Beni neden seviyorsun?

3.8K 196 18
                                    

EDWARD'DEN

-Her şeyin bittiği yer, dediğinde ona anlamsız gözlerle bakmaya başladım.

-Ne demek istiyorsun?, dedim.

-Eski evemizde, dediğinde şaşkınca bakıyordum. Umarım kendine birşey yapmamıştır.

-Ev nerede?, dedim.

-Sen yola çık ben sana konum atarım, dediğinde direk evden çıkıp arabama bindim. Hemen telefonu açıp bana gönderdiği konumu açtım. Oraya gitmem en az 3 saatimi alırdı. Bende son gaz arabayı sürmeye başladım. Yaklaşık 3 saat sonunda evlerine gelmiştim. Direk evin içine girip etrafa bakınmaya başladı. Bir yandan da ismini söylüyordum.

-Lunaaaaa, diye bağırıyordum. Tüm odaları her yeri gezdim ama yoktu. Sonra arka bahçeye bakmadığımı fark edip hemen aşağı kata indim. Arka bahçeye geldiğimde gördüğüm manzarayla şok oldum. Luna bacaklarını kendine çekmiş sadece yere odaklanmış bakıyordu. Üstü kanlar içindeydi hep. Hemen koşarak yanına gittim. Yüzünü avuçlarımın arasına alıp bana bakmasını sağladım ama hala yerdeki noktaya odaklanmıştı.

-Luna iyi misin güzelim?, dedim perişan sesimle. Ama ondan çıt çıkmıyordu.

-Güzelim ne olursun cevap ver bana. Bak ben buradayım hiçbir şey olmayacak. Geçti bak, dedim. Ardından sadece tek bir kelime söyledi.

-Abi?, sözcüğü döküldü dudaklarının arasından. Sonra baktığı yere daha dikkatlice bakınca burasının abisinin öldüğü yer olduğunu anladım. Bir anda Luna ellerini kulaklarına götürerek çığlık atmaya başladı. Bende hemen kulaklarımı kapattım. Çığlığı ile tüm ağaçlar devrilmişti. Sonra acı içinde konuşmaya başladı.

-YETER SUS ARTIK! BEN KATİL DEĞİLİM! ONUN SUÇU! O ÖLDÜRDÜ! BEN ÖLDÜRMEDİM! SUS ARTIK, diye bağırıyordu.

-Sevgilim ne olursun sakin ol bak ben yanındayım, dedim. Ama sanki transa geçmiş gibi ben ne görüyordu ne de duyuyordu. En son ise çok güçlü bir çığlık atıp kollarımın arasına bayılmasıydı. O kadar güçlü bir çığlık atmıştı ki kulaklarım kanamıştı. Endişeyle konuştum.

-Luna kendine gel. Luna hadi uyan güzelim, diyip yanağına tokatlar atıyordum ama nafile. Hemen onu kucağıma alıp arabanın arka koltuğuna bindirdim. Bende hemen sürücü koltuğuna geçip arabayı son gaz Ericler'in evine doğru sürdüm. Artık ne kadar hızlı sürdüysem bir buçuk saatte gelmiştik. Hemen arabadan çıkıp onu kucağıma aldım. Direk kapıyı çaldım. Saniyesinde Sol kapıyı açmıştı. Kucağımda baygın ve kan içinde Luna ile bana şaşkınca bakıyordu. Onu aldırmayarak içeri girdim. Beni gören herkes ayağa kalkmıştı. Thomas hemen konuşmaya başladı.

-Neden baygın?, diye sordu.

-Bende bilmiyorum. Geldiğimde arka bahçede  ayaklarını kendine çekmiş sadece yere odaklanmış oraya bakıyordu. Konuştum ama hiçbir cevap vermedi. Sonra sadece abi dedi. Ardından ellerini kulaklarını götürerek çığlık atmaya başladı. Çığlık atmasıyla ağaçların hepsi tek tek düştü. Sonra yeter sus artık. Ben katil değilim. Onun suçu. O öldürdü. Ben öldürmedim. Sus artık diye bağırdı. Bayılmadan önce öyle bir çığlık attı ki kulaklarım kanadı, dedim bir çırpıda. Bay Suelo yanıma gelip elini Luna'nın anına koydu.  Sonra ellerinden mavi ışıklar çıkmaya başladı.

-Merak etmeyin sadece bayılmış. Birkaç saate kadar uyanır, dediğinde çeteye dönüp hadi işareti yapıp kapıya doğru ilerledim.

-Genç adam nereye gidiyorsunuz?, diye sordu Bay Suelo.

-Eve götürüyorum, dedim.

-Luna burada kalacak, dedi otoriter bir sesle. Gerçekten bu adamı anlamıyorum. Kızını sokağa at. Yıllar sonra sanki hiçbir şey olmamış gibi burada kalacak diyor.,

Melez KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin