15-

87 68 2
                                    

Gün doğmuştu hava oldukça güzel görünüyordu, ilkbaharın temiz mis gibi kokusu hastanenin bahçesini renklendiren tek şey gibi görünüyordu şimdilik. Barlas çoktan beri uyanmış odasından çıkmış salondaki koltuklardan birine oturmuş diğerlerininde uyanmasını bekliyordu.
Koridordan yankılanan seslerle irkildi bir anda sesin kime ait olduğunu bir saniye sonra anlamıştı. Hafifçe dudağını aralayıp koridordan ona doğru gelen kişiye doğru içten bir gülümsemeyle bakıyordu.

"Günaydınlar efendim herkese günaydınnn bugün... ah evet bugün benim için büyük bir gün "

"Nedenmiş o ?"

"Bahçeye çıkacağım "

"Yani ?"

"Ah dostum neden bu kadar ahmaksın bazen zeki olmak yoruyor gerçekten."

"Denis sence sen zeki misin ?
Ve şuan konumuz bu mu cidden ?"

"Tabi zekiyim barlas baksana şu tipe"

Diyip otuz iki dişini göstere göstere gülümseyerek etrafında bir tur dönüp barlasa göz kırpıp kendiyle gurur duyarmışçasına egolu bir şekilde konuşmasını sürdürdü denis.

"Şu yumuşacık parlak mis kokulu saçlar şu bal rengi etkileyici gözler ah tanrım affet beni lütfen kendime gerçekten aşık olabilirim ama haksız mıyım barlas?
Sen soyle böyle yakışıklı biri nasıl olurda zeki olmaz . Ah dostum hem zeki hem yakışıklı bir dosta sahip olduğun için nasıl hissediyorsun ? Tabi evet evet biliyorum çok mutlusun değil mi?
Eminim her gece boyle bir dosta sahip olduğun için dua ediyorsundur. "

"Sen ciddi misin şuan üzerine kusabilirim "

Diyip gülmeye başladı barlas.

"Seni pislik! ışte biz üst düzey insanların bir sorunuda bu hep kiskaniliyoruz. Ama sen üzülme dostum Birgün belki sende bu kadar zeki ve yakışıklı olabilirsin tabi doğuştan sahip olmak ayrı bir duygu"

"Tamam yeter sus biraz. Sabah sabah başımı şişirdin .
Zaten suç bende ne diye senin ilk uyanacağını bile bile geldim ki buraya"

O sırada koridordan arınç göründü.
Tebessüm ederek onların yanına doğru yürüyordu.

"Barlas seninki geliyor "

"Ne saçmalıyorsun sen !"

"Kızma bak kızardın şimdiden
(Sinsice gülüp barlasa doğru başını hafif eğip kaşlarını kaldırdı)
Bak şuna hele nasılda utandı. "

"Utanmadım kapa çeneni! "

"Kız başkasına gitsin sen görürsün o zaman "

"Arınç... o hiç kimseye gitmeyecek"

"Ya giderse ?"

"Gidemez "

"Nedenmis o bakalım?"

"Sanane lan "

Denis eski pozisyonuna geçip arınça doğru küçük adımlar atıp barlasa dönüp göz kırptı. (Barlası kızdırmak istediği açıkça ortadaydı)

"Neden buraya dikildiniz bayım"

"Insan bir günaydın der arınç hanım"

"Ah unuttum bir an. Neyse günaydın bayım"

"Delfin ve alex nerede kaldılar ?"

Bu sefer barlas sırıtıp kolunu yavaşça denisin omzuna atarak cevap verdi.

"Alex ve delfin hâlâ gelmedi acaba neden bu kadar geç kaldılar"

Denis başını hafif çevirip barlasa doğru baktı.( barlasın ne yapmaya çalıştığını anlamıştı.)

"Delfinciğimin güzellik uykusu uzun sürer ondan geç kalmıştır kesin"

"Öyle mi dersin "
(sinsi bir sırıtmayla söylemişti bunları)

"Evet"

"Iste iste geldiler... delfin buradayız buraya gelin hey delfin baksana buraya "

"Neden bağırıyorsun geliyoruz ışte "

"Geliyorlar (bastırarak söylemişti bunu) iste denis neden kızdın bu kadar"

"Kızmadım hem sen çeksene kolunu omuzumdan "

Barlas iki elini havaya kaldırıp gülerek

"Tamam sakin ol kaldırdım" dedi.

Delfin ve alexte gelmişti sonunda denis derin bir nefes alıp delfine doğru döndü.

"Neden birlikte geldiniz?"

"Ne saçmalıyorsun sen ?"

"Alexle diyorum neden birlikte geldiniz odalarınız yan yana bile değil ne bu samimiyet"

"Bana baksana denis sen kimsinde bana hesap soruyorsun hem ne zamandan beridir alex ile birlikte geliyorum. Ne diye bugün aptalca konuşup sinirlerimi iyice bozuyorsun"

Uzun bir süre sessizlikten sonra denis neşeli bir şekilde bağırarak konuşmaya başladı.

"Hey hadi yürüyün bahçeye çıkıyoruz"

" görevliler asla izin vermez"

"Diyosun"

Diyip güldü denis. Cebindeki anahtarları çıkarıp havada sallayarak bir kez daha ne kadar zeki olduğunu kanıtlıyormuşçasına göz kırpıp barlasa döndü.

"Nasıl aldın anahtarları ondan"

"Biraz zor oldu ama aldım. Ona eğer anahtarları verirse o kadın bir mektup getirebilecegımi söyledim "

"Ne kadını anlamadım bayım"

"Arınç hani dün delfini çıkarmak için yaşlı adama yalan söyledim ya hatırlıyor musun?"

"Ah evet hatırlıyorum "

"Iste bugünde dedim ki kadın hergün hastanenin önünden geçiyor eğer beni bahçede görürse mektup bırakabilir dedim. O da saf ışte inandı"

"Yani şimdi bahçeye çıkabiliriz demek oluyorbu değil mi?"

"Seni ahmak deminden beri ne anlatıyorum ben burda"

"Tamam denis uzatma ver şu anahtarlarıda kapıyı açıp çıkalım rahat bir nefes alalım"

"Şuna bak hele neden sana veriyorum anahtarları. Ben açacağım kapıyı"

"Çocuk gibisin tamam sen aç "

Denis kapıya doğru adımlar atarken arınç ve delfin kol kola barlas denisin bir adım arkasında alex ise en arkadan yürüyordu.

"Denis kız gibi yürümeyi kes"
(Barlas gülerek söylemişti bunu)

"Barlas sende götüme bakmayı kes"
(Aynı şekilde gülmüştü o da )

Denis hızla kapıyı açtıktan sonra koşarak bahçeye çıktı ama hiç bir şey beklediği gibi degildi. Bahçe oldukça kirli ve soluk görünüyordu.

"Pencereden bakınca boyle görünmüyordu "

"Evet canlı olarak görmek çok tuhaf hissettiriyor"

Herkes hayal kırıklığına uğramış gibiydi.
Barlas demirliklerin o tarafa doğru gidince diğerleride onu takip edip dışarıya bakmaya başladılar.

"Kimse yok"

"Evet kimse yok çünkü hastane kasabanın neredeyse dışında kalıyor"

Barlas yavaşça başını çevirip arınça doğru baktı. Arınç başını demirliklere yaslamış öylece uzaklara doğru dalıp gitmişti.
Birden bir ses duyuldu.
Bir arabanın korna sesiydi bu biraz ilerden hastaneye doğru ilerleyen bir araba vardı. Hepsi oldukça şaşırmıştı

YOLUN SONUNDA Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin