Keyifli Okumalar 🌼
Shixun içinden bir parçayı prensin köşkünde bırakıp görevinin başına döndüğünde bile aklının büyük kısmı sevdiği adamla meşguldü. Bir ayı geçkin bir süredir her zaman onu büyüleyen o güzel yüzlü adama hasret kalmıştı. Tüm bu süre boyunca bir an olsun boş kalmadığı gibi bir an olsun da aklından çıkarmamıştı güvenli ellere teslim ettiği adamı. Tüm planların nihayete ereceği bu gecenin hızla sabaha kavuşmasını tüm kalbiyle istiyordu. Çünkü o zaman o da aydınlığa kavuşan gece gibi kalbinin ışığı olmuş sevgilisine kavuşabilir, bedenini bir puzzle parçası misali tamamlayan Lu Han'ı kolları arasına alarak eksik parçasını tamamlayabilirdi. Bu yaşına kadar kimseyi almadığı, almayı da düşünmediği kalbine kendisinden habersiz şekilde sızıp orayı gülüşündeki sıcaklığı ile ısıtan, varlığı ile tüm hücrelerini dolduran ve iri, sulu gözlerindeki her bir manalı bakışıyla yaşam kaynağını çaresizce çarptıran sevgilisine kavuşabilmeyi her şeyden çok istiyordu. Sadece birkaç dakika dahi olsa aynı sınırlar içerisinde bulunduğu adamı görebilmiş olmak ona asla tahmin etmeyeceği derecede güç vermiş gibiydi. Odadan içeri girdiği zaman gördüğü uyuyan huzurlu simayı ne kadar çok özlediğini ve bu özlemin aslında ne kadar büyük olduğunun şaşırarak farkına varmıştı. O anlarda Lu Han'ın yanına gidip ince ve zarif bedenini sımsıkı sararak ciğerleri patlayana kadar kokusunu içine çekebilmek, onu şiddetli bir sarsıntıyla uykusundan uyandırıp tadı damağından asla silinmeyen tatlı dudaklarına tekrar kavuşmak ve yüzüne karşı asla dile getirmemiş olduğu, içinde büyüttüğü kelimeleri kulağına fısıldamak yapmak istediği ilk şeylerdi. Tüm duyuları sadece uyuyan bedene odaklanmış ve güçlü bir dürtüyle yanına koşmasını emrederken onun yapabildiği tek şey sessiz adımlarla yanına yaklaşarak saçlarına ufak dokunuşlarda bulunmak olmuştu. Çünkü biliyordu ki Lu Han uyanırsa onu asla tek başına göndermez, kendisini tehlikeye atardı. Tüm her şeyin sonuna gelmişken ve karşılarına çıkan engellerden tamamen kurtulmaya bu kadar yaklaşmışken Shixun Lu Han'ı yeni bir tehlikeye atamazdı. Düşüncesi, diğerleri uyuyorken saraya saldırarak geri dönmekti. Tıpkı Lu Han'a söz verdiği gibi, uyandığı zaman onu yanında bulacaktı ve bir daha da asla ayrılmayacaktı yanından. Lu Han'ın üzerine eğilip saçları arasından bir tutam kokusunu çaldığı vakit, kıyafetleri üzerinden öne doğru sarkarak boynuna ağırlık yapan kolyeyi avucu arasına alarak çıkarmıştı ve sahibine geri vermişti. Kendi elleriyle vermeyi isterdi ancak bir şeyi daha biliyordu ki, sarayda çıkan isyanın sesleri dalga dalga bu köşkün duvarlarına da vuracaktı. Bu, babasını devirmeye benzemiyordu. Koskoca bir kralın, askerlerinin arkasından alınması söz konusuydu ve her ne kadar Lu Han uyandığında yanında olmak istese de bu mümkün değildi. O yüzden bu kolye bir nevi Shixun'u temsil edecekti ve Lu Han uyandığı zaman söz verdiği gibi yanında olacaktı böylece.
Derin bir iç çekerek prensin köşkünün etrafına yığdığı yüzlerce askerin arasından sıyrılıp kendisini bekleyen prensin yanında yerini aldı. Wang Xiu'nin köşküne baskına gittiği gece üzerinde olan zırhı yeniden kuşatmıştı bedenini. Saçları başının üstünde yüksek, bir yarım at kuyruğu ile toplanmış, düz bir halde omuzlarından aşağı sarkıyordu. Hiçbir zaman yanından ayrılmayan gergin yayı ve sadakı sırtındaydı. Baştan aşağı büründüğü siyahlar içerisindeki zırhı, geniş ve yapılı omuzları ve çatık kaşlı yakışıklı çehresi ile kurulduğu siyah at üzerinde oldukça heybetli görünmekteydi. Birazdan hayatının savaşını verecek olan güçlü bir savaşçı olarak gözlerini doğrudan karşısında yükselen yüksek yapıya, saraya dikmişti.
Bundan haftalar önce babası ile yaptığı anlaşma sonucunda karşısına çıkan bazı gerçekler şu an bulunduğu yerin mimarıydı. Babasının kendilerinden gizlediği kim olduğuna dair bilgileri içeren ilk mektubu aldığında buna asla imkan verememişti. Prensin mührünü taşıyan bu gizli mektuplar arttıkça ve bilgilerin doğruluğunu kanıtlayan detaylar önüne konuldukça anlatılanların doğruluğuna ikna olmuştu ki Prensin böyle bir mesele için onu yanıltacak durumu da olamazdı zaten.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sterliçya
FanfictionÇin Hanedanlığı sınırları içerisinde bir kaçış öyküsü... Ya da daha fazlası... @winesis'in doğum günü için, doğum gününde yayımlandı.💃💃🥳