İsyan

219 23 94
                                    

Medya😍 Daha fazla okçu Shixun, daha daha fazla okçu Sehun çizilsin🙏

Keyifli Okumalar 🌼

Lu Han elindeki ok üzerinde oldukça yavaş bir hareketle parmaklarını gezdirerek derin bir iç geçirdi. Henüz şekillendirilmiş okun arka kısmına yerleştirilmiş beyaz tüyleri okşadı düşünceli bir halde. Uzun bir süre ilgilendiği ağaç parçası parmak uçlarında ufak çaplı yara berelere sebep olmuştu ancak bunu sorun etmiyordu. Bu okları yapmayı derhal bitireceği günün gelmesini tüm her şeyden çok istiyordu elbette ama sebebi parmaklarındaki yaralar ve ellerindeki kesikler değildi.

Dalıp gittiği bir sürenin ardından gözlerini kendisine pek çok şey hatırlatan ok üzerinden ayırıp sarayın ihtişamlı bahçesinde gezdirdi. Olduğu yer sarayın prense ait köşkünün bulunduğu kısımdı. Prensin misafirleri olarak geldikleri günden bu yana hep birlikte burada kalıyorlardı ve bu köşkten ayrılmalarına kesinlikle izin verilmiyordu. Bunun sebebini anlayamadığı gibi tüm bu gizemlerden, saklanan planlardan ve bilinmeyen durumlardan oldukça sıkılmıştı Lu Han. Günlerdir, hatta haftalardır burada kalıyordu diğerleri ile birlikte. Birkaç gün sonra prensin köşkündeki ilk aylarını dolduracaklardı ve Lu Han bir aydır Shixun'dan tek bir haber alabilmiş değildi. Prensin ve koruması olan Lay'in Shixun ile ilgili bir şeyler bildiği açıktı. Birkaç defa Lay'e Shixun'un nerede olduğunu sormuştu ve her defasında ondan alabildiği tek cevap Shixun'un iyi olduğu yönündeydi. Bu elbetteki iyi bir haberdi. Bunu bilmek bile Lu Han'ın içinde büyük bir ferahlık yaratıyordu ancak Shixun'un nerede olduğunu ve ne zaman döneceğini bilememek dayanılmaz bir ızdırap gibiydi resmen. Şimdiye kadar Shixun'dan başka birisine tutunmamış olan kalbi onun olmadığı her gün biraz daha yalnızlığa itiyordu onu ve Lu Han bu koca sarayda tüm bu zaman boyunca Shixun'u düşünmekten delirecek noktaya geldiğini hissediyordu resmen.

Buraya geldikleri ilk günden beri onları gören kişi sayısı oldukça azdı. Prens, varlıklarından kimsenin haberi olmaması gerektiği emrini vermiş ve sadece birkaç hizmetli ile görüşebilme durumları olmuştu şimdiye kadar. Lu Han tıpkı tüm diğer gizemler gibi bu gizemin de ne sebeple olduğu konusunda çokça düşünmüş olsa da mantıklı hiçbir açıklama getiremiyordu ve Shixun'suz geçen her sabaha uyandığında, o günün hemen geçip gitmesi için içtenlikle dua ediyordu. Saraya getirildikleri 3 gün boyunca arkadaşları ile birlikte bir şeyleri anlamlandırmaya çalışmışlardı. 3 gün boyunca umutla Shixun ve Yifan'ın dönüşünü beklemişlerdi ancak sorularını ve endişelerini giderecek tek bir gelişme dahi olmamıştı. Bu süre bir haftayı bulduğunda diğerleri diken üstünde bekleme halini biraz olsun aşmış olsalar da ne Lu Han ne Yibo ne de Chanyeol olacak ve olmuş olanlara karşı rahat bir bekleyiş içine girebilmişlerdi. Üçü de sevdikleri insanlar için oldukça endişeliydiler ve neler olduğunu bilmemek üçünü de, belli etmemeye çalışsalar da, korkutuyordu. O günden sonra Lu Han hem gün içinde vakit geçirmek hem de biraz olsun bir şeyleri düşünmemiş olmak için kendisine bir uğraş yaratmıştı. Lay'den ok yapmak için gereken birkaç malzeme isteyerek her gün bir ok yapmaya başlamıştı. Chanyeol'ün anlatımıyla tahta parçalarını birer birer ok haline getirirken her birinde, Shixun yanına döndüğü zaman bunları ona armağan edecek olmanın umudunu taşıyordu. Ellerindeki yaraların sebebi de bu oklardı işte. Ağaç parçalarının dengesini ayarlayabilmek ve onlara pürüzsüz bir görünüm kazandırabilmek için iyice yontuyor olması çoğu zaman eline kıymık batmasına sebep oluyordu kimi zaman da kullandığı aletlerin gazabına uğruyordu parmakları. Bu işi bilmeyen bir kimse için elbette ki normaldi bu tarz kazalar. Hatta belki çok iyi değildi yaptıkları ve bir yerlerde birtakım yanlışları kesinlikle oluyordu ancak Lu Han, Shixun'un bunları beğeneceğini biliyordu. O yüzden bunlara aldırmadan yaptığı işe devam ediyordu.

SterliçyaHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin