"Savaş taktikleri her zaman savaşı kazanmak için vardır. Lakin bazı anlar da yaptığınız taktik suya düşer ve siz elinizdeki alternatif seçeneği devreye sokarsınız. Bir bakmışsınız alternatif seçeneğiniz sizi bir çıkmaz yola götürür ve siz eliniz kolunuz bağlı bir çıkmazda kendi başınıza kalakalmış olursunuz. Geriye dönmek istediğinizde hem ruhunuz hem bedeniniz harap olur. Siz oracıkta can verirken sizi ne gören olur nede duyan. Siz kendinizi bir çıkmaza gömüp sessiz bir şekilde yok olup gidersiniz. Ne de olsa sevilecek her an ölünecek bir an vardır. "
Karan gözlerini gecenin ışıltısında karşılarında duran kişiye kenetlemişti. Meyra'nın yüz ifadesi şaşkın ve bir o kadar merak eder haldeydi. Karşılarında duran kişi tanıdık bir suretten ibaretti. Gelen Aya'ydı. Meyra bir anda yakın kadrajında bulunduğu Karan'dan uzaklaştı ve kaçamak bakışlarla arasına mesafe koydu, konuşmaya başladı.
"Ayza. Gelmene o kadar sevindim ki " diyerek Ayza'nın yanına doğru yürümeye başladı. Karan olduğu yerde sabit bir halde Ayza'yı gözlemliyordu. Ayza diğer günlerin aksine bugün biraz tuhaftı. Yüz hatları zorlanmış derecede asıktı. Gözlerini Meyra'dan kaçırarak ve istemsizce Meyra'nın kendisine doğru gelmesine karşılık veriyordu.
"Ne olduğunu anlayamadan kendimi burada buldum. Olsun sen geldin. Ne kadar oraya gitmek istemesem de seninle gelmek en iyisi olacaktır değil mi. Hadi gidelim"
Meyra aceleci bir şekilde kelimelerini yığdırırken Ayza'nın vücut dilinden, mimiklerinden habersizdi. Ayza bu sözler karşısında yerinden kıpırdamamıştı. Meyra'nın surat ifadesi de bu görsel şovdan etkilenerek asılı. Bu sefer söze Karan girdi. İstemsizce ve nedenini bilmediği bir hissiyatla sorusunu sordu.
"Ayza ne oluyor?"
Ayza gözlerini Meyra'dan alarak Karan'a çevirdi. Sinsi bir edayla cevapladı.
"Bunun cevabını sana vereceğimi düşünmüyorsun herhâlde. Güldürme beni Karan"
Karan takındığı ve bırakmak istemediği egosuyla cevap verdi.
"Saçmalama ve laf kalabalığını kes. Ne demek istediğimi bence gayet iyi anladın ama sanki anlamazdan geliyorsun. "
Meyra ikisi arasındaki bu nedensiz harekâtı anlamamışta olsa lafa karışmak istemeyerek onları dinlemeyi tercih etmişti.
"Güzel. O zaman cevapla bakalım burada ne işin var? Lotus'un sınırındasın ve belki de hayatında ilk defa Lotus' a bu kadar yaklaştın."
Karan sinirlenmiş bir ifadeyle Ayza'ya doğru yaklaştı. Meyra bir an yanlış düşünüp lafa girmeyi düşündü lakin Ayza'nın işaretiyle durdu.
"Konumuzun dışında sorularla bu olayı örtbas etme! Anladın mı beni? Bu aralar sinirlerimi gerçekten zorluyorsun."
Ayza tam tersi hamlede bulunarak Karan'a karşı savaş açtı ve biraz daha yaklaştı. Aralarında santimetre ile ifade edebilecek kadar bir mesafe kalmıştı. İkiside karşıdan inatçı birer yapıttan ibaretti.
"Hadi ama neden burada olduğunu sen de bende biliyoruz."
Meydan okuyan iki efsanevi varlık birbirlerine karşı sanki bir şeyleri kabul ettirme çabasına girişmişlerdi. Meyra daha fazla dayanamayarak aralarına girdi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASİN ÇEMBERİ
FantasyVe ardından büyük bir inilti duyuldu. Sanki bu acının zirvesindeyken aniden sonlanması gibiydi. Gelen ses, topluluk için önceden duyulmamış ve bilinmemiş bir sesti. O kadar güçlüydü ki herkesi şok etmişti. Gümbürdeyerek çıkan bu ses önlerinde duran...