Keyifli Okumalar 🌼
Saat gece yarısını epey geçtiği bir vakitte Komutan Chanyeol'ün odasında, tahta küvet içerisinde oturmuş iki beden sakince uzanıyorlardı. Sıcak su ve buhar bedenlerini iyice uyuştururken uyku sinyallerini gönderiyordu zihinlerine.
Chanyeol bacakları arasına oturttuğu bedenin sırtını göğsüne yaslamış, kollarını karnı üzerinde birleştirmiş şekilde sevgilisinin yumuşak teninde gezinirken Baekhyun, arkasındaki bedenin güvenli kollarında olmanın keyfini sürüyordu. Yaklaşık 1 saattir bu pozisyonda sessizliğin huzurunu paylaşıyorlardı ve her ikisinin de zihinlerinde aynı sonuca varan farklı düşünceler vardı.
"Ne düşünüyorsun?"
Baekhyun nihayet uykulu sesini duyurduğunda belindeki kollar biraz daha sıkılaştı. Arkasındaki adamın dalan gözlerinden ve yüzünde oluşan gülümseme ile ortaya çıkan gamzesinden bihaberdi o an.
"Bir ev"
"Ev mi? Nasıl bir ev?"
"Yeşil çayırları gören, çok büyük sayılmayacak sıcak bir ev"
Bu düşünce Baekhyun'un hoşuna gitmişti. Gülümseyerek biraz daha sokuldu ardındaki bedene.
"Peki kim var o evin içinde?"
İkisinin de yüzündeki gülümseme büyüdü.
"Bir aile var. Sıcacık. Sevgi dolu ve huzurlu. Evin manzarası olan yeşil çayırda diz boyu ot ve çiçek var. Çayırın etrafi uzun, yeşil ağaçlarla çevrili ve başında kar bitmeyen dağların arasında. 3 çocuk var çayırda koşan. 2 erkek 1 tane de kız. Abileri kız çocuğunun ellerini tutmuş çayırda koşturuyorlar."
Baekhyun gözlerini kapatıp o anı hayal etti. Kulaklarına ince sesli birkaç çocuk cıvıltısı doldu ve kendisine gülümseyerek bakan 3 güzel surette çocuk canlandırdı kafasında.
"Peki ya... Ebeveynleri?"
"Bir adam var onları seyreden. Çayırlıktaki büyük bir ağacın gövdesine dayanmış oturan ve ağacın gölgesi altında dinlenen. Uzun boylu birisi. Gözü çocukların üzerinden bir an olsun ayrılmıyor ve kocaman gülümsüyor. Dünyanın en mutlu adamı o. Ölesiye mutlu... Bir de..."
Baekhyun küvetin içindeki suyun dalgalanmasına sebep olacak şekilde doğrulup yüzünü Chanyeol'e döndü. Yeniden belini saran kollara ellerini bırakıp ufak ufak okşadı güçlü kolları.
"Bir de?"
"Bir de hemen önünde, kucağına uzanmış bir adam daha var. Çok güzel. Uzun boylu adamın hayatı boyunca görüp görebileceği en güzel adam o. Bütün hayatına sahip çıkan ve tüm ömrünü onun için yaşayabileceği yegane kişi. Sevgisiyle her gün daha da güçlendiren ve güçlenen bir adam"
Chanyeol elinin tekini yumuşak yanağa yaslayıp okşarken gözleri bir an olsun ayrılmadı birbirlerinden. Öylesine ağır bir ortamdı ki Baekhyun buram buram Chanyeol ile dolan kalbinin ezildiğini hissediyordu aşık olduğu adama baktıkça. Aklındaki düşüncelerle uzanıp o sevdiği dudaklara önce ufak bir öpücük bıraktı. Ardından o ufak öpücük büyüyüp derinleşince güçlü bedene daha çok yaklaşıp bacaklarını beline sardı.
Chanyeol kendisine kolları ve bacakları ile sarılan adamı her ne kadar istiyor olsa da öpücükten ileri gidemiyordu. Onun da kendisini ne denli istediğinin farkındaydı fakat yapmamalıydı. Diğerine göre bunun daha çok bilincinde olan kendisiydi.
Baekhyun birkaç dakikadan fazla süren ıslak öpücüğün bozulması ile homurdansa da gözleri önündeki beyaz boyuna dudaklarını bastırmayı geciktirmedi. Sevdiği adamı istiyordu, ona ait olmak istiyordu ancak her seferinde Chanyeol kendisini geri çekiyor ve ileri gitmelerine izin vermiyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sterliçya
FanfictionÇin Hanedanlığı sınırları içerisinde bir kaçış öyküsü... Ya da daha fazlası... @winesis'in doğum günü için, doğum gününde yayımlandı.💃💃🥳