"Beyaz olmak isteyenin hikayesinde siyahın derinliklerine bürünmüştüm ben. Her ne kadar istemesem de. Bir yanım bu karanlıktan çıkmak isterken bir yanımda bu siyahlıkta kaybolmaya başlamıştı. Sonra bir an için düşündüm. Siyah ya da Beyaz olmak diye ayrım yoktu. Sen nasılsan ona bürünürsün ve o olursun. Ben beyazı seçtim ama kader bana siyahı layık gördü. Sadece dipsiz bir karanlıkta olmayı. Ben kaderime karşı çıkıp beyaz olmayı seçtim. Sonucu ne olursa olsun ."
Meyra karşısındaki kadına soluksuz bakarken, kadının ağzından çıkan kelimeler beyninde yerini bulmaya çalışıyordu.
"Ayza Lotus mu?" diye tekrarladı Meyra Ayza'nın gözlerinde cevap ararcasına.
"Ona çok benziyorsun" dedi Ayza hayranlıkla Meyra'yı inceliyordu.
"Bu kadar benzeyeceğini düşünmezdim." Sesi hayranlıkla beraber özlemde içeriyordu. Meyra tuhaf bakışlarla kadının dedikleri karşısında daha da afallamıştı.
"Ben kime benziyorum? Dediklerin de açık ol lütfen."
Meyra evdeki yabancıda kendini ararken dışarıdan gelen bir sesle ikisi de pencerenin olduğu tarafa döndü. Dışarıdan gelen ses oldukça büyük bir sesti. Meyra pencereye daha da yaklaşmak için bir adım attı. Ayza sanki donmuş bir ifadeyle kalakaldı. Alev mavisi irisleri odaklanıp hareketsizleşmişti olduğu yerde. Bu ifade adeta kanını dondurmuştu.
"Sakın dışarı çıkma. Anladın mı beni? Zaten bir kere oldu bir ikincisi senin için tehlikeli. "
Meyra olduğu yerden arkasına baktığında Ayza yoktu. Odanın hiçbir köşesinde yoktu. Kafasındaki sorular daha da karmaşaya dönüşürken dışarıdan gelen ambulans sesi tekrar eski konumuna gelmesini sağladı. Pencereden dışarıya baktığında bir arabanın hurdaya döndüğü aşikardı. İçindeki kişinin sağ çıkması mümkünsüz gibi görünüyordu. Meyra kazadan sıyrılıp aklındaki sorulara yöneldi.
"Şimdi neden o bana dışarı çıkmamamı söyledi ki?"
Odadaki kanepeye doğru yürüyüp kendini bıraktı. Merakına binlerce merak katlanıyordu.
"Yaşadıklarıma inanamıyorum. Az evvel evimde bilmediğim bir kadınla olağanüstü bir karşılaşma yaşadım ve sorularımın cevabını almak şöyle dursun bir yığın soruyla beni öylece bırakıp yok oldu."
Sesi üzgündü. Kanepede uzanmış bir vaziyette bu olanları düşünürken gecenin karanlığı iyice kendini belli etmişti. Evin karşı yakasında evi net bir şekilde gören kaldırımda duran Ayza evi izlemekteydi. Meyra'nın bundan haberi yoktu. Ayza kaza mahallinin olduğu tarafa doğru baktığında yüzü yine asılmıştı. Konuşmalar net bir şekilde kulağındaydı. Kazazedenin arabasının ne denli bu şekilde olduğu konusunda anlamsız fikirler öne sürülüyordu. Ayza'nın aklına ise tek bir şey ya da tek bir isim geliyordu. Bunu yapabilecek tek bir isim.
"Demek buradasın." diyebilmişti kazanın olduğu yere doğru bakarken. Ardından mavi toz taneciklerine ayrılarak ortadan kayboldu. Kaza yerini polis almışken Meyra'nın ışıkları da sönmüş, yerini geceye bırakmıştı. Gece, güneşini beklerken gecenin içindeki karanlıkta aydınlığını beklemekteydi herkesten habersiz.
Ayza karşısındaki adama baktı. Heybetli görüntüsüyle ve gücüyle herkesi yok edebilecek bu adam şu an bulundukları yerin yaratıcısıydı. Yüzü net gözükmüyordu. Pelerinin şapkası gölgelemişti yüzünü.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASİN ÇEMBERİ
FantasyVe ardından büyük bir inilti duyuldu. Sanki bu acının zirvesindeyken aniden sonlanması gibiydi. Gelen ses, topluluk için önceden duyulmamış ve bilinmemiş bir sesti. O kadar güçlüydü ki herkesi şok etmişti. Gümbürdeyerek çıkan bu ses önlerinde duran...