XIV.Bölüm

2.1K 181 100
                                    

 Selamun aleyküm ♥

3bin kelimeye yakın bir bölümle geldim. Açıkçası pek içime sinmedi:(

Bir yere değinmek istiyorum. Linda Müslüman. Bunu daha önce de söyledim yine tekrar edeyim. Sadece Yabancı bir ülkede yaşadığından gerekli şeyleri bilmiyor. Yoksa Müslüman olmayan birinin bu kadar çabuk bazı şeyleri benimsemesi imkânsız.

Neyse sizi bölümle yalnız bırakayım. Keyifli okumalar.

Seyit Ali ❤️Linda bir ship bulalım bunlara 😂🌼

İthaf: ehriYlmaz

Kader,gayrete âşıktır.🍃

Meryem Teyze şaşkınlıkla oğluna baka kalırken kısa bir sessizlik kol gezdi aramızda. Pekâlâ, böyle bir şey beklemiyordum. Yan çehresini izlerken gayet stabil duruyordu.

İlla sınırlarını zorlamak mı gerekiyordu ?

İç sesimin patavazlığına takılmayarak bozuk bir plak gibi cümleleri tekrarladım içimden. Şu an rüyadaydım ve az sonra uyanacaktım belki de?

"O-oğlum ne diyorsun sen Allah aşkına?"Seyit Ali,çantamı bırakıp ayakkabılarının bağcıklarını çözdü. Omzunu silkip doğruldu. İçeriye adım atarken:

"Duydun anne."Durgun bakışlarım Meryem Teyze'yle çakışınca omzumu silkmekle yetindim.Zira bende ne olduğunu çözmüş değildim. İçeri adımlarken Mila ve teyzelerin arkamdan geldiklerini göz ucuyla görmüştüm.

Seyit kolunda ki saati çıkartıp orta masaya fırlatırken gayet sakin duruyordu.

Evet,fırlatıyordu ama sakindi.

"Oğlum ne dediğini kulağın duydu mu senin?" Seyit Ali annesinin yanına gelip elleriyle yüzünü avuçladı."Ben ne yaptığımı biliyorum validem. Emin ol, böylesi hepimiz için daha hayırlı." Sesinde ki baskınlık içime işlerken hala bazı şeyleri kabullenmiş değildim.

"Oyuncak değil bu oğlum. Dediğin şey sahte yada kağıt üzerinde olmayacak farkındasın değil mi?" Seyit Ali başıyla onayladı annesini." Allah'ın emriyle oyun mu olur?! Elbette farkındayım." 

Meryem Teyze, oğlunun avuçlarından kurtulup bana döndü. Bakışlarımı gereksiz bir utançla kaçırdım. Bakışlarım salonda turlarken Meryem teyze6nin adımı seslenmesiyle mecbur ona döndüm.

"Kızım gel biz seninle biraz konuşalım?" Onu onaylarken ayaklarımı sürüye sürüye Mila'nın odasına girdik.Dün gece olduğu gibi oturmuştum.Kırışmış eli,bacaklarımın üsündeki ellerimi kavradı.

"Lindam,ikinci kızım. Buna mecbur değilsin.Eğer içinde en ufak bir şüphe,korku varsa açıkça söyle.Başka yollar deneriz. Hayır demen yeterli." Ne istiyordum ki ben? O kadar uzun zaman olmuştu ki kendi kendime karar vermeyeli. Vereceğim cevap neler doğururdu bana, bilmiyordu.

Aptal bir kadın değildim. Ona karşı olan hislerimi kendime çoktan itraf etmekle kalmamış,Seyit Ali'ye de çıtlatmıştım.Ancak evlilik başka bir boyuttu. Sadece şu durumdan kurtulmak için kurulmamalıydı bir yuva. Onun da hislerini duymaya ihtiyacım vardı.

"Ben...Evlilik kurmaca üzerine kurulmayacak kadar değerli." Meryem Teyze beni başıyla onaylarken hâlâ aradığı cevabı bulamamıştı. Biliyordum,sevgisiz bir aile,içindekileri yok etmeye mahkum ederdi. Bunu istemiyordum, aksine ben hâlâ sevgiye aç bir kadındım.

KADER ÇARKI/TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin