Keyifli Okumalar 🌼
Lu Han uyanmaya başlarken hissettiği keskin bir acı ile elini boynuna götürdü. Kısık sesli inlemesi olduğu yerde duyulurken yüzünü ekşiterek kırpıştırdı gözlerini. Aralanan gözleri bir yerde uzandığını belirtircesine beton bir tavana açılmıştı.
Olduğu yerde, eli boynunda bir şekilde gözleri ile tanıdık olmayan yeri izledi bir süre. Uzandığı sert ve soğuk zeminde doğrulmadan önce kendisine kısa bir süre düşünme hakkı tanıdı. Gördüğü kadarıyla dört duvar arasında bir yerdeydi ama buraya nasıl geldiğini hatırlamıyordu. En son Wang Xiu'nin askerlerinden kaçarken ormanda dinlenmek için kısa bir süre kestirmişlerdi. Sonrasını ise yoktu, neler olduğunu bilmiyordu. Ancak eli hala boynundayken ormanda, uykuyla uyanıklık arasında olduğu bir zaman diliminde bir an için boynunda bir acı hissettiğini hatırladı.
Olduğu yerde elinin telinden güç alıp doğrulurken bulunduğu yeri ayık bir kafayla inceledi bir kez de. Taştan, gri duvarlarla çevrili bir yerdeydi. Ayaklarının uzandığı yerde sık parmaklıklar vardı ve gerisinde görünen kimseler yoktu. Ancak burasının bir hücre olduğu parmaklıklar arasından gördüğü diğer hücre kapılarının varlığından da anlaşılıyordu.
Sol yanına baktığında duvar köşesinde Baekhyun'u ve onun ayakları dibinde boylu boyunca uzanan ve henüz uyanmaya başlayan Chanyeol'ü gördü. Emekleyerek onların yanına ilerledi ve ikisini de sarsmaya başladı.
"Chanyeol, Baekhyun uyanın"
Chanyeol de tıpkı Lu Han gibi ağrıyan boynunu tutarak yerinden doğrulurken bulunduğu yerin neresi olduğunu anlamaya çalışıyordu. Kaşları derince çatılmış bir şekilde, üstü başı toz içinde kalmıştı diğerleri gibi.
"Lu Han?"
"Kalk hadi kalk"
"Ne oldu?"
Tamamen doğrulup duvara yaslanmış olan Baekhyun'un yanına sürükledi kendisini ve iyi olup olmadığını kontrol etti. Bacağının hala acıyor olduğu kasmış olduğu yüzünden belli oluyordu.
"Bilmiyorum. Uyandığımda buradaydım ben de"
Baekhyun'un yüzünde ve bedeninde ellerini gezdirip iyi olduğuna kanaat getirince oldukları yeri inceleme sırası Chanyeol'e geçmişti.
"Shixun nerede?"
Lu Han aklına henüz gelmiş gibi gözlerini küçük oda içinde telaşla gezdirdi. Shixun yoktu burada.
"Bilmiyorum. Burada değil"
"Nasıl olur? O da bizimle birlikteydi. Onu da yakalamış olmalılar. Burada değilse nerede olabilir ki?"
Lu Han merakla ayaklanıp parmaklıklara doğru ilerledi. Neler olduğunu, nerede olduklarını ve en çok da Shixun'a ne olduğunu deli gibi merak ediyordu ancak görünürde seslenebileceği kimse yoktu.
"Baekhyun, uyan hadi. Kalk sevgilim"
Baekhyun Chanyeol'ün bedenini sarsması sonucu yavaş yavaş bilincini kazanırken, onun da boynunun acıdığını gösteren bir inilti koyuverdi. Elini hemen boynunu bulurken yüzü acıyla buruştu.
"Chanyeol"
"Buradayım Baekhyun"
Chanyeol Baekhyun'un elini geri çekip boynunun acıyan kısmına bir göz attı. Normal bir iğne girişinden biraz daha büyük bir şeyin saplandığını gösteren bir delik vardı boynunda. Daha sonra da kendi boynunda parmaklarını gezdirip ufak çıkıntıyı hissetti.
"Zehirli oklarla vurulmuşuz. Birileri bizi bayıltıp buraya getirmiş olmalı"
Lu Han aradığını bulamayınca parmaklıklardan ayrılıp yerde oturan arkadaşlarının yanına geldi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sterliçya
FanfictionÇin Hanedanlığı sınırları içerisinde bir kaçış öyküsü... Ya da daha fazlası... @winesis'in doğum günü için, doğum gününde yayımlandı.💃💃🥳