19-

87 67 4
                                    

"Peki ya bu odadaki kişi "

"Iste bu konu hakkında hiç bir fikrim yok"

"Düşündümde bunu halledebilirim ben"

"Emin misin amcacım?"

"Evet evet eminim nasıl halledeceğimi çok iyi biliyorum"

"Peki hadi inelim amcacım."

Birlikte merdivenden indikten sonra merlin salona barlasların olduğu tarafa geçip oturdu. Her birinin gözü merlinin üzerindeydi.
Doktor ise odaya geri dönüp arınçtan özür dileyerek yerine oturdu.

Barlas sinirle merline bakarken denis dayanamayıp konuşmaya başladı.

"Hey baksana"

Merlin hiç üzerine alınmamış hatta ona seslendiğini bile fark etmemişti. Başını yere eğmiş gözünü yerden ayırmıyordu.

"Hey sana diyorum "

Merlin başını hafifçe kaldırıp etrafına göz gezdirdikten sonra barlas ile göz göze geldi.

"Sanırım hem sağır hem dilsiz hemde kör "

Diyip gülmeye başladı.

"Pişt çocuk ben denis bana baksana. Duyuyor musun beni ?( bağırarak konuşuyordu) ben diyorum adım denis diyorum anlıyor musun "

"Evet evet anlıyorum deniz"

"Bak sağırmıs ışte. Deniz degil denis seni ahmak"

"Ah tamam tamam anladım denis. Nasılsın denis?"

"Ben... ben mi nasılım ? Iyiyimdir heralde sen nasılsın asıl küçük amcacın nasıl? "

"Iyiyizdir heralde (hafif gülerek söylemişti) "

"Kafa dengi biriymişsin aslında "

"Sende oyle gibisin"

"Gibisin mi ? Ben buranın neşe kaynağıyım değil mi delfin?"

"Değil "

"Ha ne ?"

"Değilsin iste "

"Sana soranda kabahat"

"Yani sende"

"Seninle şimdi uğraşmayacağim. Bak merlin açıkça söyliyeyim arkandan çok dedikodunu yaptım haberin olsun demediğimi bırakmadım. Değil mi barlas"

"kapa çeneni denis!"

"Barlas sinirlendi delfin zaten her zaman sinirli. Alex desen konuşmuyor. Arınç ah arınç burada değil "

"Arınç güzel isimmiş. Saf, temiz ve huzur demek."

Barlas bir anda gözlerini merline dikip dakikalarca yumruğunu sıkıp onu izlemişti.

"Sen isimlerin anlamlarını biliyor musun?" ( şaşkınlık ve hayranlıkla sormuştu bunu denis)

"Hepsi olmasada çoğunu biliyorum. Aslında benim tanıştığım insanların isimlerini araştırmak gibi bir huyum var. Sizinkileride amcamdan öğrenip araştırdım."

"Söylesene benim ismimin anlamı ne bu güzel isim ne demek lütfen hadi söyle çok merak ediyorum"

"Antik Yunan tanrısı Dionysos'un adından geldi. ... Kelimenin tam anlamıyla, "Dionysos'a ait" veya "Dionysos'a adanmış" olarak çevirir. Antik dünyada, bu ismi taşıyan bir adamın güçlü bir tanrı tarafından korunduğuna inanılıyordu."

"Vay canına duydunuz mu ne kadar değerli bir ismim varmış. Peki barlas ne demek?"

"Savaşçı ve kahraman demek "

"Tabi tahmin etmeliydim benim dostum böyledir. "

Merlin bir süre barlasa baktıktan sonra denise döndü.

"Dışarısı nasıl anlatsana biraz"

"Her şey çok güzel. Yani kasaba yenilendi ve biliyor musunuz neredeyse suçlu yok denecek kadar az belki 2-3 hırsızlık olayı onun dışında oldukça temiz bir kasaba haline geldik. Tabi yıllar sürdü ama artık dışarda ne aç biri var ne de evsiz biri var. Herkes sıcacık evinde oturuyor. "

"Demek öyle peki sen bu duruma gelmek için suçluların idam edildiğini evsizlerin kasaba dışına gönderildiğinide biliyor musun? Ha bide şey var tabi o insanlar sıcacık evlerinde huzurla otursunlar diye bizi buraya hapsettiklerinide biliyor musun? Tabi biz çıkarsak insanlara saldırırız kuralları çiğneriz değil mi? Vay be gerçekten kasabanızın insanları oldukça düşünceliymiş."

"Bu konuda haklısınız. "

"Bazen haklı olmak bile işe yaramıyor çünkü olaya artık haklı haksız diye bakılmıyor. Yalnızca insanlar ve dışlananlar olarak ayrım yapılıyor ve dışlananlar hic bir zaman iyi insanlar değildir ve olamazlarda diye düşünülüyor. Bizi suçlulardan ayırdıkları tek fark hastalıklı olduğumuzu düşünmeleri. Aksine biz hastalıklı olsak bile onlar oyle düşünerek kendilerininde
ön yargı bağımlıları olduklarını farkında bile değiller.
Herneyse biz buradayız ve siz dışardasınız. Biz hergün pilavın lapa olmaması için dua ederken siz yumurtanızın az pişmiş olduğundan şikayet edip çöpe atıyorsunuz.
Biz her gece fareler ve hamam böcekleri çıkıp bir yerlerimizi yemeye başlarlar diye uyanık kalırken sizler hergece kuş tüyü yastıklarınızda sütünüzü içip mışıl mışıl uykuya dalıyorsunuz. Biz ayda bir nadiren sıcak suda yıkanırken siz her gün duş alıp mis gibi havlularınızla kurulanıyorsunuz. Buna rağmen biz isyan etmek yerine tanrıya sukrederken siz sürekli sürekli isyan etme peşindesiniz. Biz her gün saatlerce odamızda dönüp durduğumuz için deli gibi çalışmak isterken siz mutfağa gidip bir bardak su getirmeye üşeniyorsunuz. Halbuki biz o mutfağı görmek için birbirimizle savaşıyoruz çünkü kimse görmeden ceza verilmeden dayak yemeden bir bardak su içebiliyoruz. Kasabanızdaki adalet bu mu eşitlik bu mu ? Boşversene "adaletsiz bir yerde yaşamayı ; zenginden daha alçak olmayı hatta ezilmeyi sadece para ve güç savaşının olduğu yeri "
"adaletli olmasına rağmen bizi insan gibi görmeyen canavarlaştıran kendi kanunlarını acımasızca uygulayıp buna adalet diyen bir yerde" yaşamaya tercih ederim.
Bizler yaşarken ölümü hissedenleriz sizler ise yaşadıktan sonra ölenlersiniz. "

YOLUN SONUNDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin