Final

5.7K 441 1.2K
                                    

Medya üyelerin bölüm içerisindeki kombinleri

Sevgi bir tutku değildir. Sevgi bir duygu değildir. Sevgi birisinin, bir şekilde seni tamamladığının derinden anlaşılmasıdır. Bütün yapboz parçalarının uyduğu, asıl ait olduğun resimdir.

Yunan Mitolojisinde bir inanış vardır. Zeus, aslında iki çift koldan ve iki kalpten oluşan insanları cezalandırarak ikiye bölmüştür. Bu ikiye bölünen insanlara ise ruh eşi denilmiştir ve şanslı insanlar ruh eşlerini, yani diğer yarını bulabilirler. Bu yüzden sarıldığımızda sanki kalplerimiz birbirine bağlanıyormuş gibi hisseder ve o eşimize karşı kalbimiz tepki göstererek hızlanırdı.

Sevginin daha yoğun olduğu Aşk ise özgürlük verirdi. Eğer özgürlük ve aşka sahip olursan başka şeye ihtiyacın kalmazdı. Aşk seni tutsak edip acı çektiren duygu değil, seni zincirlerinden kurtarıp özgür bırakandı. Aşık olduğumuzu sanırdık ama aslında sadece gerçek aşka giden bir basamaktan ibaretti her şey.

Basamakları fazla ciddiye alıp acı çekenler, sonradan o basamaklara bakıp kendilerine gülüyorlardı.

Dünyaya ismini duyurmuş büyük şehir olan New york sokakları gürültüyle canlanmış, trafik her zamanki gibi yoğunluğuna kavuşmuştu. İnsanlar hayatlarındaki koşuşturmalara devam ediyor, bazıları kendilerine tatil vererek sıcak günün keyfini çıkartıyorlardı.

Kalabalık sokakların aksine ıssız ve labirenti andıran sokak aralarında vücutlarındaki son enerjileri kullanarak koşmaya devam ettiler. Bacakları yanıyor, her an pes ederek yere düşme ihtimalleri giderek artıyordu. Terden ıslanmış saçları ve bu sıcak gün de uzun süredir koşuyor olmalarından sırılsıklam olmuş tişörtleri tenlerine yapışırken arkalarından gelen bağırış sesleriyle daha da hızlandı.

Onu beklemeden birkaç metre ilerisinde koşan küçük beden sinirle sokağı dönerken arkasında kalmış arkadaşına saniyelik bir bakış atıp zorla aldığı nefesler arasından "Sikeceğim seni bir gün Hyunjin!" Diyerek bağırdı.

Sadece gülmekle yetindi. Evet, şuan arkalarında onları 1 saattir kovalayan silahlı adamlar yokmuş gibi gülüyordu çünkü bu hissi sevmekten vazgeçemiyordu.

"Beni takıma almalısın Jisung!" Ona yetişmeye çalışarak başka bir sokaktan döndüğünde Jisung ona bakmadan kolunu kaldırdı ve orta parmağını gösterdi.

"Annem bile senden daha hızlı"

"Hadi oradan!" Diyerek homurdandığında "Oradalar!" sesini duymasıyla sokakta çığlığı yankılandı. Kolunu tutan Jisung'u umursamadan onu geçerken "Beni beklesene lan!" Diyerek bağıran arkadaşını duymadan korkunun getirdiği adrenalin ile sokağı döndü.

Tanıdık gelen sokaklarla nefesini bırakırken heyecanla gülümsedi ve Açık alana çıktı. Ara sokaklardan sonra birden dublex evlerin olduğu lüks kesime girdiklerinde Jisung nefes nefese arkasından geliyordu.

Tanıdık bahçeleri geçip kendi bahçelerinin önüne geldiklerinde boylarını biraz geçen arka duvara tırmanıp kendini yukarı çekti. Yere inmesiyle kendini çimenlerin üstüne bırakırken Göğsü hızla inip kalkıyor, fazla derin nefes almaktan boğazları yanıyordu. Yine de yakalanmadıkları için mutluydu.

Birden boğazına sarılan eller ile gözlerini açarken Jisung'un kucağına oturmuş onu sinirli bir şekilde boğmaya çalıştığını gördü. Zaten zor aldığı nefesler bu sefer tamamen kesilirken elini tutup çekmeye çalıştı.

"L-lan! B-boğul-"

"Sus! Senin yüzünden Ölecektik mk çocuğu! Hayır anlamıyorum senin sevgilin var sevgilin!" Jisung gerçekten nefes alamayan Hyunjin'e acıyıp bıraktığında Kendini çimenlere attı ve öksürüp fazla dramatiğe bağlayarak ölüyormuş gibi davranan arkadaşını izledi.

Remember Who You Are|HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin