffff tamam hadi girelim, dedim. Sonra yürümeye başladık. Bahçe kapısından girdiğimizde herkes bize bakıyordu. Ne konuştuklarını duyabiliyordum. Kızlara baktığımda Edward'e yiyecekmiş gibi bakıyordu. Kıskançlık tüm bedenimi ele geçirmişti. Edward'ü kendime biraz daha çektim. Ardından Edward gülerek konuşmaya başladı.

- Ne oldu hoşuna mı gitti?, dedi sırıtarak.

-Bu kızlar seni yiyecekmiş gibi bakıyor, dedim.

-Erkeklerde sana bakıyor. Eğer biraz daha bakmaya devam ederlerse kafalarını kopartmam an meselesi, dediğinde ona şokla baktım. Edward Cullen o. Ondan herşey beklenir.

-Ne olur benim için kimsenin kafasını kopartma, dedim.

-Bunu sen mi diyorsun?, dedi alayla.

-Evet. Niye ki?, dedim.

-Kızlara öldürecekmiş gibi bakıyorsun, dediğinde yüzüme psikopat bir sırıtma ekledim.

-Belki onun için öyle bakıyorumdur, dediğimde bu sefer o bana şokla baktı.

-Tamam bence kimsenin kafası kopmadan müdürün odasına gitsek iyi olur, dedi. Beraber müdürün odasını bulup çalmadan içeri girdik. Tam bağıracaktı ki bizi görünce sustu.

-Hoş geldiniz çocuklar, dedi sıcak kanlılıkla.

-Hoş bulduk, dedik ikimiz sert sesimizle.

-Şimdi şöyle normalde her elementin ayrı sınıfı var. Ama okulda iki element bükebilenler olduğu için 3 tane karma sınıf var. Sizi de en güçlü olanlara kaydettim, dedi.

-Sadece en fazla iki element mi?, dedim şaşkınlıkla. Ben daha fazla düşünüyordum.

-Ne yazık ki sizin sahip olduğunuz elementlerden çoğu yok. Bizde sadece hava, su, toprak ve ateşten oluşmak üzere dört elementimiz var, dedi.

-Biz böyle tahmin etmemiştik, dedim. Daha sonra Edward konuşmaya başladı.

-Biz nerede kalacağız?, diye sordu.