Bölüm 32"FACİA"

1.5K 300 62
                                    


 "İşte hayat bir darbede böyle devirmişti, yıkmıştı tüm hayatımı

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

"İşte hayat bir darbede böyle devirmişti, yıkmıştı tüm hayatımı. Onsuz geçirdiğim tüm zamanlar aklıma geldiğinde hissettiğim acının tarifi yok. Acı bile değil belki bu hissedilen. Adı daha konulmamış, tek hissettiğim olan, sadece bana ait olan. Peki ya nasıl olur da geçer bu acı diye soracağım tek biri bile yokken ben nasıl kalkacağım bunun altından. Belki de en güzeliydi en kolayıydı yok olmak aynı senin gibi. Ya da haksızlık yapıyorumdur değil mi sana. Olsan belki de böyle derdin bana. Ben şu an, kendi içimle kendimle savaşan bir zavallıdan başkası değilim bu hayatta "

Karan, acımasız bir karar vermişti. Her şeyi, herkesi, bütün yaşadıklarını, yapacaklarını, yaptıklarını sadece Meyra için bir kalemde silip atmıştı. Karan; Meyra'nın dönüşümünü durdurmak için kendini durdurmayı seçmişti. Âmâ bu yaptığıyla aslında koskoca bir geçmiş ve geleceği yok etmişti. Meyra'nın bilmediği geçmişi ve istediği geleceği gözlerinin önünde kaybolmuştu. Meyra'dan geriye acı kalmıştı. Ancak bu durum sadece bir kişinin işine yaramıştı kimsen bilmediği. O da Loral'dan başkası değildi. Loren geleceği inşa edecek tek kişiydi. İsteğini Karan'ın seçimiyle şekillendirecekken Meyra onun işini bozmuştu. Ancak şimdi ortada ne Meyra kalmıştı ne de Karan. Artık istediğini istediği şekilde var edebilirdi.

Aradan geçen zaman ne Meyra'ya nede Ayza'ya acımıştı. Acımasızca zaman ilerliyor ve her şey olağan haliyle devam ediyordu. Ya da herkes öyle zannediyordu. Lotus saatli bir bomba gibi imhasını bekliyordu. Ayza Myra'yla konuşmayı defalarca denemesine rağmen başarısız olmuştu. Meyra'nın acısı katlanarak artıyordu. Ne de olsa bir tarafı insanoğluna aitti. Acıyı iliklerine kadar hissettiren bu adamı nasıl unutabilirdi. Ayza ise Karan içi her şeyin bu kadar kolay bitebilmesine anlam veremiyordu. Bu kadar yaşananlardan sonra nasıl olurda tek bir an, tek bir şey için kendinden vazgeçebilirdi. O ruhunu bulmuştu, olmayanı olduran Meyra'yı bulmuştu. Daha da ötesi yoktu. Lotus'un beyazlara gömülü olduğu saatler içerisinde yelkovan ve akrep sakin bir şekilde yol alıyordu. Ayza Lotus'un herkes tarafından bilinmeyen yerin dördüncü katındaki mahzene indi yavaşça. Taş labirent misali yolculuğunda Ayza ne olacağını bilmediği bu yere hayatında ikinci kez adım atacaktı. İlki Uras'ın Pusat ile yaptığı gizli konuşmanın şahitliğini yaptığı zamandı. O zaman görmüştü o gizli mahzeni. Toz taneleri ve karanlığın hafif tonu hakimdi odada. Lakin mum ışıklarıyla etraf biraz daha yumuşamıştı. Elini yavaşça alt raflarda gezdirdi. Büyük dolapların içi yüzlerce kitapla doluydu. Büyük masa ise ahşabımsın bir renkte ölü bir deri misali yerinde duruyordu. Eski anılara dokunurcasına gezdirdi parmaklarını. Parmakları geçmişi yokladı habersizce. Karan'ın yüzü, Pusat'ın sesi, Uras'ın gözleri, Esila'nın gülüşü. Eliyle dokunduğu her nesne ona bir şeyleri anımsatıyordu. Bir anda eline takılan bir çıkıntıyla durdu Ayza. 


Çıkıntıya dokunmasıyla arkasından bir ses geldi. Burası Mahzenin içinde başka bir mahzene açılan geçitti. Ayza şaşkındı. Şaşkın tavırları ve merak duygusuyla açılan diğer mahzene doğru ilerledi. Burası diğerinin aksine aydınlatıcı bir havadaydı. Avizeden yayılan ışık içerideki eşyalarıda aydınlatmaya yetiyordu. Alev mavisini andıran duvarlar Lotus'un hala var olduğunu kanıtlar gibi göze çarpıyordu. Uzun ve desk şeklinde olan masanın kırmızı olması ise bu renkte patlama gibiydi. Üzerinde kalın ve siyah bir kitap vardı. Ayza yavaşça kapağa dokunmuştu. Kapak tozluydu ve üzerinde yazan net bir şekilde okunmuyordu. Eliyle birkaç silme işlemi yaptıktan sonra altın renkli yazıya aldırış etmeden kapağı açtı. Lotus'un ilk var edicisinden başlayan fotoğraf ve kesitlerin olduğunu anlaması uzun sürmedi Ayza için. Sayfaları çevirmeye başladı. Uras'ın yeni hükmedici oluşu, Karan'ın, Pusat'ın, Esila'nın hatta kendinin var oluşları, Lotus 'ta yapılan mücadeleler, Esila'nın ölümü ve Ayza'nın ilk defa tanık olduğu bazı kesitler.

"Meyra? "

Ayza ağzından çıkan istemsiz cümlesiyle kesiti izlemeye devam etti.

"Esila yok oluş için çekilen o hançerden sonra tekrar nasıl hayata geldiğini bilmemekteydi. Karnında büyüyen canlı giderek onu daha da yaşama bağladı. Onu ilk kes hissettiğinde, ilk kez dokunduğunda asla onu bırakamayacağını anlamıştı. Bu yüzden hayat ona seçenek olarak Meyra'nın yanında annesi olduğu halde annesiz büyüyerek çektiği acıları, üzüntüleri yaşamasını kılmıştı. Meyra'nın yanında yıllardır onu büyüten vefalı bir insan olarak asla annesi olduğunu açıklayamayarak yıllarını geçirmişti. Kimliği, yüzü Esila Lotus 'u daimî olarak yok etmişti. Ta ki o zamana kadar. Yok olacağı zamanı anlayıp karnındakini fark ettiğinde Kutay'ın yeteneğinden faydalanarak bir gerçeği masala çevirmişti. Bütün yaşananları Lotus'un var oluşundan itibaren anlatan Esila sevdiği adamdan Kutay Saral'dan sadece inandıran efsanevi bir kitap çizmesini rica etti. Kitap elinize alınabilecek kadar canlı ancak dokunamayacak kadar ölü bir kitap olmalıydı. Kutay Saral'da aynı bu şekilde yapmıştı. Esila 'da anlatmaya. Esila anlatmış Kutay ise çizmişti. Lotus 'un geleceğini geçmişiyle birlikte bir sona hazırlamıştı. Sonun başlangıcı Lotusu işte bu şekilde lanetlediği gün başlamış. Lanetlenen Karan değil de aslında Lotus'un ta kendisiydi. Hikayesini kurgulayan her ne kadar Esila olsa da kızı için yaptığını zannettiği bu bencil seçim şimdi ..."

Ayza bir anda kitabı kapatmıştı korku dolu gözlerle.

"Bu, bu mümkün olamaz."

Ayza yaşadığı şaşkınlıkla birlikte ne yapacağını bilemez bir şekilde yere çökmüştü.

"Ne yani! Her şey, her şey bir kurgudan mı ibaret. Yani tüm bu yaşananlar sadece bir çizimle mi oldu? Sonunu bildiğimiz okuyabileceğimiz hatta izleyebileceğimiz nasıl bir oyunun içerisindeyiz biz! "

Ayza öfkeyle konuştuklarına kendisi bile anlamlandıramıyordu. Hayatları bir çizimle nasıl şekillenmişti böyle. Her ince ayrıntısına kadar hesaplanmıştı. Ayza bunların hepsini Meyra'ya anlatmayı düşündü. Bir hışımla kalktığı yerden daha adım atamadan kalakaldı. Arkasında var olan kişiyi hissetmemesi mümkün değildi. Güçlü enerjisi ile kendini hissettiriyordu.

"Ayza demek sendin. "

Ses tonunu daha önce duymadığına emindi Ayza. Yavaşça arkasına döndü.

"Yaşam yaratır Ayza, Yaşam olmayanı oldurur."

Ayza bu sözlerin anlamıyla Esila 'nen yaptıklarını anlayabilmişti.

"Esila kadar güçlü değilsin. O benim istediğimi yaptı bende onun istediğini. "

Ayza ifadesizce bakarken konuşmaya başladı.

"Sen kimsin peki?"

Karşısındaki adam yavaşça gülümsedi.

"Ben geleceğin yaratıcısı Loren'ım. Benim dünyama hoş geldin."



"Bitmek bilmez geçmiş işte yine başa sarıyordu. Tekrar tekerrür ediyordu zaman, mekân, yaşam...

Peki ne olacaktı? Lotusta acımasızlık hüküm sürmüştü ve hala devam ediyordu. Bitmek bilmeyen bu eziyet nedendi. İşte tüm soruların cevabını gizli olduğu o adam şimdi dünyama tekrar gelmişti hem de hiç daha önce gelmemiş gibi. Bundan sonra Lotus geri dönüşü olmayan yolsa son gaz giden ve ölüme, yok olmaya hazırlanan bir faciadan farksız değildi.

RASİN ÇEMBERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin