Keyifli Okumalar 🌼
Ertesi gün Shixun, Yifan ve Yibo tahta masa etrafında kahvaltı etmek için diğerlerini bekliyorlardı. Yibo ve Zhan yanyana oturmuş, Yibo'nun karşısı Shixun tarafından doldurulmuştu. Bağdaş kurarak oturdukları yerde elleri dizlerinde, gözleri önlerine eğilmiş haldeyken hiçbirinden ses çıkmıyordu.
Onların gelmelerinin ardından geçen kısa bir süre sonra da kapıda Luhan, Chanyeol ve Baekhyun da görünmüştü. Adımlarını kendilerini bekleyen adamlara yöneltip seri kafa hareketleri ile saygılarını sunmuş ve yerlerine geçmişlerdi. Chanyeol ve Baekhyun karşılıklı otururken Luhan'a kalan yer Shixun'un yanıydı. Anlık bir tereddüt duysa da aklına dün Shixun ile birlikte yediği yemek gelince gülümseyerek yerleşti uzun saçlı adamın yanına. Gülümsemesini bozmadan üzerinde hissettiği gözlerin sahibine dönüp selam verdi önce. Yanında oturduğu adam artık daha sıcak hissettiriyordu.
Shixun ise kapıdan girdiği andan bu yana metalik gri renkli kıyafetlerle sarmalanan beyaz tenli bedende gezdiriyordu gözlerini. Siyah saçlarının bir kısmı tepesinde ufak bir topuzla toplanmış, kahkülleri özenle taranmıştı geriye doğru. Ortaya çıkmış yüzündeki gülümseme görülmeye değerdi ve Shixun gözlerinde beliren hayranlık parıltılarını saklama gereği duymuyordu.
Dün Luhan ile birkaç saatini birlikte geçirerek ona yakınlaşmış hissediyordu. Kendisi konuşmayı pek seven birisi olmadığı için tüm işi Luhan üstlenerek sıkılmalarını engellemiş, bol bol konuşmuştu bu sürede. Shixun'un ağzından kendisi ile ilgili birkaç bilgiyi cımbızla aldıktan sonra biraz kendisinden bahsetmişti. Bu anlarda Shixun'un onu dinlediğini gördükçe iyice şevklenmiş ve aklına gelen her türlü konuyu açmıştı. Yedikleri yemeğin içinde tadını aldığı baharatlardan dağda yeşeren ve iyi bildiği otlara kadar her türlü şeyi anlatmıştı. Yemek sonunda ise Shixun'u sıktığını düşündüğü için yaptığından pişman olarak sessizliğe gömülmüştü genç adam.
Shixun etini çubuğuna aldığı sırada sessizleşen çocukla kafasını kaldırıp başını tabağına eğmiş, pilavını eşeleyen çocuğa dönmüştü o esnada ve Luhan'ın kaçamak bakışlarını yakalamıştı.
"Neden sustun?"
Luhan çubuklarını kenara bırakarak kaşının kenarını kaşımıştı çekingence.
"Biraz fazla konuştum sanırım. Sıkılmış olmalısın"
Onun bu hareketine karşılık Shixun onun parlak gözlerine birkaç saniye bakmış ve keyifle yemeğine dönerek çubuğundaki eti ağzına atmıştı. Ağır ağır çiğnediği eti tuttuktan sonra kafasını tekrar kaldırarak yanaklarını havayla doldurmuş çocuğa bakmıştı. Luhan Shixun'un sessizliğini söylediklerinin doğru olduğuna yormuştu ve canını sıkmıştı bu durum. İştahı da kaçmıştı, o yüzden ellerini masadan indirip yanaklarını şişirmişti.
Shixun onun bu halini görse de onu teselli edecek herhangi bir harekette bulunmamıştı. Luhan cidden fazla konuşmuştu ancak Chanyeol'den senelerdir alışkın olduğu üzere birilerini dinlemeye alışıktı genç adam. Üstelik Luhan'ın düşündüğünün aksine sıkılmamıştı da. O yüzden elindeki çubukları kenara bırakıp suyuna el attığı anda yemeğini irdelemeye başlayan Luhan'a baktı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sterliçya
FanfictionÇin Hanedanlığı sınırları içerisinde bir kaçış öyküsü... Ya da daha fazlası... @winesis'in doğum günü için, doğum gününde yayımlandı.💃💃🥳