Keyifli Okumalar 🌼
Bunlar yaşanırken aynı zamanda diğer avluda yaşananlar da farklı değildi. Shixun karşı yönden gelen askeri ile eş zamanlı olarak birkaç adım önlerinde sohbet eden askerlere saldırıp adamların kendisini görmesine bile izin vermeden cansız bedenleri yere sermişti. İki asker hemen kanlar içinde kalan bedenleri bir köşeye çekerken Shixun olduğu yerden içerisini görmeye çalışıyordu. Ancak olduğu yerden aşağı, yerin bir kat altına inen basamaklar buna izin vermemişti. İçeride kaç asker olduğunu bilmediği için ufak bir oyun oynamaya karar verdi. Eline ilk gelen şey saatlerdir oynayıp durduğu yuvarlak metaldi. Bunu yapmak için emin olamasa da daha fazla zaman kaybedemezdi. O yüzden yukarlak metalin basamaklardan aşağı tıngırtılı bir ses eşliğinde yuvarlanmasına izin verdi.
Lu Han hücrenin bir köşesinde, üzerinden henüz çok geçmeyen işkencenin ağrısı ve acısı ile oturuyordu. Gördüğü işkencelerden dolayı bedeni istemediği tepkiler verirken o anlarda gözyaşları da daha fazla yerinde durmamışlardı. Yüzünde farklı güzergahlar oluşturarak kurumuşlar ve derisine rahatsız edici bir gerginlik kazandırmışlardı. Ancak o kadar bitkindi ki artık ağlamaya dahi mecali yoktu.
Oturduğu soğuk zemin üzerinde kayarak uzanır pozisyona gelirken ağrıyan kemikleri yüzünden acı dolu bir inleme koptu ağzıdan. İnce içliğinin üzerinden zeminin soğuğunun bedenine işlemesini ve Wang Xiu'nin ilk geldiği zaman sırtına bıraktığı kırbaç izlerinin verdiği yanma hissinin son bulmasını amaçlamıştı ama canı bu hareketle daha çok yanmıştı.
Zorlukla da olsa rahat bir pozisyon bularak gözlerini tekrar kapattı genç adam ve bedenini serbest bırakarak kendisini kasmaya son verdi. Derin bir sessizlik vardı ortamda. Gün içinde gözucu ile gördüğü kadarıyla Chanyeol'e kendisinin asla kaldıramayacağı işkenceler yapılmıştı. Ancak adam bunu sadece bir baygınlıkla karşılamış, Lu Han'ı hem büyük bir hayret ve hayranlık hem de mutlulukla doldurmuştu. En azından ölmediği için Lu Han onun adına mutlu olmuştu iste. Yanlarında iki asker bulunuyordu ve onlar da biraz dinlenmek için bir kenara geçmişlerdi şimdilik. Ancak Lu Han bu hareketsizlik ve sessizliğin çok uzun bir süreyi bulmayacağını biliyordu. Hafifçe sağına dönerek ağrıyan vücudunun pozisyonunu değiştirdi.
Derin nefesleri ve hissettiği acıların yanında gözlerinin daldığı yerde şu günlerde kendisine iyi gelen ve acılarını ona unutturan tek şeyi yaptı tekrar çaresizce. Bedensel yorgunluğun yanında zihinsel bir yorgunluğa da sahipti ancak gözlerinin önüne hayalini getirdiği adam ona iyi geliyordu. Onu düşünmek, geçirdikleri zamanları hatırlamak o anlar için Lu Han'a bulunduğu yeri ve içinde olduğu durumu unutturuyordu kısa bir an için olsa da.
Bu düşüncelerle zorlukla gülümsedi. Alt dudak çizgisinde keskin bir sızı hissetti bu hareketi ile yüzü acı ile buruştu. Bugün, işkence sırasında yüzü bir hançerle çizilmek istenmişti. Lu Han yüzüne değen soğuk metalden refleksif olarak yüzünü geriye çekmek istese de yaptığı hareketle hançerin dudağında bir iz bırakması gecikmemişti. Alt dudağını ortalayacak şekilde, iz kalacağını düşündüğü bir kesikti bu.
Buruşan yüzü birkaç saniye sonra düzeldiğinde her yeri ağrıyan bedenini yeniden hareket ettirerek zindanın içini görecek şekilde sol kolu üzerine döndü. Zindan içindeki askerler, zincirlerin tuttuğu kolları ile yere sarkan baygın Chanyeol, bir köşede kendilerini bekleyen işkence aletleri... Gözlerini kapatarak bunları yok saymayı diledi ancak bedenindeki ağrıları bunu yapamayacağını hatırlatıyordu kendisine. O yüzden gözlerini yeniden kapatıp en azından zihnen buradan uzaklaşmak istedi yeniden.
Acaba şu an ne yapıyordu? Karargahta onların yokluğunu fark ettikten sonra ne yapmıştı, ne düşünmüştü çok merak ediyordu Lu Han. Babasının oyununu öğrenmiş olmalıydı diye düşünüyordu çünkü kimse söylemese bile Zhan ve Yibo olanları ona anlatırdı. Karargahta yakalandıkları gün Zhan'ın meydanın bir köşesinde onlara yardım etmek için çırpındığı anları çok iyi hatırlıyordu ve içten içe minnetini gönderiyordu ona. Yardımları için, arkadaşlığı ve çabaları için minnettardı Lu Han.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sterliçya
Hayran KurguÇin Hanedanlığı sınırları içerisinde bir kaçış öyküsü... Ya da daha fazlası... @winesis'in doğum günü için, doğum gününde yayımlandı.💃💃🥳