BÖLÜM DÜZENLENMEYE ALINMIŞTIR!!!!Tekrardan selamünaleyküm👋
Hiç beklemeden bölüme geçin bakalım.
Keyifle okuyun😘
Bölümle ilgili bir kaç ipucu👆
Bu bölümün rengi kırmızı olsun🌹
⭐
"Nereye gidiyoruz dedin!" Ali sağ şerite geçtikten sonra havaalanının önünde duraksadı. Hâlâ inanamadığımdan tekrar tekrar soruyordum.
"Amerikaya.Biliyorum,emrivaki oldu fakat bileti dün görünce alayım dedim. Söyleyecektim ... Olanları biliyorsun." Şaşkınlıkla sırtımı koltuğa yaslayıp önünde durduğumuz havaalanına bakındım.
Pekâlâ konuştuğumuz bir konuyu fakat bu kadar hızlı olacağını düşünmemişim. Hazır mıydım? Hazır olmam gereken bir şey yoktu esasında. Haberlerde gördüğüm kadarıyla, o enkaz alanından eser yoktu. İnsanlar hayatlarını devam ettiriyorlardı. Bu durumu az önce öğrensemde kızmamıştım açıkcası. Ne kadar hızlı olursa o kadar iyiydi.
Sabah uyandığımda Ali dışarıda görevlilerle tekerleği değişiyorlardı. Sonrasında telefon çeken bir yerde ,Meryem anneye olanları anlatmış ardından bir iki parça kıyafet hazırlamasını istemişti.
Orda kalmak istemiyordum fakat on dört saat seyahatten sonra dinlenmeden yola çıkmak ikimizi de yorardı. Bu yüzden ses etmemişim.
Eve vardığımızda sırayla duş alıp Mila'nın hazırladığı küçük atıştırmalıkları da alarak yola koyulmuştuk.
Bu düşünceler eşliğinde havaalanına girmiş gerekli güvenliklerden geçmiştik. Biletleri kontrol ettirdikten sonra bir kafeye oturmuşduk.
Seyit içecek almaya, kafeye girerken bende ortaya mor saklama kabını koydum.
"Al güzelim." Karton bardaktaki kahveyi avuçlarım arasına aldım. Soğuk havanın aksine kahvenin ısısı avuçlarımı karıncalattı.
Kaptaki cevizli tarçınlı keke uzanıp ısırdım. Etrafta koşuşturan insanlara göz attım. Bir kaç çocuk annesinin peşinden ona yetişmeye çalışırken tökezliyor bazısı da valizlerinin izin verdiğince parlak yolda sakince adımlıyordu.
Her biri bir amaç uğruna yolculuğa çıkıyordu. Belki annesini görmek için belki işini gidererek en nihayetinde memlektine özlem gidermeye gidiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ÇARKI/Tamamlandı
General Fiction" Meğer o geceki deprem,benim yenilgim değil en şanlı zaferimmiş,bilemedim." Düzenli bir yaşam neydi ki hayatın oyunları yanında. Boynu bükük,emrine amadeydi. Öyle de oldu. Bir deprem, tüm varlığını kaybetmesi için yetmişti. Özene bözene elleriyle k...