13-

112 84 3
                                    

Sürgü çekilmedi ve kapı sonuna kadar açıldı,etraf sessizdi.
Görevliler yatağında masumca uzanmış olan delfinin kollarını sıkıca kavrayıp ayağı kaldırdılar.
Delfin gözlerini sertçe onlara dikip bağırdı

"Ne yaptığınızı sanıyorsunuz siz?"

"Kapa çeneni sen ne yaptığını çok iyi biliyorsun "

Görevliler onu hızla odadan çıkardılar. Delfin her ne kadar çırpınsada karşısındaki korkunç derecede güçlü görünen bu görevlilere karşı koyamadı. Gücü yetersiz kalmıştı.

"Bırakın beni ben bir şey yapmadım "

Görevliler dediklerini aldırmayıp onu sımsıkı tutup taşıdılar ve sonunda o karanlık odaya girdiler.
Delfin çaresizce çırpınıyordu hâlâ ama bu hicbir şeye yaramıyordu.
Sonunda odanın kapısı kapatıldı ve görevlilerden biri delfinin kollarini tutarken diğeri elindeki igneyi yavaşça ve dikkatlice delfinin koluna doğru soktu.
Birkaç saniye sonra delfin olduğu yere yığıldı.
Görevliler odadan çıkıp kapıyı kilitledikten sonra ortadan kayboldular.

Birkac dakika sonra delfin gözlerini açmaya başladı.
Tam olarak kendine geldikten sonra hızla yattığı yerden doğrulup kapıya doğru koştu.
Sesini sonuna kadar yükseltip bağırmaya başladı

"Çıkarın beni burdan!!!"

Cevap veren ya da gelen olmamıştı.
Ancak sesin koridorda yakalanmasıyla herkes azda olsa birinin çığlık attığını duyar gibiydi.
Arınç bu sesin delfine ait olduğunu çok iyi biliyordu ancak
Olduğu yerden kımıldamayıp kapıya doğru bakmaya devam etti.

Barlas duyduğu sesle irkildi ve hızla kapıya doğru koşup o da bağırdı

"Hey kim bağırdı az önce? "

Delfin barlasın dediklerini çok az duymuştu.

"Yardım edin! "

Diye yineledi delfin. Aniden başında bir ağrı hissetti oldukça ağır ses tonları kulaklarında tekrarlanıyordu. Vücudu ter içinde kalmıştı yaptıkları iğnenin etkisiydi bu.
Bir anda etrafında insanlar belirmeye başladı. Bu gözüne o kadar çok korkunç görünüyordu ki elleri titremeye başladı.
Gördüğü insanlar ona doğru yürüyordu. Korkunç bir soğukluk çöktü bedenine olduğu yerde kalakaldı.
Elleriyle kulaklarını kapatıp gözlerini yumdu.

"Gidin buradan... gidin... gidin... istemiyorum sizi gidin... dokunmayın bana!!!"

Titreyerek söylediği her sözcük ile tüm bedenini kaybediyormuş gibi hissetti.
Insanlar etrafını sarmıştı nefes alamıyordu şimdi. Her soluk alıp verişinde kalbi sıkışıyordu adeta.
Odanın en köşesine doğru koşup insanların gitmesi için dua etmeye başladı.
Başında ki ağrı acımasızca artınca dayanamayıp kafasını hızlı bir şekilde yaslandığı beton duvara vurmaya başladı.
Defalarca vurduktan sonra arkasına döndü gördüğü halüsinasyonlar kaybolmuştu şimdi.
Yere çöküp sırtını duvara yasladı ve öylece zifiri karanlığı izledi. Tüm bedeni titriyordu.
Kendi kendine mırıldanmaya başladı.

'Baba bana yardım et sana ihtiyacım var. Korkuyorum... baba ben çok korkuyorum... hadi gel al küçük kızını
Yalvarıyorum baba kurtar beni burdan kurtar beni.
Neden kimsem yok
Ben hicbir şey yapmadım yemin ederim yalnız hissediyorum hemde çok yalnız...'

Çaresizdi yapabileceği hicbir şey yok gibi görünüyordu. Tüm bedeni buz kesmiş, yüzü aksine kıpkırmızı oluvermişti.
Icinde hissettiği, hücrelerine işlemiş olan bu şey, ne olduğunu bilmediği bu şey onu delirtiyordu.
Yapabilseydi elini içine sokup tüm organlarını parçalayabilirdi.

YOLUN SONUNDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin