Seçilmişler

Ara

Emircan ve patron içeri girince sonucu bilmeme rağmen "Son durum ne? Emircan yeni patron mu?" diye sordum.

"Dudak okuduğunuzu fark ettim." diyen patron ile Koray, Emircan'ın omzuna dostça vurdu ve "Hayırlı olsun kardeşim." dedi.

"Teşekkürler." diyen Emircan, Berrin'e bakıyordu.

"Bugün ayın kaçı? Bir kutlama yapmamız lazım." dedi Funda.

Koray "On beşi." diye cevap verdi.

"Siktir. Bugün annemi aramam lazımdı." dedim.

"Git, ara." diyen Çağatay ile kendi odama çıkıp annemi aradım.

Telefon tam kapanacakken açılan telefon ile derin bir nefes aldım. Telefonu hoparlöre alıp yatağıma uzandım.

"Delfin, nasılsın?" diye sordu annem.

"İyiyim, sizi çok özledim. Görüntülü arasam olur mu?" diye sordum.

"Şu an meşgulüm bebeğim." deyince "Sonra görüntülü konuşuruz o zaman. Ben bugün mafyalığı bıraktım." dedim.

"Neydi öyle kavga dövüşlü, gürültülü işler. İyi yapmışsın." dedi annem.

"Ben şirketteki kendi hisselerimi satmak istiyorum." dedim. Belki bu dediğim onun dikkatini çekerdi.

"Sen bilirsin." deyince "Ciddi bir ilişkim var. Üniversite bittikten sonra evlenebiliriz. Çok iyi birisi." dedim.

"Hayırlı olsun." diyen annem ile "O da arkadaşlarım ile bizim evde. Ona vermemi ister misin? Tanışırsınız." dedim.

"Sen seçtiysen iyi biridir. Konuşmama gerek yok." dedi.

"Adını, ne yaptığını falan da mı merak etmiyorsun?" diye sordum.

"Sen seviyorsan bir şey diyemem. Bebeğim şimdi önemli bir toplantıya gireceğim. Sonra ben seni ararım." dedi. Daha önce de yaptığı gibi tekrar aralayacaktı.

"Tamam." dedim.

Arkadan "Masaj salonu hazır." diye ses gelirken annem telefonu kapattı.

Sinirle yorganı tekmeledim ve ağlamaya başladım.

Küçüklüğümde zaten hiç ilgilenmemişlerdi. Her seferinde kendi işlerine odaklanmışlardı.

Yurt dışına taşınmalarıyla birlikte arada bir telefonda konuşuyorduk. Onda da saçma sapan bahaneler ile telefonu kapatıyorlardı.

Sevmiyor olabilirler ama onların çocuklarıydım. En azından zaman ayırsalar.

Çağatay içeri girince konuşmayı duyduğu yüzünden belliydi.

Hiçbir şey demeden yanıma gelip yatağın ucuna oturdu.

Yatakta doğrulup ona sarıldım ve ağlamamı sürdürdüm.