En Büyük Bağımlılık

4K 418 185
                                    

Gergince oturduğum koltukta bakışlarım Karşımdaki ikiliden ayrılmıyordu. Felix, Minho hyung ile konuşacağını söylediğinde onları yalnız bırakmak için salonda kalmıştım ve şuan Ne yapmam ya da ne söylemem gerektiğini bilmiyordum.

Seungmin geldiğimizden beri sadece bana bir kere bakmış ve koltuğa oturup telefonuna gömülmüştü. Onun soğuk sessizliğini ise Jeongin bozmamış ve aramıza girmemek için sessizce onu taklit ederek telefonuna gömülmüştü. Jeongin zaten bir olayda araya girmez ve en az hasarı almak için köşeye çekilirdi. Neden bütün olayların baş kahramanı bendim ki?

Derin bir nefes aldım ve daha fazla bu gergin ortama dayanamayarak ayağa kalktım. En azından bir şeyler içip rahatlamaya çalışabilirdim yoksa gerginlikten kafayı yiyecektim. Mutfağa girip dolabı açtığımda gördüğüm sağlıklı yiyecekler ile yüzüm istemsizce buruştu. Ben evden gidince dolap tamamen sağlıklı şeylerle dolmuştu. Evde tek abur cubur yiyen ben miydim yani? Jeongin benden daha çok yiyordu ama Seungmin izin vermezse yemezdi tabi. 

İçecek bir şey bulamamanın verdiği hüzünle dolabı kapatırken kapıya yaslanmış beni izleyen Seungmin'le irkildim. Bakışları üzerimde gezinirken gözlerimi kaçırmama engel olamamış ve bedenim fazlasıyla gerilmişti. Berbat göründüğümü zaten biliyordum ve bu halimle onun karşısına çıkmak beni geriyordu. 

Bir şey demesini bekliyordum ama o sessizce bana yaklaşmış ve bir şey demeden yanımdan geçip gitmişti. Onun sessizliği beni hem en çok korkutan hem de en çok üzen şey olmuştu her zaman. Bağırıp çağırsın istiyordum ama bunu istemek bile bana yüzsüzce geliyordu. 

Dolan gözlerimi birkaç saniye kapattım derin bir nefes aldım. Sabah alamadığım hap yüzünden tekrar titremelerim baş gösterirken ellerim yumruk oldu ve gözlerimi açtım. Felix geldiğinde onunla konuşsam iyi olacaktı çünkü belirlenen günler çok uzundu. Dayanmam imkansızdı.

Seslice yutkunurken elimde hissettiğim el ile dondum. Seungmin elindeki çikolatalı sütün olduğu bardağı elime bırakıp bir şey demeden mutfaktan çıkarken Kalbimde bir sızı hissettim.

Bana kırgınken bile benim için endişeleniyor, uyurken yanıma yatıyordu. Yaşadıklarımızla daha çok birbirimize destek olmamız gerekirken yaptığım yanlış seçimlerden dolayı bağımız zedeleniyor, birbirimizden kopuyorduk. 

"İyi misin?" Mutfağa giren Felix ile daldığım düşüncelerden çıkarken Bakışlarım titreyen elimi buldu. Bardak sallanıyor ve neredeyse yere dökülecek gibi duruyordu. Hızlı bir şekilde bardağı masaya bırakıp ellerimi arkamda saklarken başımı sallayarak onayladım onu. Şuan söylersem Seungmin'de endişelenebilirdi bu yüzden şimdilik geçiştirmiştim ama Felix'in ne olduğunu anladığını biliyordum.

Bir şey demeden mutfaktan çıkarken Seungmin ve Jeongin'in hala koltukta oturduğunu gördüm. Fakat Jeongin Telefonunu bırakmış Seungmin'e bir şey anlatmaya çalışırken Seungmin telefonundan başını kaldırmıyordu. Jeongin içeri girmemiz ile susarken Felix Bileğimi tutup beni koltuğa çekti ve mutfakta bıraktığım bardağı önümüzdeki sehpaya bırakıp arkasına yaslandı. 

"İlaçlarını alıyor mu?" Felix direkt konuya girdiğinde Minho hyung ile ilgli konuşacağımızı anladım. Bu konu beni fazla geriyordu ki onu hastaneden çıktığından beri hiç görmemiştim. Şuan ne haldeydi? 

Seungmin sonunda telefonu bıraktı ve Felix'e başını sallayarak dudaklarını araladı.

"Alıyor fakat gördüğü kabuslar yüzünden krizi tutuyor. Dün kendine zarar vermeye kalktı yine ama etrafta zarar verecek bir şey bulamayınca duvara vurmaya başladı." Derin bir nefes alırken kollarımı kendi belime sarıp bacağımı titretmeye başladım.

Remember Who You Are|HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin