3-

211 170 6
                                    

2 saat geçmişti saat tam da 18.00 olmuştu barlas ve arınç birbirlerine bezgin bezgin bakıp duruyorlardı ki
Yaşlı adam birden ayağı kalkıp ikisinin üzerine bağırmaya başladı

"Bittiyse ne diye şu leğenleri arka tarafa götür müyorsunuz ? iyice mayıştınız sizde kalkın hadi sizi utanmaz tembeller kaldırın şu lanet olası kıçınızı!"

Barlas yaşlı adama baygın bir bakış atıp
"kolaysa sen gel yap"
diye mırıldandı. Arınç barlasın tam tersi sitem etmek yerine önündeki leğeni tüm gücüyle kaldırmayı denedi ama yapamadı bembeyaz yüzü kıpkırmızı olmuştu bir anda, barlas ona durmasını söyleyip 2 leğenide kendi arka tarafa kadar götürdü alnından akmaya başlayan terini kolunun tersiyle silip yaşlı adama döndü

"hadi gidelim"
Yaşlı adam arınça dönüp

"hadisene kızım yürü neyi bekliyorsun. Akıl hastanesinde bile olsam kadınlara öncelik gösteririm ben "

diyip kendine karşı duyduğu gururlu bakışlarla arınça baktı

"Bayım çok kibarsınız ancak keşke kadınlara karşı gösterdiğiniz bu ince davranışları işkence odalarında da gösterebilseydiniz !"

Adam "keşke" diye mırıldandı.
Utanmış bir hali vardı.

"Hadi gidelim küçüğüm. Kadınları ezdikten sonra öncelik verdiğim için adam olduğumu zannedeceğime yanlarında durup gülümsemelerine şahitlik etmeyi isterim."

diyip arınçın koluna girdi arınç küçük bir tebessüm ile barlasa döndü

"Bilirsin bayım seni gerçekten hep sevmişimdir."

Birlikte merdivenlerden çıkarken
Ikiside oldukça bitkin görünüyordu.
Yaşlı adam ikisinide odalarına götürüp kapıyı kilitledi süngüyüde çektikten sonra gitti.
Arınç odanın içinde dönüp duruyordu bir anda gülmeye başladı
Hatta kahkaha atıyordu resmen ve kendi kendine konuşmaya başladı tekrar

"Annecim nerdesin gelmedin bugün. Kızın bugün çok yaramazlık yaptı biliyor musun hani eskiden derdin ya sen hiçbir sey yapamazsın diye bak ben bugün 30 tane çarşaf yakadım hani nerdesin yoksun tabi
Sen ancak kaçarsın böyle"

bir anda etrafında dönmeyi kesip ağlamaya başladı ve yere diz çöküp dua etmeye başladı

" özür dilerim anne özür dilerim ben kötü bir kızım seninle böyle konuşmamalıydım affet beni tanrım affet ve annemi bana geri ver lütfen söz veriyorum bir daha edepsizce konuşmayacağım"

Cevap veren elbette yoktu, arınç soğuk zeminde uzanıyordu şimdi,
Aniden midesinde bir sancı hissetti "ah..." diye inledi sancısı gittikçe artıyordu, soğuk zemini terk edip yatağına doğru gitti.Yatağa uzanıp yorganı üzerine çekti. Uyumayı planlıyordu ancak işler planladığı gibi olmadı sancıları gittikçe artıyordu, olduğu yerde dönüp duruyordu.
Sabaha kadar böyle geçmişti.

Sabah saat yediydi uykusuzluktan göz altları şişen arınç daha fazla dayanamayıp yataktan çıkıp dolabına doğru yürüdü yine zar zor içeri girebildi iki defa pencereye tıklayıp açılmasını bekledi, bi 2 dakika sonra pencere açıldı barlas şaşkınlıkla arınça bakıyordu.

"günaydın küçüğüm"

"Günaydın bayım"

Arınçın yüzünü dikkatle inceleyen barlas uyumadığını anlamıştı hemen

"Neden gece boyu uyumadın küçüğüm ?"

"Bayım şey... ben..."

"Ne oldu küçüğüm anlatsana neden çekiniyorsun ?"

"Dün gece mideme bir ağrı girdi bayım"

" nasıl bir ağrı ?"

"Hani her ay oluyor ya öyle ışte"

Utana sıkıla anlatmaya çalışıyordu arınç ama bu imkansız gibiydi

"Anladım bak şimdi ben bir şekilde sana ağrı kesici ve diğer şeyleri getireceğim. Sen şimdi git yatağına kendini sıcak tut sakın ben seni çağırana kadar çıkma yatağından yorganıda üzerine kadar çek tamam mı küçüğüm? "

"Tamam bayım."

Arınç dolaptan çıkıp yatağına geri dönüp yorganı göğüs hizasına kadar çekti.
10 dakikalık kadar bir süre sonunda dolaptan tıkırtı sesleri gelmeye başladı. Arınç hızla yatağından doğrulup dolaba doğru gitti gıcırdayan dolabı açıp yine içinde girdi, pencereyi kendine doğru çekip 5 santim daha eğildikten sonra tam karşısında duran barlas ile göz göze geldi, barlas elindekileri ona tek tek uzatarak konuşmaya başladı

"küçüğüm bak burada 3 hap var.
3 gün boyunca her gün sadece 1 tanesini kullanıcaksın. Nasıl kullanacağını hatırlıyorsun değil mi?"

"Bu verdiğin şeyi Ilk önce dilimin üzerine yerleştirileceğim sonra yaşlı adamdan bir bardak su isteyeceğim suyu içince verdiğin şeyde mideme inmiş olucak değil mi bayım?"

"Evet küçüğüm aynen öyle yapacaksın. Bak şimdi beni dikkatle dinle; Sana verdiğim hapları sakın görevli memurlar görmesin çok iyi sakla onları, bugün günlerden cumartesi ve saat şuan 15.00 biliyorsun yalnızca cumartesi günleri saat 17.00 ' da yıkanabiliyoruz tam 2 saat sonra görevli seni almaya gelecek birlikte banyoya gideceksiniz biliyorsun tek bir küvet var sakın görevlinin gittiğinden emin olmadan girme küvete. Görevli sana dokunmaya çalışırsa bağır çığlık at eğer ağzını kapatıp seni korkutmaya çalışırsa pantolonunda ki fermuarın olduğu bölgeye tekmeyi bas elindeki anahtarlığı kaptığın gibi demir kapıya koş kilidi açtıktan sonra arkana bakmadan benim odama gel. Ben yinede bir şekilde buradan çıkmaya çalışıp senin yanına gelmeye çalışacağım, seni onlardan koruyacağız tamam mı küçüğüm?"

"Bayım görevli benim babam... ah hayır o benim kardeşimdi, evet evet kardeşim o benim küçük kardeşim "

"Küçüğüm sen dediklerimi anladın mı ?"

"Hangi dediklerini bayım"

"Yapma küçüğüm lütfen bunu yapmam. "

"Üzülme lütfen bayım anladım dediklerini ama o görevli benim babam"

YOLUN SONUNDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin