Gökyüzü

2.5K 310 291
                                    

1 YIL SONRA

Islak saçlarını havlu ile kurutup banyodan çıkarken üzerine giydiği ince sweat ve şort küçük olan bedenini daha da küçük göstermişti. Bu odada geçen 1 yılda kendini toparlamış ve neredeyse kemikleri sayılacak bedenini eski kilosuna kavuşturmuştu. Neredeyse omuzlarına değecek saçlarını kendi başına olabildiğince kesmişti ki yamuk olsa da hafif uzun olduğu için çokta dikkat çekmiyordu.

 Odaya girdiğinde görmeye alıştığı tepsi ile yüzünde gülümseme oluştu ve havluyu yatağına bırakıp tepsinin yanına ilerledi. Bu geçen zaman boyunca da günleri hep aynı rutin üzerinde geçmişti. Raydan asla çıkmamış, oldukça düzenli ve sorunsuz bir şekilde ilerlemişti.

İlk önce uyanır kahvaltısını yaparak ilaçlarını içerdi. Ardından günün en zor saati başlar, Chan uyanınca onu sakinleştirip ilaçlarını verir ve yemeğini yedirirdi. Günün bir çoğunu yatmakla ya da kitap okumakla geçerdi. Diğer saatler ise Çocuklardan istediği üzerine odaya getirilen televizyondan bir şeyler izlerdi. Fakat zaman geçtikçe ve Chan'ın acıları azalınca daha da normal hissetti.

Rutinleri değişmiş ve sanki her şey eskisi gibi olmuştu. Artık birlikte kahvaltı edebiliyor, tek başına banyo yapabiliyordu. Kendi hakkında değişen şeyler ise çok azdı. Chan kadar ilerleme kaydetmese de sesi kendine gelmiş, kabusları gün geçtikçe daha da uzağa sürüklenmişti. Yavaşta olsa, her şey düzeliyordu.

defteri eline alıp arkasındaki notu alırken kalçasını masaya yasladı. Bu notlar sayesinde oldukça iyi konuşmuşlardı. Öyle ki saçma sapan şeyler konuşup güldükleri bile olmuştu ama önemli şeyleri de öğrenmişti. Yongbok'un geldiğini öğrenmişti mesela ve buna ilk inanmakta güçlük çekse de en sevindiği olay buydu.

Yongbok'un gittiğini zaten zor kabullenmişken onun geri geldiğini bilmek, üstelik ayrı bir beden de olması şu zamana kadar aldığı sayılı iyi haberlerdendi.  Ama sonradan Yongbok'un evi terk edip ailesiyle kalmaya başladığını, belirli günlerde buraya geldiğini öğrenmişti. Neden böyle olmuştu bilmiyordu ama sanırım Yongbok kendini dışlanmış hissediyor olmalıydı. 

Uyuyan Chan'a kısa bir bakış atıp katlı kağıdı açtı. Gördüğü karman çorman yazı ile dudakları yukarı kıvrılırken Hyunjin'in berbat denilebilecek yazısını okumaya başladı.

"Bu sefer yemeği ben yaptım! Seungmin'den gizli yaptım eğer öğrenirse muhtemelen beni dövecek bu yüzden Bolca yiyin, o tabaklar boşalacak. Bir de Chan'ın ilaçları değişti ve azaldı. Yenilerini bıraktım oraya. Dikkatli ve düzenli kullanın ayrıca sen de ilaçlarını içmeyi bırakma ne kadar iyileşmiş olsan da ilaçlarını bitir. İstediğin bir şey varsa yaz akşam alacağız. 

Sizi seviyoruz ve dışarı çıkmanızı bekliyoruz! - Hyunjin"

Gülüşünü dudağını ısırarak bastırırken kalemi aldı ve kağıdın arkasını çevirip masaya koydu. Kalemi sıkıca tutarken birkaç saniye düşünmeye başladı. Çok az şey isterlerdi. Bazen Chan alkol isterdi ve asla alınmazdı. Onun dışında Jisung genellikle manga ya da kitap isterdi.

Birkaç tane oyuna sahip olsalar da Chan oynamak istemez bu yüzden tek oynamak sıkıcı olduğu için Jisung'da oynamazdı. Chan'ın ne istediğini biliyordu bu yüzden daha fazla düşünmedi ve aklındakileri yazdı.

"Chan hyung bilgisayar istiyor. Bana da birazcık jelibon alabilir misiniz? Sizi seviyoruz ve hızlıca iyileşip dışarı çıkacağız!"

Kağıdı katlayıp defterin arkasına koyduktan sonra tepsiyi aldı ve yatağın yanındaki komodine koydu. Yastığı kollarının arasına almış uyuyan Chan'a bakıp derin bir nefes bıraktı. Ne kadar artık kendini kaybedecek kadar acı çekmese de vücudundaki yaralar varlığını koruyordu ve tek emin olduğu şey de o yaraların sonsuza kadar izi kalacağıydı. Saçları bu olanlar olmadan önce yeşildi ve ondan geriye kalan tek şey yeşil,gri arası bir şeydi. Onu da saçlarını keserek atmışlar, doğal kahve saçıyla kalmıştı.

Remember Who You Are|HYUNLİXHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin