Pişmanız

5.7K 263 46
                                    

Gözlerimi hafif bir sarsılma ile açtım. İyice baktığımda Edward beni taşıyordu. Hemen konuşmaya başladım.

- Bana ne yaptın? Nasıl uyuttun beni?, diye sordum.

- Karanlık kurt olmanın faydaları. Unutma bende normal bir büyücü kadar olmasa da azıcık büyü yapabiliyorum, dedi.

- Tamam şimdi indir beni, dedim.

-Kaçmayacağına dâir sana güveniyorum, dedi.

-Merak etme ben başkalarının bana olan güvenini boşa çıkarmam, deyip kucağından inip önden yürümeye başladım. Arkama baktığımda diğerlerinde arkadan geldiğini gördüm. Sonra Edward gelip kapıyı açtı. Hepimiz içeri girip salona geçip oturduk.

-Bize bir açıklama fırsatı verecek misin?, dedi Drake. Önce birkaç saniye düşündüm sonra onlara açıklama için izin verdim.

- Sen bayıldıktan sonra Edward seni revire götürdü. Doktor bize dışarıda beklememizi söyledi. Bizde bahçeye çıktık. Birkaç dakika sonra Laura yanımıza geldi. Ağlıyordu. Sonra bize o gün sana dediklerimizi anlattı. Ama görmen lazımdı öyle bir rol yapıyordu ki sende gelsen gerçek sanardın. Sonra ilk başta ona inanmadık. Ardından Mia'ya takıntılı olan çocuğun arkadaşı geldi. Bize senin ona para karşılığında Mia'ya saldırmasını söylediğini söyledi. Sonra Laura kim birkaç saattir tanıdığı bir kız için hayatını tehlikeye atar gibi şeyler söyledi. Bizde böylece ona inandık, dedi Max.

-Ama sende kendini bizim yerimize koy. Laura sana gelip böyle bir şey dese bizim yaptığımızı yapmaz mısın?, dedi Edward. Dediklerini düşündüm. Laura bana gelip bunları anlatsa bende onlar gibi tepki verirdim.

-Bende öyle düşünmüştüm, dedi Edward. Sonra tekrar konuşmaya başladı.

- Şimdi sana tek bir soru soracağım. Evet veya hayır diyeceksin. Eğer evet dersen seni asla bırakmayacağız. Ama hayır dersen bizi bir daha görmeyeceksin, dedi.

- Şimdi sana sorumu soruyorum. Bizi affettin mi?, diye sordu. Sadece tek cevap verme hakkım vardı. Ağzımdan çıkacak o kelime belki tüm hayatını etkileyecek. Ve ağzımdan şu sözcükler döküldü.

- Evet sizi affettim, dediğim an çok mutlu oldular.

-Çok teşekkür ederiz yengelerin gülü, dedi Thomas. Ona kızgın gözlerle baktım.

- Sen niye bana sürekli yenge diyorsun?, dedim. Bunu dediğimde ne diyeceğini bilememiş bir hali vardı suratında.

- Evet?,  dedim.

- Ya sen ona bakma o öyle her zaman abuk sabuk konuşur böyle, dedi Drake. Pek inanmasam da üstlerine görmedim.

- Ya benim acilen kan içmem lazım sabahtan beri iki torba kan ile duruyorum, dedim. Edward hemen mutfağa gidip 6 tane getirdi. 3 tanesini bana verdi.

-O şeyi bizim yanımızda içmeyi düşünmüyorsunuz dimi?, dedi Max.

-Tam da öyle düşünüyoruz, dedim.

- Tamam o zaman siz oturun biz birkaç saate kadar geliriz. Sizde o şeyi için, dedi Thomas. Ardından gittiler. Edward'de yanıma oturdum sonra hemen 3 torba kanı kafama diktim. İçtiğinde kendimi daha iyi hissediyordum. Edward bana tebessüm ederek bakıyordu.

- Ne oldu?, dedim.

-Kan içince çok mutlu oluyorsun. Ona gülüyorum, dedi. Bende hafif bir tebessüm ettim.

-Eeeeee ne yapacağız?, dedim.

-Ata binmek ister misin?, dedi. Ona sen ciddi misin bakışı atıyordum.

Melez KızHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin