Bölüm 8 "ARAF"

1.9K 509 694
                                    


                                 

"Hiç olmayacak bir aşka ellerin bağlı teslim olmak ne kadar adaletsizce değil mi? Kehanetin bilinen yüzü ve bilinmeyen yüzü karşı karşıyaydı şimdi. Döngü başlıyor bu gece. Kehanetin esiri olmak adına başlıyor her şey. Çıkmaz sokak misali sanki bu yolun sonu. Önemli olan yolun çıkmaz olması mı yoksa yolun sonunda kimin beklediği mi? İşte bu sorunun cevabı tekerrür edecek bu gece"

Uras kendi köşesine çekilmişti geçmişiyle yüzleşirken, Pusat ve Ayza' da kendi başlarına bir köşeye sinmişlerdi aynı Uras gibi. Cevabını bilindiği halde neden kaçmak istenir ki sorulardan? Belki de cevabının ağırlığı bizi ezmesin diyedir, belki de gerçekler bizim toz pembe düşüncelerimize daha baskın çıkacağındandır. Sorunun cevabı ne olursa olsun şimdi iki önemli sorun vardır Lotus Ülkesinde. Birincisi; Karan Lotus, ikincisi ise; kehanet. Şimdi bedel ödemesi gereken Lotus Ülkesindedir ve yardım çığlıkları figan olmaktadır bu ülkede.

"Neler oluyor Pusat?" Uras Ülkedeki karmaşık seslerden ve konuşmalardan haberdar bir tavırla. Pusat'tan neler olduğu konusunda bilgi almak için kendi düşüncelerinden bir anlığına vazgeçti ve ülkesini düşünmesi gerektiğini hatırlamıştı.

"Uras, halk Karan yüzünden böyle. Biliyorsun ülkedeki insanlar daha doğrusu ölüp tekrar yaşama bağlananlar burada ve onlar bir ölüm meleğinden ne kadar korkarlar tahmin edersin ve en kötüsü de" Pusat sözünü bitiremeden Uras tamamlamıştı cümlesini.

"Eğer Karan tarafından katledilirlerse bir daha asla yaşama dönemezler" İşte can alıcı ve en önemli kısım burasıydı. Uras ve Pusat durumun vahimliği karşısında yapılacak tek şeyin ne olduğunu biliyorlardı da bunu nasıl yapacakları konusunda bir fikirleri yoku. Her ne kadar kendini kötülüğe adamış da olsa Karan onların bir zaman yanında olan kişiydi. Ülkelerini düşünmeliydiler ve ülkeleri adına en iyisi Karan'ın yok olmasıydı. Peki yok etmek istedikleri kişinin kendileri için ifade ettikleri, yapacaklarına galip geliyordu. Kefe ağır basıyordu bir yerde.

"Uras. Aklından geçenlerin farkındayım. Lakin eğer kehaneti bozarsak başımıza ne gelir bunu sen bile bilemezsin." Pusat çıkmazlıktaki fikirleriyle Uras'a danışıyordu.

"Biliyorum, O yüzden ne yapacağım konusunda en ufak bir fikrim yok. Kahretsin! " diyerek bir hışımla arkasına döndü Uras. Pelerini döndüğü hızın verdiği esintiyle havalanmıştı bir anlığına.

"Bekleyip göreceğiz Pusat. İllaki bir yol çıkacaktır önümüze. Ne yapacağımızı bilemesek te, o gün geldiğinde biz için ne iyi si onu yapmak zorundayız anladın mı beni? Ne ise onu yapmak zorundayız" diyerek havaya karışıp kaybolmuştu Uras Lotus.

Pusat Ayza'nın nerede olduğunu düşünürken birden arkasında belirivermesiyle şaşırdı.

"Buradasın demek " Pusat Ayza' nın düşünceli halini anlayabiliyordu. Yaşananlar hiç te kolay değildi.

"Buradayım. Buradayım da ne kadarım burada pek emin değilim. Sanki yokmuşum gibi" Ayza düşündüklerini Pusat'a anlatmak istiyordu ama nasıl anlatacağını bilmiyordu. Her ne kadar düşünse de Pusat ister istemez onun düşüncelerinin varlığına varacaktı. Gözlerini Pusat'ın gözlerine kenetlediğinde Pusat ürkmüştü.

"Senin aklındakiler ne böyle. Sakın anladın mı beni sakın bu aklındakileri yapabileceğini bir daha düşünme. Yoksa hepimizin sonu olur." dedi Pusat sinirlerine hakim olamayarak.

RASİN ÇEMBERİHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin