35-

51 27 1
                                    

Aral hemen kendini toparlayıp Arınçın kolunu kavrayarak hızla yanda duran ağaçlardan birinin arkasına geçiverdi . Gözlerinin önünden hızla geçen araba ortadan koybolduktan sonra hızlı adımlarla ormanın içinden yürümeye başladılar. Aral bir an için kaybolduklarını düşünmüş fakat daha sonra ana yola çıkarak bu fikri tamamen yok etmiştu aklından.

"Bayım daha ne kadar yürümeye devam edeceğiz? "

"Arınç 5 dakikadır yürüyoruz. Bu kadar çabuk yorulma birde seninle uğraşamam. "

Arınç göz devirip hızlı adımlarla Aralı takip etmeye çalışıyordu.
Hava oldukça soğuktu rüzgar öyle şiddetli esiyordu ki adeta biri ıslık çalıyormuş gibi hissettiriyordu kendini.

Arınç bundan sonra neler olacağını düşünüp duruyordu ya her şey daha kötü olursa ya bir daha arkadaşlarını göremezse... hayır hayır bunu düşünmek bile istemiyordu canı acıyordu
20 dakika geçmişti ve sonunda o istasyona varmışlardı. Aral Arınçın ellerini sımsıkı tutmuş bir an bile bırakmıyordu. Istasyonda yan tarafta oturan yaşlı bir teyze mendil satmaya çalışan küçük bir çocuk ve elinde bavuluyla trene binmek üzere olan genç bir kadından başka kimse yoktu. Sessizlik hakimiyetini şimdi bozmuştu işte Aral Arınçı hızla çekiştirerek trene binmesini sağladı daha sonra kendide köşelere tutunarak binebilmisti.

"Bayım ne tarafa gitmem gerek şuan?"

Aral cebinden biletleri çıkarıp kontrol ettikten sonra Arınça döndü.

"Arkamdan gel."

Arınç Aralın hızlı adımlarına yetişmeye çalışıyor bi yandanda dengesini korumayı başarabiliyordu.
Sonunda oturabilmislerdi her ikiside oldukça sakin görünüyordu.

Nasıl bir hayat bekliyordu onları yeni bir başlangıç mıydı bu ?

Yolculuk hiç bu kadar yorucu olmamıştı onlar için. Bir an önce bedenlerini yere bırakıp gözlerini yummak istiyorlardı. Ayakları nasılda uyuşmuştu, zar zor yürüyor her ikiside açlıklarını susuzluklarını görmezden gelmeye çalışıyordu.

Sonunda köşedeki banka oturdular. Derin bir nefes alıp beklemeye koyuldular. Arınç etrafa göz atıp Arala doğru döndü.

"Bayım hâla kimse gelmedi."

"Gelecekler kapa şu çeneni."

"Ama gelme-"
Aral sinirli bir şekilde Arınçın sözünü kesip
"Kes sesini dedim !" dedi.

Trenden indigimizde karşılamaları gerekiyordu nerde kaldı bunlar. Bizi kandırmış olabilirler mi acaba hayır hayır böyle bir şey yapmış olamazlar...ya ya yapmışlarsa ya bizi kandırmışlarsa...

Aral beynindeki susmak bilmeyen bu düşünceleri defetmeye çalışırken birde çözüm yolu arıyordu.

"Kalk gidiyoruz."

"Ha ne ? nereye gidiyoruz bayım ?"

"Gelmeyecekler-"

"Ama bayım bu olamaz olamaz mahfoluruz biz ne yapacağız hayır hayır olamaz olamaz gelecekler gelin hadi lütfen gelin-"

Arınç telaşa kapılmış ayağı kalkıp hızlı adımlarla etrafa bakıyordu.Aral neler olacağını anlamış onu sakinleştirmeye çalışıyordu.

"Hey gel şuraya seni ahmak kız ne diye dönüp duruyorsun !"

"Bayım bittik biz bittik mahfolduk ."

"Bitmedik kes sesini bi."

"Barlası istiyorum bayım dostumu istiyorum onu istiyorum-"

"Onun umrunda olduğunu mu saniyorsun sen ?"

YOLUN SONUNDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin