"Hayatımızda yalanlara asla yer vermek istemeyiz. Çünkü yalansız daha mutlu olacağımıza inanırız hep. Hatta bize yalan söyleyenleri bir kalemde silip attığımız bile olur bu yüzden. Peki ya gerçekler her zaman güvenli midir bizim için? Her zaman mutlu eder mi bizi? Bu soruların karşılığı herkese göre farklı olabilir ama bilinen tek bir şey vardır ve bilinen her zaman güvenlidir.
Bazen sadece gerçeklerin yerine yalanlarla yaşamak en iyisidir. Bilinmeyen bilinmeyen olarak kalmaya mecburdur.
Meyra gözlerini hafifçe aralamaya başlamıştı. Gördüğü şeyin kendi odasının tavanı olduğunu anlaması çok uzun sürmedi. Yataktan hafifçe doğruldu. Kendisine baktığında montunun ve botlarının hala üzerinde olduğunu farketti. Aklı karmakarışıktı.
"Ben eve ne zaman geldim?" diyerek kendi kendine düşünmeye ve aklındaki soruların cevaplarını bulmaya çalışıyordu. Saate baktı. Akşam olmak üzereydi neredeyse. Botlarını ve montunu da çıkarmıştı ve portmantoya asmak için yatağından kalktı. Beynindeki soru karmaşası eşliğinde mutfağa gitti ve masada duran sürahiden bir bardak su aldı. Karamel rengi gözleri anlam yüklemek için oluşturduğu sorularla boğuşurken aklı yanıt vermek istemezcesine ondan kaçıyordu sanki. Bardağı hafifçe masaya koyarken odasına doğru yürümeye başladı. Odasındaki balkona çıktı. Havanın kararmaya yüz tutmuş hali ile kendini balkondaki sandalyeye bıraktı.
"Halâ aklım almıyor? Sanki hafızam gitmiş gibi." dedi kendi kendine Meyra. Sonra toparlandı ve derin bir nefes aldı.
"Şimdi ilk olarak ben sabah uyanıp okula gittim. Sunumum vardı fakat aksiliklerden dolayı yapamadım. Kafeteryaya indiğimde kütüphaneye gitmek istedim ve kütüphaneye gittim. Kadın görevliyle konuştum. Görevli bana bugün kapalıyız demişti. Bu konu bana değişik gelmişti. Israr ettim ama yinele olmadı ve aşağıya indim. Sonra..."
Duraksadı . Gerisi sanki kopmuştu. Elleriyle saçlarını geriye doğru atıp başını ellerinin arasına aldı.
"Gerisi yok ama nasıl olur. Bir şey olduğuna eminim. Görsel olarak hatırlayamasam da hissediyorum."
Elini kalbine doğru götürdü. Zarif, ince ,uzun parmaklarının altında hafifçe kendini belli eden gümbürtüyü hissediyordu.
"Kalbimde korku var ama bu neyin ve kimin korkusu. Sonra ne oldu. Hadi Meyra hatırlamaya çalış. Hadi, hadi!!"
Kendisini zorlamaya çalıştı ama ne beyni yanıt veriyordu ne de başka bir şey. Gözlerini gökyüzüne çevirdi. . Üşüdüğünü fark etmesi uzun sürmedi.
"Ah Meyra ah. Bu soğukta balkona çıkıyorsun bir de."
Kapıdan içeriye girmek için arkasını döndü ve tuhaf bir hisse kapıldı. Sanki, sanki biri onu izliyormuş gibi gelmişti ya da öyle hissetmişti. Yavaşça arkasına baktığında karanlıktan başka bir şey yoktu, bir insan bile. Kendi kendine kuruntu yaptığını düşündü. İçeriye girdi ve kapıyı kapattı.
"Uyusam belki de en iyisi. Düşündükçe beynim patlayacak gibi hissediyorum."
Kendini yatağına bıraktıktan sonra başucundaki gece lambasını da yakmayı ihmal etmedi. Gözlerini kapattı ve yarına her şeyi hatırlamak istediğini umarak uykusuna daldı. Meyra'nın hatırlayamadıkları beklide hiç hatırlanmamalıydı.
Alarm sesiyle yeni bir sabaha gözlerini açtı Meyra. Eliyle alarmı kapattı ve yatağından doğruldu. Düşündü ve hala hiçbir şey hatırlamadığını farketti. Lavaboya doğru umutsuzca yürüdü ve okul için hazırlanmaya başladı. Yaklaşık yarım saat geçmemişti ki telefonuna gelen bildirim sesiyle eline telefonunu aldı. Hergün yaptığı kısa günlük haber turu sitesinde yeni gelişmeler vardı ve bildirim olarak geldiğini fark etti.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASİN ÇEMBERİ
FantasyVe ardından büyük bir inilti duyuldu. Sanki bu acının zirvesindeyken aniden sonlanması gibiydi. Gelen ses, topluluk için önceden duyulmamış ve bilinmemiş bir sesti. O kadar güçlüydü ki herkesi şok etmişti. Gümbürdeyerek çıkan bu ses önlerinde duran...