Selamün aleyküm.
Ben geldiiiim. Gecikme için özür dilerim. Fakat sandığımdan yazması daha zor bir bölüm oldu. Telafi etmek için üç bin kelimeye yakın bölüm yazdım.Umarım beğenirsiniz.
Bu bölümün ithafı: handni sana balım ♥
(3. Kişi ağzından)
Geçmişin döküntülerinden elleri kanayıncaya kadar zihninin topraklarına ektiği umut fidanları,garabet duygularının esaretiyle boyunlarını eğmişti. Bu defa kulaklarında çınlıyan uğultu, kendini bilmez beyninin sesleri değildi.Yerden göğe çalınan çığlıklar ,depreme aitti.
Boş olan sokaklara doluşan bir sürü insan ,amaçsızca koşup kaçıyorlardı. Kan damarlarında uzun zaman sonra çaresizlik yer alıyordu. Kalbi boğazında atarken, olayı üçüncü kişiymiş gibi izliyordu bu defa.Gözleri gördüğü bu felaketi yalanlamak istiyordu.Yer, tüm sinirini çıkartırcasına beşik gibi sallıyordu onları. Küçük bir çocuğun yaptığı hataya karşıt uyarırcasına...
Yer, içindeki ağırlıkları çıkarıp dışarı attığı,
Ağaçtan kopmak üzere sallanan yaprak gibi titreyen bedenine çarpıp kaçışan vücutlar,kasılmış bedenine yardımcı olmuyordu. Ayaklarının altında kayan zemin, olayın gerçekçiliğine inanması için yeterli de gelmiyordu.
Kalbi amansız bir yolda amaçsızca hızlanırken,ne nefesi yetiyordu bu olaya ne de mantığı.
Etrafta olan curcunadan, çıka gelen yaşını almış bir kadın koşarken Linda'yı da omzuyla ileri sürüklemişti. Pelte halini alan bacakları düşme tehlikesi geçirirken yaşlı kadın çığlık çığlığaydı.
"Tanrım! Neler oluyor? "
Ve insan: "Ona ne oluyor?" dediği zaman.
Derin solukları ciğerini yıkıma çağırıyordu. Depremi destekleyen rüzgar, göz yaşlarının mazi olduğu yerlere yapışıp kalmıştı. "Tanrı kızıyor ,Tanrı kızıyor!" Gözlerinin önüne gelen ağlamaktan bi' tap düşmüş kadın ,canını acıtırcasına omuzlarını tutup sıktı.
"Kızım nerede?Gördün mü onu? Nerede meleğim,nerede?"
Daha fazla dayanamayan dizleri o kadınla birlikte yere çömelirken, gözyaşlarının tuzlu izleri çenesine doğru yol almıştı. Tüm gücünü kaybetmiş gibiydi. Yan şeritte bulunan evlerin bir çoğu yıkılmaya meğillenmişlerdi.
Sarsıntı, sert darbelerini vurmaya devam ederken yürümekte zorluk çekenler birer birer yere yığılmıştı. Hemen yanında olan adam, iki çocuğuna kanat yapmıştı kollarıyla. Korkudan babasına sığınan yavruların seslerine, düşen çatılar ve balkonların yıkıcı patırtıları doldu.
"Kaçın,kaçın!" dedi genç bir adam boğazını acıtırcasına.
O gün yer, bütün haberlerini anlatır.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KADER ÇARKI/Tamamlandı
General Fiction" Meğer o geceki deprem,benim yenilgim değil en şanlı zaferimmiş,bilemedim." Düzenli bir yaşam neydi ki hayatın oyunları yanında. Boynu bükük,emrine amadeydi. Öyle de oldu. Bir deprem, tüm varlığını kaybetmesi için yetmişti. Özene bözene elleriyle k...