Gözlerimi açtığımda revirdeydim. Uzun zamandır kan içmediğim için boğazım kurumuştu. Yerimden doğrulduğumda bana bakan çete ve sözde ailem vardı. Ama benim gözlerim babamdaydı. 16 yıl boyunca hiç değişmemiş. Hâlâ çatık kaşlar, sert mizah vardı suratında.
-İyi misin ikiz?, diye sordu Sol.
-K-kan, dedim zorlukla. Ama o kurt olduğu için yüzünü buruşturmuştu.
- Tamam getiriyorum, deyip gitti. Ama ben gözlerimi hala babamdan ayırmadım. Sol yanıma gelerek bir torba kanı uzattı. Bende hemen elinden alıp kanı içtim. Sonra konuşmaya başladım.
- Ben artık gideyim, dedim. Sonra o duymak istemediğim sesi duydum.
-Bu kadar korkak mıydın?, dedi.
-Her bir kişinin korkusu olur. Benim korkum ise sensin, dedim ona bakmadan.
-Neden benden bu kadar korkuyorsun ki?, dedi o duygusuz sesiyle.
-Bana yaşattıkların için olabilir mi?, dedim duygusuz sesimle. Sonra ona birşey demesine izin vermeden odadan çıktım. Çetede benim peşimden geliyordu. Bahçeye çıktığımızda onlara döndüm. Ama onlarda bir tuhaflık vardı. Bana tuhaf bakıyorlardı.
-Niye öyle bakıyorsunuz?, dedim. Sonra ondan hiç beklemedim bir cevap aldım.
-Neden bu kadar sinsi olduğunu düşünüyoruz, dedi Thomas.
-Siz n-ne diyorsunuz?, dedim.
-Bizi kaldırabileceğini mi zannettin?, dedi Drake.
-Çocuklar siz ne diyorsunuz Edward?, dedim.
-Her şeyi biliyoruz. Laura gelip bize her şeyi anlattı. Bizimle okulda popüler olmak için takıldığını, sonra Mia'yı o akşam saldıran çocuğu senin ayarladığını, onu kurtararak bizim aramıza sızdığı anlattı. Sonra senin yanına gelip bunları sana anlattığında planının ortaya çıkacağını anladığın için yok etmeye çalıştığını, dedi Edward. Dedikleri karşısında şok geçirmiştim. O aptal kız neler demiş böyle. Sonra aklıma bir fikir geldi. Bakalım bana olan güvenleri ne kadar?
-Siz buna inandınız mı?, dedim.
-Bir düşün daha birkaç saat tanıdığın bir kız için kim hayatını riske atar, dedi Max.
- Size inanamıyorum, dedim hayal kırıklığıyla.
-Asıl biz sana inanamıyoruz sırf popüler olmak için iki masum bir kızın hayatını mahvediyordun, dedi Thomas. Sonra kahkaha atmaya başladım. Ama sinirli olduğum için.
-Birde utanmadan nasıl gülebiliyorsun? Sen gerçekten de bir canavarmışsın, dedi Edward. Dudakları ıslatıp konuşmaya başladım.
-Neye gülüyorum biliyor musunuz? Size gülüyorum. O gün dedim ki kendi kendime ben onlara güvenebilirim, onlar beni yarı yolda bırakmayacaklar, benim elimi hep tutacaklar, dedim bastırarak Edward'e baktım. Sonra konuşmaya devam ettim.
-Biliyor musunuz? Laura ile orda konuştuğumuzla sizin anlattıklarınızla dünya kadar fark var. Ama aslında Laura'ya teşekkür etmem gerekir. Onun sayesinde sizin bana olan güveninizi ölçmüş oldum. Demek birisinin lafına kanıp hemen beni suçlayacak kadar adimişsiniz. Şimdi kendini acındırmak için böyle söylüyor diye düşünebilirsiniz. Ama şunu unutmayın. Gerçekler er yada geç ortaya çıkar. İşte o zaman ben olmayacağım. Size diyecek tek şeyim var. O da size gerçekten yazıklar olsun, deyip onların konuşmasına izin vermeden yürümeye başladım. Abilerim ve babam bana bakıyordu. Konuştuklarımızı duymuşlardı. Babam bana gururla bakıyordu. O an içimde tuhaf bir his oluştu. Sonra bir şey mırıldanmıştı ama ben duymuştum. O an dünyanın en mutlu kızı olabilirdim .
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Melez Kız
FantasyKapak tasarımı: @marsveryan O dünyanın en güçlü varlığı. O "TEK MELEZ". O melez kız Luna. Luna bir sebepten dolayı ailesinden ayrı yaşamaktadır. Kimsenin bilmediği bir geçmişi vardır. Birgün Vampir okuluna gitmeye başlar. Ama onu bekleyen dostluk, a...