Hiç olmadığımız kadar aptal ya da hiç olmadığımız kadar zeki değil miyiz bazen? Ya da alışılmışın dışında sürüklenen bir bedenden başka birse değiliz düşünüldüğünde. Hayat bize hatalarımızla ve doğrularımızla yoğrulmuş bir bedende yaşamayı öğrettiğinde biz çoktan adapte olmuş kendi yolumuzun yolcusu olmuştuk. Ancak öyle zamanlar vardaki keşke geriye aksa dediğiniz ya da dursun ve o an bizde kalsın dediğiniz değil mi? Böyle bir imkânımız olsa hayati geri almak mı isterdik kaderin ellerinden yoksa durdurmayı mı seçerdik? Seçilen yol ne olursa olsun yaşayan kötünün iyisini seçmek zorundadır her zaman. Sizce de öyle değil midir?
Meyra ve Karan için her şeyin yeni başlanacağı dönem olarak olan edilebilecek o an inanılmaz hissiyatlarsa kendini belli ediyordu. Meyra 'nen o anki şoku yüzündeki tebessümle kendini silerken, Karan ise gerçekleri içinde yasamayı seven tipti. Böyle olunca devamını da Meyra getirdi.
"Nasıl yani şimdi doğru anladığıma göre sen ve ben biz mi oluyoruz? "
Karan gözlerini hafiften kaçırırken konuşmaya başladı.
" Evet tam olarak bundan bahsediyorum. Ben bile seni ilk gördüğümde birbirimizin hiçbir şeyi olamayız diye düşünürken şimdi konuştuklarımıza bak."
Meyra Karan 'ıh bu açıkgözlü ifadesiyle şaşırmıştı biraz. Sonuçta Karan doğruları söylüyordu. Ilık karşılaşmalarından o kadar zıt karakterdeydiler ki asla bunun olacağını tahmin etmemişti.
" Fakat şunu unutmanı istemiyorum Meyra. Ben ne yaparsam yapayım herzeyi senin iyiliğin ve mutluluğun için yapacağım. Bu konuda bana karışmayacaksın bana söz ver."
Meyra şaşkın ve bir o kadar mutlu haliyle konuşmaktan çekinmedi.
"Bir ölüm meleğinin yasam meleğinin mutluluğunu düşünmesi ne trajik ama değil mi? Tamam. Kabul ediyorum. O zaman sende bana söz ver. Ne yakarsan yap asla beni bırakmayacaksın tamam mı?"
Karan Meyra'nın bu sözüne yanıtını geciktirmeden cevapladı.
"Tamam bakalım benden de söz o zaman."
Meyra yürüyüş yapmak için Lotus' ta gezintiye çıkmışken, Ayza ve Karan Lotus'un bu devasa yapıtında karşılıklı boy gösteriyorlardı. Ayza'nın bitmek bilmeyen koruma içgüdüsü Karan için daha katlanılmaz hâl alıyordu. Karan Ayza'yı bastırmak adına konuşmaya başladı.
"Lotus 'ta kalmayacağım. Lakin sizlide burada bırakamam. Yoksa içimden bireyler kötü olayların olacağını hissettiriyor."
Karan bile kendi dediklerine anlam veremezken Ayza gerçekleri bir anda savurmaya başlamıştı Karan ' a karşı.
" Bir olum meleği başkasına bir şey olacak diye korkuyor demek. Demek bu kadar kısa surede tesir etti güçleriniz birbirinize. Görmüyor musun kendini Karan. Sen içindeki kötüye iyiyi karıştığında nasıl olduğunu? Kendi benliğini iyilik yok eder se yok olursun. Meyra'yı öptüğün an her şey bitti. Irkinizde güçlerinizi birbirinize dağıttınız ve sen şimdiden böylesin. Ya Meyra onda da başladı mı etkileri?"
Karan Ayza 'nen sözlerini duymamak istercesine umursamak istemedi. Lakin cevap oradaydı apaçık ve gerçekçi bir şekilde.
"Meyra 'nen bunu kaldıramayacağını ben kadar sende iyi biliyorsun. Ama ne fayda. Aşk o oldu mu her şey yerle bir olur. Zaman durur. Sular deliler gibi akarak bu aşka tanıklık eder."
" Yeter dedim Ayza kes artık! Evet doğru ona aşığım hemze kendime bile zor söylediğim bu duygunun hissi aynı boğazım dan dökülen kaynar ateş gibi. Beni yakıp kavuruyor. Lakin onsuz olamam. Onamada olamam değil mii? Merak etme hiçbir şey düşündüğün gibi olmayacak."
" Düşündüğümden başka seçenek yok ki. Sen durumun farkında bile değilsin. Meyra'yı yok edeceksin hemze kendi ellerinle."
Ayza ve Karan 'ıh hiddetli konuşmasının tam ortasında Meyra koşarak yanlarına geldi. Yüzündeki belli belirsiz donuk lük ve ellerinden akan kan. Bu hiç hayra alamet değildi. Karan hemen konuşmaya başladı.
"Meyra neyin var iyi misin?"
" Ben, ben anlamıyorum. Nasıl yaptım ben böyle bir şeyi?"
Ayza telaşlanarak aklındakinin olmamasını diledi. Aynı Karan'ın dilediği gibi.
" Evet. Ne oldu Meyra anlat artık, merakta bırakma bizi."
Meyra donuk ifade ve şaşkınlıkla Karan ve Ayza'ya baktı.
" Ben sanırım birini öldürdüm."
Meyra kendi ağzından çıkanlara inanamazken Karan ve Ayza ' da kısa süreli birbirlerine baktılar. İşte her şey teker teker gerçekleşiyordu. Ayza -kahretsin- bakışıyla etrafa çevirdiği gözlerini hiddetle kendi kendine konuşturuyordu. Karan kafasını toplayıp Meyra'yı sakinleştirmeye çalıştı.
" Tamam sakin ol Meyra, gel ellerini temizleyelim. "
Meyra olduğu yerden kıpırdayamıyordu.
" Siz beni duymadınız mı ben ben yaşam meleği Meyra Lotus sanırım birini öldürdüm diyorum. Siz bana sadece boş boş bakıyorsunuz. Beni bırakın da gidip o kişiye bakalım onu yasama döndürmeliyim yeniden."
Ayza tek hamlede ağzından çıkardığı sözü hiç söylememeyi dilemişti.
" İstesene yasatamazsın zaten"
Meyra sakin Karan ise kızgın bir ifadeyle Ayza ' ya bakarken Karan Meyra'nın kafasını dağıtmaya çalıştı.
" Hadi ellerini temizleyelim. Daha sonra ben hizmetkârlarımı yollarım bakarız. "
Meyra Karan'ın baskısıyla içeriye girerken, Karan'ın hizmetkârları çoktan yola koyulmuştu. Acı gerçek gün yüzüne çıkmıştı. Meyra Lotus birini öldürmüştü. Hemze nedensizce.
Karan Meyra' yı sakinleştirip odaya çıkardığında Meyra'nın tüm ısrarlarına rağmen onu uyutmayı başarabilmişti. Uyuduğunda zaman dursa ve ikisi kalsa diye düşündü bir an. Ama asla olmaması gereken bir şeydi bu düşündüğü. Ölüme sürüklediği aşkı olumun elinden de almasını bilmeliydi ve yapacaktı da. Her ne olursa olsun bunu basar maliydi. Yoksa çok geçmeden onu kaybedecekti. Lakin onu kaybetmemek için seçilen diğer yol Meyra'nın hiç hoşuna gitmeyecek türdendi.
"Kader acımasızdı, bildiğini okur, okuduğunu da uygulardı. Peki ya kadere karşı çıkmak gerçektende imkânsız mıydı? Belki bu sorunun cevabı evet, belki de hayırdı. Lakin bize sunulan seçenekler daha biz seçemeden kendini yerle bir ediyordu. Hep sona kalan yaşamak kalıyordu. Kaderine razı olup yaşa! İşte bu nefret edilesi kelime bir dünyalıya karşı en ağırı olabilirdi peki ya Lotus için? Lotus için geçerli olur muydu? Lotus kaderine razı gelip çekilir miydi kenara? "
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASİN ÇEMBERİ
FantasyVe ardından büyük bir inilti duyuldu. Sanki bu acının zirvesindeyken aniden sonlanması gibiydi. Gelen ses, topluluk için önceden duyulmamış ve bilinmemiş bir sesti. O kadar güçlüydü ki herkesi şok etmişti. Gümbürdeyerek çıkan bu ses önlerinde duran...