Zaman adaletsizce ilerliyordu sanki. Geçmek bilmeyen o saatler şimdi bir çırpıda bitiveriyordu. Hem de hiç olmaması gereken bir ana doğru. Soğuk ve puslu günün sabahı her şeyi değiştirmeye yetecekti. Şimdi bekleme zamanı değil yaşama zamanıydı. O gün geldi ve maskeler birer birer düşerek kendini belli etti. Sıra başroldeydi. "Siz ne yaparsanız yapın hayat bildiğini okurdu. Bu Dünya için böyleydi peki ya Lotus için de geçerli miydi? Hayır Lotus 'ta her şey belirli kararlar doğrultusunda oluşurdu. Ancak şimdi Lotus ve Dünya büyük bir kaosun ana unsurlarıydı. Her şey bu sefer nasıl olacaktı işte bu bilinmiyordu. Büyük sessizliğin hâkim olduğu Lotus 'ta gerçekler gün yüzüne vuracaktı azar azar ve Uras Lotus 'un imtihanı başlayacaktı.
"Ayza bunu kimse bilmemeli" dedi Pusat uçurumun derinliği içinde kendi çıkmazlarında kaybolurken. Ayza ifadesizdi, bunu öngörmesi Dünya için uçuk bir teori olsa da Lotus için normaldi. O his hükmedicisiydi. İnsanların hislerini her zaman bilebilir öngörebilirdi bunu da kolaylıkla öngördü. Ancak sonuçlarını öngörmek imkansızdı. İşte bunun içi aklına gelen ilk ve en acımasız planı taktiğe koydu.
"Buna izin veremem" dedi aniden. Pusat Ayza'ya baktı. Aklından geçen deliceydi ve buna izin vermek onun intiharı olabilirdi. Dipsiz bir denize balıklama atlamak tabiri bu olaya yeterince otururdu. Pusat Ayza'ya yaklaştı ve keskin bir ifadeyle kendi düşüncelerini belirtti.
"Sen hiçbir Dünyalının kaderine karışamazsın. Buna müdahale edemezsin. Kuralları biliyorsun." Ayza gözlerini uçurumun derinliklerinden çıkarıp Pusat'a yöneltti.
"Hayır Ayza anladın mı beni. Bunu yapmaman için elimdeki bütün gücü kullanırım. Net bir şekilde söylüyorum. Bu işe sakın müdahale etme" diyerek havaya karışıp yok olmuştu Pusat. Ayza için şu an önemli olan Meyra'ydı ve Meyra zarar görmemeliydi. O yüzden bu kehaneti bozmalıydı. Bu da Uras'a karşı gelmekti. Uras' a karşı gelmek ise felaketti. Bu zincirleme kaos döngüsü her ne kadar korkutucu olsa da bunu yapması gerektiğini hissediyordu Ayza. İlk önceliği Karan olmalıydı. Karan'ı izlemeliydi. Onun içinse Karan'ı bulmak çok zordu. Ancak Meyra'ya tekrar gelebilme durumu olabilirdi o yüzden Meyra'nın yakınlarında olursa Karan'ı da kolayca bulabilirdi. Derhal Dünyaya gitmeliydi.
***
Meyra kendi kendine yatağında düşüncelere boğulmuştu. Yarıyılın girmesine bir şey kalmamıştı. Son haftaydı ve finalleri vardı. Kendini finallere odaklamalıydı. Aklındakilere son verdi ya da vermiş gibi gözükerek okul ve ev koordinasyonunu sürdürdü bir hafta boyunca. Okula gidip sınavdan sonra kendini eve atıyordu. Dışarı çıkmıyordu ya da esrarengiz kişilerle esrarengiz konuşmalar yapmıyordu.
Tam bir hafta boyunca bu düzen böyle devam etmişti. Final haftasının son sınavını verip eve doğru yürümeye başladığında birisinin onu izlediği hissine kapıldı. Başka adımlar adımlarını takip ediyor gibiydi. Arkasını döndüğünde kimseyi bulamıyordu. Bu onu huzursuz etmişti. İlk aklına Ayza gelmiş olsa da sonrasında bu fikrinde saçma olduğunu düşünerek aklından çıkarttı. Eve gelip bir şeyler hazırlamaya başladı. Ancak olacaklardan haberi olmadan geçirdiği en son günün bu olduğunu bilmiyordu.
Meyra'yı izlemekte olan bir çift göz endişeliydi. Ne olduğunu anlamaya çalışan bakışlar kaldırımın üzerinde beklemekte olan Karan'a aitti. Yaklaşık evle arasında yüz metre vardı. Camın arkasında florasının aydınlattığı mutfağın içindeki bu kadın ona garip hissettiriyordu. Havanın dalga atmasıyla bakışlarını gökyüzüne çevirdi. Yağmurun habercisi olan dalga sonrası gök gürültüsü Meyra'nında bakışlarını pencereye çevirdi. Meyra pencereyi açtı. Yağmur damlaları dökülmeye başlamıştı birer birer inci tanesi gibi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASİN ÇEMBERİ
FantasyVe ardından büyük bir inilti duyuldu. Sanki bu acının zirvesindeyken aniden sonlanması gibiydi. Gelen ses, topluluk için önceden duyulmamış ve bilinmemiş bir sesti. O kadar güçlüydü ki herkesi şok etmişti. Gümbürdeyerek çıkan bu ses önlerinde duran...