"Zamansız sürprizler zamansız acılarla birleşince tadından yenmeyen hesaplar çıkar ortaya. Geçmişin tozlu sayfalarından kalan bir kâğıt parçası geleceğe yön verir aniden. Bilinmeyen hisler bir anda var olur ve biz yepyeni bir sayfaya başlarcasına bütün geçmişi yakarız. Ancak her zaman pürüzler çıkar bu gideceğimiz yolda. Ancak temiz bir yol için o pürüzlerden kurtulmaktan başka çare yoktur. "
Beklemedik anda gelen bu sürpriz pek te mutluluk verici olmamıştı Lotus Ülkesi için. Ne de olsa hazırlıksız yakalandıkları bu an onların felaketini getirebilirdi. Uras ve Pusat gözlerini birbirlerine dikmiş hiddetle bakışmaktalardı. Lotus 'un güvenliğinden sorumlu hizmetkârlar ise birer birer Karan'ın bu planıyla pasif konuma getirilmişlerdi.
"Ne güzel bir gün değil mi Uras?" dedi o meşhur kötü karakterli gülümsemesiyle. Ayza ve Pusat ise ne yapacakları konusunda fikirsizken Meyra için yabancı olan bu durum daha vahim bir hâl almıştı.
"Bu güzel ve anlamlı gününüzde sizi rahatsız emek istemezdim ama işte ne yaparsın. Bazen oyun oynamak istiyorum ve bir bakıyorum aklıma sen geliyorsun. "
Uras 'anda Karan'dan farkı kalmayacak edasıydı cabasıydı. Şimdi iki lider birbirine has özellikleriyle kendilerini mat etmeye çalışıyorlardı. Lakin unuttukları bir şey vardı. Savaşta ve oyunda eğer rakibinin aklını, yapacaklarını bilmezsen oyunu kaybedersin, ancak yapacaklarını, aklını bilirsen ne olurdu? İşte o zaman rakibini kendi bacağından asmak için zayıf noktasını yakalardın ve böylece oyun biter sende zaferini kutlardın. Karan ve Uras'a bakılırsa ikinci seçenek daha makbul gibi gözüküyordu. Şimdi bu savaşın kazananında kaybedeni de tek kişi olacaktı.
"Önce hangisinden başlayayım?"
Karan teker teker karşısında duran dörtlüye baktı. Belki de ilk öne Pusat'ı devre dışı bırakmayı düşündü, ne de olsa şu anda elindeki güçle buradaki en önemli karakterdi.
"Yerinde olsam hiçbirinden başlamazdım Karan. "
Kendinden emin bir şekilde konuşmaya başlayan Uras aynı şekilde devam etti.
"Şu an Lotus 'tasın ve emin ol sen kendini ne kadar zeki olarak görüyorsan karşındaki rakibini de hafife almamalısın. "
Karan gülerek yanıtlamıştı Uras'ın söylediklerini.
"Hafife almak? Beni güldürdün."
"Hadi ama Karan ne kadar ileri gidebilirsin?"
Uras'ın bu sözü Karan'a davetiye çıkarmıştı. Pusat ve Ayza Meyra'yı geride tutmak için yeltendiklerinde Uras karşı çıktı. Hiçbiri Uras'ın ne yapmaya çalıştığını anlayamıyordu. Karan ise bu izin hükmündeki sözle daha da zevklendi. Sağında duran ailenin bir ferdini yanındaki hizmetkârına söyleyerek yanına getirtti. Getiren adam acizce Karan 'a bakarken Karan sadece yapacağı katliamı düşünüyordu.
"Bak seni koruyan Lotus hükmedicisi şimdi de seni beni kollarıma attı? "
Eliyle adamın boğazına yapışması an meselesiydi. Ayza ve Meyra Uras'ın yanından bile adım öne çıktılar. Uras ise eliyle onların durmasını işaret etti.
"Bile bile onun yok olmasına seyirci kalmayacaksın herhâlde?"
Meyra'nın bu sert çıkışı herkes tarafından küçük çaplı bir şok edasıyla karşılandı. Meyra Uras'ı dinlemeyerek Karan'ın olduğu tarafa doğru yürüdü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASİN ÇEMBERİ
FantasiaVe ardından büyük bir inilti duyuldu. Sanki bu acının zirvesindeyken aniden sonlanması gibiydi. Gelen ses, topluluk için önceden duyulmamış ve bilinmemiş bir sesti. O kadar güçlüydü ki herkesi şok etmişti. Gümbürdeyerek çıkan bu ses önlerinde duran...