Bu bölümü atmayı unutmuşum dün😅😅
Keyifli Okumalar 🌼
Chanyeol adımlarını nehir kenarına ilerletirken bir yandan da gözü her zamanki ağacın dallarına ilişmiş, aradığı bedeni görmeye çalışıyordu. Adımlarını yaklaştırıp saniyeler içerisinde aradığını bulmuş olmanın verdiği keyifle bir ıslık çaldı.
"Seni burada bulacağımı biliyordum"
Ağacın kalın dalına yaslanıp gözlerini kapatmış olan beden, birkaç saniye için gözlerini açıp kendisine seslenen adama kayıtsız bakışlar atmış ve tekrar iç alemine dönmüştü. Chanyeol onun bu haline alışkın olduğu için kayıtsızlığına aldırmadan ağacın altına gelip sırtını ağaca yaslayarak oturdu.
"Bugün yeni esirler geldi"
Yeniden bir ses almayınca devam etti.
"Wang Xiu yine birini seçti"
Sesi artık neşeli değildi. Baekhyun ile tanıştığından bu yana önceden umursamadığı köleler için endişelenir olmuştu çünkü sevdiği adam da bir köleydi. Sıkıntılı bir nefes alıp akan nehire değdirdi gözlerini.
"Bu kez gelen küçük bir gruptu ve seçilen çocuk resmen... bir çocuktu."
Chanyeol kendisiyle yaşıt olan arkadaşıyla konuşurken hayıflanmadan edemedi. Kendisi 26 yaşında bir yetişkindi ve her geçen gün bu durum daha çok canını sıkıyordu. Gencecik kimselerin acımasız ellerde hayatlarının sona ermesi veya mahvolması hiç ama hiç hoşuna gitmiyordu. Her ne kadar yaptığı işten tiksinir hale gelmiş olsa da onu burada tutan tek şey Baekhyun'du. Onun için bu olanlara göz yummak zorunda kalıyordu ya zaten.
Yukarıdaki adam her ne kadar gözlerini kapatmış uyuyor gibi görünse de Chanyeol onun kendisini dinlediğini biliyordu. Senelerdir birliktelerdi ve artık arkadaşının herkese karşı olan bu duruşunu çözmüştü.
Shixun çok konuşmaz, çok yemez, çok uyumaz, çok gülmez ya da ortalarda çok görünmezdi. Daimi olarak geldiği yer bu nehir kıyısı ve ağacın oturduğu dalı olurdu. Burada saatlerce oturup gözlerini kapatarak sesleri ve kendini dinlerdi. Hareketleri yavaş ve kendinden emindi. Gözleri ilgisini çekmeyen bir şey yoksa daima kapalı tutar, kolay kolay odağını değiştirmezdi. Bunlar onun küçüklüğünden bu yana sahip olduğu özelliklerdi. Kendisini bu şekilde yetiştirmiş, ona göre boş ve gereksiz olarak görünen her şeyden kendisini soyutlanmıştı ki bunlar normal insanların yaptıklarının yaklaşık yüzde doksanına tekabül ediyordu. Bütün bunlara ayıracağı vakti ok talimi yapmak, düşünmek ve kendini dinlemeye ayırırdı.
18 yaşındayken buraya gelmişti Shixun. Kimse nereden geldiğini ve kim olduğunu bilmiyorken fark edilmiş ve Wang Xiu'nun yanında çalışmaya başlamıştı. Buradaki konumunu kimse çözmüş değildi henüz. Sadece Wang Xiu için çalıştığı bilinirdi.
8 sene önce tek başına yolculuk ederken, Wang Xiu'nin kafilesine saldıran haydutlardan korumuştu insanları. Kendi halinde, kimseye sataşmayan bir hali olsa da bunu yapmak zorunda kalmıştı çünkü haydutlar onu da kafileden birisi sanmışlardı. Hal böyle olunca kendisini de korumak amacıyla haydutları askerlerle birlikte alt etmiş ve Wang Xiu'nin takdirini kazanmıştı. Bu takdir(!) tabii ki onun için önemli değildi ancak Wang Xiu ona kendi yanında çalışması için cazip bir teklif yapınca o da kabul etmiş ve onunla birlikte köşke geri dönmüştü. Yapılan teklif para ya da benzeri bir maddiyat değildi ki Shixun teklif edilen bu tarz şeyleri kabul etmemişti zaten. O sadece kendisine karışılmamasını ve belirli zamanlarda ondan hizmet beklemesini istemişti Wang Xiu'den. Wang Xiu de bunu memnuniyetle kabul edip ekibine katmış ve gerektiği zamanlarda Shixun'u işleri içine katmıştı. Hayran kaldığı bu genci tabii ki de bırakacak değildi. Müthiş bir ok kullanma yeteneği vardı. Her türlü mesafeden veya pozisyondan hedefine sektirmeden ya da ıskalamadan isabet ettirebilirdi oklarını. Bu yüzden ok takımını bir an olsun yanından ayırmayan bu çocuğu da kendisiyle birlikte götürmüş ve ona rahat imkanlar sunmuştu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sterliçya
FanfictionÇin Hanedanlığı sınırları içerisinde bir kaçış öyküsü... Ya da daha fazlası... @winesis'in doğum günü için, doğum gününde yayımlandı.💃💃🥳