"Geçmişteki anılar uçsuz bucakısız zaman diliminden sıyrılarak geleceğe geliyordu şimdi. Olmaması gerekenler bir bir olup alışılagelmiş kalıpları yok ediyordu.Belki de müdahale etmekti en kötüsü olanlara yada olacaklara. Fakat düşünüldüğünde müdahaleninde bir sınırı vardı .Aynı ; Gecenin karanlığının güneşe mahkum olması gibi."
Lotus Ülkesini gece hakimiyeti altına almıştı. Ayza ve Pusat geçmişin anılarıyla kendilerini ülkenin görselliğine ihtişam katan kimilerine göre evi gibi gören ve öyle adlandırılan ülkenin adıyla aynı görselliğe sahip yapıtın içinde sanki kaybolmuşlardı bir süre .Bulundukları odanın içindeki dışarıya bakan bölümüne geçiş yapmışlardı yavaş adımlarla. Ayza gözlerini Lotus'un insanlarında gezdirmekteydi. Herkes bir uğraşı ile meşguldü. Pusat pelerinin şapkasını çıkardı .
"Esila yok olduğundan beri hiçbir şey yolunda gitmiyor" dedi Pusat Ayza'ya bakışlarını çevirerek.
"Esila yok olduğundan beri." Ayza 'nın ağzından kelimeler naif ses tonuyla kesik kesik çıkmıştı.
"Biliyorum .Hepimiz onun adına çok üzüldük ama sanki lanetlenmiş gibiyiz .Sana da öyle gelmiyor mu? "
Pusat gözleri hala aynı noktaya odaklanmış Ayza'ya bakarken. Düşünceleri onu tesir altına almıştı belliydi.
"Belki de öyledir .Lanetlenmişizdir. " dedi Ayza Pusat'a dönerek.Pusat düşündüklerini başka biri tarafından söylenildiğini duyduğunda afallamıştı.Çünkü bir kişinin bilmesi apayrı , iki kişinin bilmesi ve kabullenmesi apayrı bir konuydu.
"O gün ; yani Esila'nın yok olduğu gün dedikleri hergün kafamın içinde yankılanıyor.Her ne kadar ona yardım etmek istesem de edemedim . Halbu ki onun acı içinde gitmemesini sağlayabilirdim." diyerek konuşmasına devam etti Ayza gözlerini Pusat'tan almış tekrar karanlığın derinliklerine saplamıştı.
"Evet yapabilirdin . Onun acısını alabilirdin. Hatta bunu denedin!" dedi Pusat bir anda. Bu çıkışı beklenmedik olmuştu. Ayza'da şaşkınlığıyla Pusat'a döndü.Bunu nasıl anladığı konusunda kafası allak bullaktı. Bakışlarıyla da Pusat'a bunu soruyor gibiydi.
"Hadi ama gücümü bu kadar hafife almış olamazsın değil mi?" dedi Pusat .Sesi bir o kadar alaycı ve endinden emindi.
"Ama sen birisinin aklına girebilmek için onunla göz teması kurman gerekirdi yani öyleydi."
Ayza nasıl olduğuna dair fikirlerini oluşturmaya devam ederken Pusat ise Ayza'yı incelemeye devam ediyordu. Çünkü her bir kaçış onu hedefe yaklaştırırdı. Bunu biliyordu. Hep öyle olmuştu.
"Evet ama unutma hepimizin bir gücü var aslında , yetenek gibi bize bahşedilen ve bunlar geliştirilebilir." Pusat 'ın söyledikleriyle Ayza aslında nasıl büyük bir tehlike altında olduğunu anladı. Sonuçta aklına eğer Meyra ile ilgili bir şey var olursa Pusat artık her halükarda anlayabilirdi.
"Peki bunu neden Uras'a anlatmadın ? " Ayza Pusat'tan yanıt istiyordu.Sonuç olarak bunun öğrenilmesi kendi canına kasttı bir yerde.
"Biz hepimiz aynı gaye için yaratıldık Ayza. Uras'ın yaratıcısı yok olduğunda ona söylediği tek şey; kendi dünyamızla insanların var olduğu dünyayı hiçbir zaman karıştırmamak olduğuymuş. Elimizdeki güçleri onların yararına kullansakta asla ama asla biz onlarla aynı değiliz bunu sen de biliyorsun .Uras'a devredilen bu güçle o bizleri yarattı. Beni yarattığında burası bomboştu sadece ikimizdik ve bunun böyle olmayacağını anladığımızda Uras ilk olarak Karan'ı yarattı. Bende onun kardeşi gibi olsam dahi Karan'ı daha da benimsedi .Sonra dünyaya her gittiğinde burayı daha da dünyevi yapmaya başladı.Bir çok insan,çalışacak yer vs ama tek istediği birine bağlı olmaktı. Dünyada buna "aşk" diyorlar.Bir nevi onun gibi bir şeyi merak ettiğinden Esila'yı yarattı. Sonrada seni .Kendisine yardımcı ve bu ülkeyi koruyucular olarak varedildik.Hepimize belirli güçler bahşedildi ve biz bu güçlerle hem kendi ülkemizi hem de insanların dünyasına müdahale ettik.Lakin Esila geri dönüşümsüz yaptığı hatayla hepimizi tehlikeye attı kendisi de dahil. Sonuçlarınada hepimiz katlanıyoruz tabi en çok Uras ve Karan olması dahilinde." Pusat sözlerine devam ederken Ayza onu durdurdu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
RASİN ÇEMBERİ
FantasíaVe ardından büyük bir inilti duyuldu. Sanki bu acının zirvesindeyken aniden sonlanması gibiydi. Gelen ses, topluluk için önceden duyulmamış ve bilinmemiş bir sesti. O kadar güçlüydü ki herkesi şok etmişti. Gümbürdeyerek çıkan bu ses önlerinde duran...